MEVLÜT MERGEN’İN SON MEKTUBU - (İhsan Özdemir'in Yazısı)
- 06-10-2022 07:40
Mergen, Diyarbakır sevdasını birde bu mektupta dile getirdi.
İşte Mevlüt Mergen’in son mektubu:
Öncelikle Allahın selamı müminlerin üzerine olsun.
İçinde doğup büyüdüğüm şehirdir Diyarbakır, denebilir ki yaşadığım yetmiş yedi yılın tamamını, bu şehirde geçirdim, iki yıllık askerlik sürem dahil nereye gitti isem yine bu şehre döndüm, ekmeğini yiyip, suyunu içtiğim, havasını teneffüs ettiğim bu şehre sevdalanmış olmamın mutluluğunu yaşamaktayım, mekteplerinde okuyamadığım şehirdir bu şehir, yüreğim bu şehrin dar küçelerinde ferahladı, küçe taşlarıyla dostluk kurdum, gün geldi kendimi bu şehre karşı borçlu hissettim, ölmeden bu borcu zor olsa da ödemeliyim diye düşündüm.
Ancak nasıl ödeyeceğimin şaşkınlığı içindeyken şehrime hitaben ‘’şiir’’nefasetsinde olmasa da ‘’sende arıyorum Diyarbekir’i’’ dedim, bu şiir kitabımı ‘’vefa’’ borcumun ‘’ilk taksiti’’ olarak düşündüm ve ardından ‘’manzum Diyarbekir hikayeleri’’ ikinci taksit olarak bu şehrin ‘’kültür’’ denizinde bir ‘’katre’’ olarak yer aldı, borç yüküm büyük ve ağırdı, hafiflesin diye ‘’bibi’nin diyarbekir feryadı’’ iki kez basıldı, zaman geçiyor, ömrüm sanki tükeniyordu, borçlu olarak öteki aleme gitmek arzuladığım bir durum değildi, onun için ‘’Peygamberler ve Sahabeler şehri sevdam Diyarbekir’’ kitabını ‘’Baki kalan gök kubbede bir hoş seda imiş’’ sözüne uygun olsun diye yüreğimin sedasından kopan yeni bir katre oldu.
Ömür tükeniyor ‘’borç’’ hafiflemiyordu, bu arada ‘’küçeler’’ şekil değiştirmeye başlamıştı, ‘’Fatih Paşa mahallesi Bıyıklı Mehmet paşa küçesindeki’’ evimin yerinde yeller esmeye başlamıştı, yürek çarpıntılarımı dindirmek ve bu şehre olan borcumu biraz daha hafifletmek için ‘’ben küçemi özledim’’ dedim, hiç de iddialı olmadığım ancak bir kısmı bu şehirde yaşamış olan denem ‘’romanı’’ bu şehrin insanlarına, sizlere sunmayı arzuladım.
Mekteplerinde okutulmadığım ancak üzerlerinde ‘’hariçten’’ yazan üç diplomayı almam için bu şehir deyim yerinde ise beni ‘’okuttu’’ onun için Diyarbekir benim öğretmenimdir, o ‘’doğrusunu’’ öğretmiş olsa da notları doğru tutmamış, dersine iyi çalışmamış olmanın ezikliği içindeyim, bu yüzden ‘’yanlışları’’ başka bir deyimle ‘’hataları’’ kabul ederken sizlerin hoş görüşüne sığınırım.