Modern kölelik; Çok çalışıp az kazanmak

Geçen gün haberleri izlerken denk geldim bu cümleye.  
“Çok çalışıp az kazanmak”  
Türkiye en uzun çalışma saatiyle Avrupa birincisi oldu.  
Avrupa’da haftalık çalışma saati ortalama 36,4 iken Türkiye'de 42,9 saatle açık ara farkla ilk sırada.  
Özel sektörde çalışan bir kişi, Sabah 8 gibi işe gidip, akşam en iyi ihtimalle 7 gibi işten çıkıyor. Tam 12 saatini iş yerinde geçiriyor. Ne için; insanca yaşayabilmek için, ihtiyaçlarını karşılamak için, zamanını parayla takas ediyor.  
Çalışma koşulları o kadar berbat ki çalışan, işvereni zengin etmekten işveren de çalışanı fakir etmekten öteye gidemiyor.  
Haftalık çalışma saati 45 saat. 45 saati aştığı zaman, ek mesai ücreti ödenmesi gerekiyor, diyor iş kanunu. Bildiğiniz üzere ek mesai ücreti tabiri, henüz bize yabancı.  
Peki ama bizim bu iş beğenmeyen, şımarık olarak lanse edilen insanlarımız; emeklerinin, zamanının karşılığını alabiliyor mu ki? Alamıyor elbette...  
Almaya kalksa, azıcık iş kanunundan bahsetse ağzının payını alıyor. 
Asgari ücret en düşük maaş fakat ülkemizde asgari ücretin altında çalışan, çalıştırılmaya mecbur bırakılan milyonlarca insan, emekçi var... 
Çalıştığın kadar kazanç sağlıyor mu?  
İş yükü çok para yok denecek kadar az... 
Hem ekonomik olarak doymadığın gibi hem de ailene, kendine ve sosyal yaşantına zaman yetmiyor...  
Avrupa birincisi Türkiye! 
Ama zaten Avrupa bizi kıskanıyordu...