M. SAİT MERMUTLU’NUN “SEYYİD MÜNİR BABA” KİTABI!. - (Mevlüt Mergen'in Yazısı)

KÜÇE BAŞI

Diyarbekir…

İslam’ın Anadolu’ya açılan ilk kapısı..

Cami-i Kebir..

İslam’ın Anadolu’ya açılan ilk penceresi..

Kutsal şehrin kutsal mabedin cemaatini kadrolu” görevlileri gibi benzetmemiz hoş görülsün: “kadrolu görevlileri” dahi vardır, sözü biraz açalım;

Kadrolu görevlilerin hizmetlerine karşılık ceplerine üç beş kuruş “dünyalık geçerken “kadrolu cemaatin” kalbinde “dünyalık” elde etmek gibi art niyet  olmaz, çünkü “Allah rızası” esastır bu cemaat için, unutmadan şunu da hatırlatalım ki “beş vakit namazını imamın arkasında kılan kadrolu cemaat” kazandıkları dünyalığı Allah yolunda harcamayı  çok severlerdi.

Dört aydır Diyarbekir’de değil Antalya’da idim, ne bu şehri ne de bu şehrin insanlarını unutmuş değilim, ancak müjdesini almıştım Doç. Dr. M. Sait Mermut’lu’nun “Diyarbekir’de bir Kadiri Şeyhi Seyyid Münir babanın hayatını, halife ve cemaatini”  konu alan kitabının neşredildiğini, ısrarla görmek ve okumak istiyordum.

Okurlarıma öncelikle “M. Sait Mermutlu”dan söz etmek isterim, sözün başında andığımız Ulu Caminin “kadrolu cemaatinden birinin “Hacı Kadri Mermutlu’nun” oğludur, Doç. Dr. M. Sait Mermutlu birden fazla kaynak esere imza atmış çalışkan başarılı bir akademisyendir aynı zamanda.

Diyarbekir’in tasavvuf dünyasında “Nakşibendi, Kadiri,  Rüfai

ve Gülşeni” şeyh ve bağlıları vardır, bu demek değildir ki diğer kolların mensupları yoktur, mesela “Gülşenilik, Mevlevilik, Halvetilik” gibi daha birçok meşrep ve mensubu vardır, söyleşimize konu olduğu için biz Kadiri Şeyhi olan Seyyid Münir Baba” hakkında elimizdeki eserden yararlanarak bilgi sunmak istedik.

01.07.1885 tarihinde Diyarbekir’de dünyaya gelen bu gönül Sultanı dünyaya meyil vermemiş ancak “dünyalığını kazanmak için de bir meslek edinmiştir, terzi” olarak insanlara libaslarını dikerken onların kalbine de Allah aşkını, peygamber sevgisini döşemiştir.

Bu manadaki sözlerinden bazıları: “Evlatlarım, sakın ola ki aldanıp ‘bunlar ölüp gittiler’ diye düşünmeyesiniz. Veliyullah hayatta iken kınlarında duran kılıçlar gibidirler, vefat edince kınlarından çıkarlar, kapıları açıp içeriye girerler, lakin sizlerin yürekleriniz bunları kaldırmaz.

…Zikir meclisinden çıktığınızda birileri size ‘nereden geliyorsunuz’ diye sorsa, siz de ‘cennet bahçelerinden geliyoruz’ deseniz yalan söylememiş olursunuz.

…İstesek sizin kapılarınızın eşiğini bile altından yaparız. Ama siz bunu kaldıramayıp bozulursunuz.

…Allah’tan dünyalık isteyeceğinize mertlik isteyiniz. Eğer mertlik yoksa ahrette mal da mülk de insanın yakasına yapışan ateşten gömlek olur.

…Bir dağ altınınız olsa ve bunu şarktan garba kadar sadece Allah rızası için sarf etseniz bu hatmenin bir gecelik sevabına ulaşamazsınız.

…Bu dünyada bize bir tas su veren her kim olursa Allah’ın izniyle biz de ahrette onu unutmayacağız.

…Evlatlarım bizlerden sonra da bu cemaat Allah’ın izniyle kıyamete kadar sürecek ve hatmeye devam edecektir.”

Tasavvuf yolunda sadakat, mürşide itaat esastır, bunun için Seyyid Münir Baba: “kendisinden himmet isteyenlere ‘önce hizmet, sonra himmet’ demiştir.

Müritlerini başka bir deyimle bağlılarını irşad ederek ömür süren Seyyid Münir Baba’nın kesin vefat tarihi bilinmemekte, bilinen 50 yaşlarında iken Diyarbekir’den ayrılıp Gaziantep’e gittiği, oradan da nereye gittiği bilinmediğidir.

Seyyid Münir Baba hakkında doyurucu bilgiler adını andığımız eserde mevcuttur, o mübarek insanın “kıyamete kadar devam edecek” dediği hatmeleri günümüzde halen devam etmektedir, onun müritlerinden, halifelerinden bazı isimler vardır ki bunların bir kısmını görmüşlüğümüz, tanımışlığımız ve sohbet etmişliğimiz var. Mesela:

Şeyh Ahmet Kuddusi (k.s.) hazretleri Seyyid Münir Baba’nın ilk mürşidi ve şeyhin ilk halifesi, bağlılarından Hafız Süleyman ve Halit Efendiler, Mehmet Ali Usta,  Hacı Mustafa efendi, Hacı Halit Özzorlu, Hacı Kadri Mermutlu, Hacı Ahmet Geray, Hacı Hasan Sönmez, Hacı Recep Peker, Hacı Eyyüb Üvak, Hacı Kadri Akyürek, Hafız Yusuf Efendi, Hacı Zeynel Efendi, Kenan Hamzaoğulları, Hacı Şaban Peker, Hacı Selahaddin Bor,  Hacı Mehmet Birbir, Hacı Mikdat Birbir, Emin Paçal efendi…

Bu isimlerden yakın zamanda yaşamış olanlarının bir kısmı ile dostça merhabamız olmuştur, şunu söylemekte yarar var bu isimlerin hemen hepsi nasıl ki Ulu Caminin “kadrolu” cemaatinden idi iseler, Seyyid Münir Baba’nın “zikir halkasının” da kadrolu bağlılarındandır.

Doç. Dr. M. Sait Mermutlu’yu Diyarbekir kültürüne  “kaynak eser” olarak kazandırdığı bu çalışmasından ötürü tebrik ederken okurlarımıza, bu eseri kitaplıklarında bulundurmalarını tavsiye ederiz, çünkü bu isimler düne kadar aramızda idiler, unutulmasın diye bu kitapta anıldılar.

Gelecek nesil de bilmeli ve unutmamalıdır, dünya sadece yemek içmekten, şehevi arzuları yerine getirmekten ibaret değil, Yüce Allah’ı bilmek “farz” olduğu gibi onun yolunda hizmet eden başta peygamberler olmak üzere “veliyullah” hazeratını bilmek, sevmek ve adımlarını izlemek de şarttır. Sözün burasında şunu söylemek durumundayız:

Meyve ağaçları kökten kesilmezlerse asırlarca kalır ve  meyve verirler, tasavvuf yoluna girenler için de durum aynıdır “şecere” ağacının meyvesi her zaman görülür, bazen “kan bağı” olarak görülse de bazen “can bağı” olarak kendini gösterir, buna bir misal vermemiz gerekirse  “Hacı Kadri Mermutlu” der ve evlatları Bedreddin, M. Sait ve Emrullah’ı Mermutlu’yu anabiliriz.

Bu isimleri şunun için andık ki, babalarının izinde yürümeleriyle, yararlı hizmetleriyle “örnek” olmaları sebebiyledir.

Biz en azından böyle  görüyor, düşünüyor ve inanıyoruz..

Tekrar etmek gerekirse; Doç. Dr. M. Sait Mermutl hem çalışkan hem de genç  bir akademisyen, böylesi birçok esere imza atacağına inanarak kutluyor,  başarılarının devamını diliyorum.

“Mübarek Ramazan ayı geldiğinde isimleri zikredilen güzel insanları hep görürdük Cami-i  kebirde, Ramazan-ı Şerif ayına girerken rahmete vesile olsun için söyleşimizi tekrarladık.

Berhudar olasınız, ömrünüze bereket sevgili okurlarım.

RESULE (s.a.v.) VARMAYA BAK

Yolunu düzelt yolcu,

Resule varmaya bak.

Cennet olsun sonucu,

Resule varmaya bak.

 

O'nu candan sevmekle,

"Yolundayım" demekle,

Sabır, çile, emekle,

Resule varmaya bak.

 

Yol rehberi Kur'andır,

Gerçek binek imandır,

O'ki kalbe sultandır,

Resule varmaya bak.

 

Bakma gümüş altına

Dizgin vur "nefs" atına,

Çıkmadan "hak" katına,

Resule varmaya bak.

 

O'dur "kevser" başında,

"Şefaat" uğraşında,

Aşkı olsun "aş"ında,

Resule varmaya bak.

 

Dünya günah yatağı,

İblis kurmuş  tuzağı,

Yakın eyle ırağı,

Resule varmaya bak.

 

Mergen der: her subh-üşam,

Ol nebiye ver selam,

Olmadan ömrün tamam,

Resule varmaya bak!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Diyarbekir, 26.01.2016