Melek Ahmet Paşa Camisi - (Ali Murat Kuş'un Yazısı)

Diyarbakır’da bulunan Melek Ahmet Paşa Camisi Osmanlı valilerinin armağanıdır.

Diyarbakır, belki de kurulduğu tarihten beri en müreffeh yıllarını Osmanlı Devleti’nin şehre hâkim olmasından sonraki iki asırda yaşamıştır. Bu süreçte surlar onarılmış, İç kale genişletilmiş, birçok cami yapılmış ve ticaretin gelişmesine uygun olarak kervansaraylar, hanlar ve Pazar yerleri inşa edilmiştir. Nitekim Osmanlı idaresinin altına girdikten sonra şehri ziyaret eden seyyahlar, Diyarbakır’ın o güne kadar gördükleri şehirlerin hepsinden güzel olduğunu ifade ederek hayranlıklarını dile getirmişlerdir. Eski zaman seyyah namelerinde şehrin pazarlarının Anadolu’daki birçok şehirden daha büyük ve daha güzel olduğu söylenir. Bu nedenle İran, Mısır, Kafkasya, Polonya ve Rus tacirlerinin buraya gelip ipek, pamuk, tiftik ve sahtiyan alarak memleketlerine götürdükleri ve deri işlerinin en güzellerinin hemen hemen tamamıyla burada yapıldığı belirtilir. Bu dönemde Diyarbakır’ın ipekli dokumaları ve renkli sahtiyanları meşhurdu. Şehirde pamuklu bezler dokunduğu gibi birçok deri imalathanesi de bulunurdu. Ayrışa şişe, çömlek ve Ergani bakırından türlü eşyalar yapılırdı.

Şehrin15. Yüzyılında doğuda Van-İran, Güneydoğu’da Mardin-Musul-Bağdat, güneybatıda Siverek-Urfa-Halep, kuzeybatıda Malatya-Sivas karayollarının merkezi durumundaki konumu, buraya ticari bir önem ve iktisadi bir güç kazandırmıştı. Burada Osmanlı Devleti’nin bölgede istikrarı tesis etmesi ve bölgeye önem vermesinin de payı büyüktür.

Şehirden geçen transit mallar arasında İran, Avrupa, Anadolu kumaşları, ipekliler, demir ve benzeri madeni eşyalar, baharat, sabun çeşitli yiyecek önemli bir yer tutuyordu.

Behram Paşa, Fatih Paşa, İskender Paşa, Ali Paşa Camileri de Osmanlı Valilerinin kıymetli armağanıdır.