M A R A T O N!..

BİR MİSKAL

K A P I

Günden güne eriyor bedenimin yapısı,

Mezardır ahiretin bana bakan kapısı!..

MM

GÖZLÜYORUM

M A R A T O N!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Hayat her insan için bir maraton koşusudur,  ipin göğüsleneceği yer belli olsa da insan kendine göre daha başka bir “hedef” belirler ve o hedefe doğru koştuğunu zan eder, bazıları ipin göğüsleneceği yerin hayatını bitiş noktası olduğunu, bazıları ise esas hedefe varış noktasının bu alemde değil de öte alemde olduğuna inanır ve böylece “doğru” olan iz üzerinde yürüyerek nihai hedefine ulaşır.

İnananlar için nihai hedef Allah’ın rızasıdır, bu hedefe ulaşıldığında ebedi mutluluğa erişilmiş olur, dünya hayatında ise bazıları “hedefe” yani dünya mutluluğuna ermek için her yolu kendilerine “meşru” veya mubah sayarlar, o hedefe öylesine şartlanırlar ki önlerine çıkacak her türlü engeli aşmayı da hedeflerinin şartı sayarlar.

Oysa insan bu dünyada “uykudadır” yaşadığını sandığı hayat ise bir “rüyadan” öte bir şey değildir, ne zaman ki insana “buraya kadar” denilir iş o zaman uyanır ama iş işten geçmiş, fırsat trenini kaçırmıştır, “gaflet” sözünü ettiğimiz uykunun gerçek adıdır, nefsinin haz duyduğu bütün zevkler o uykunun “pembe” rüyasıdır.

Dünyada geçireceği zaman insana “ebedi mutluluğu” yaşayabilmesi için verilmiş bir fırsattır, ebedi mutluluk hedefi olmayanlar için sadece yemek, içmek, uyumak ve diğer zevkler önemlidir, bütün bunlar insan olmayanlarda görülebiliyor, çünkü onlar için belirlenmiş “nihai hedef” diye bir şey yok, ayrıca onlar için “günah işleme” diye bir durumda yok.

Cennet de insan için, cehennemde, hiç kimse açıkça “cehenneme varmak istiyorum” demez, çünkü cennet varken cehennemi istemek niye, gel gör ki kazın ayağı öyle değil, çünkü bazı insanlar adımlarını cennete doğru değil de cehenneme doğru atarlar, hem de koşarcasına atarlar, öyle koşarlar ki maraton koşucuları onları geçemez, gözlerini bürüyen bir “hırsları” vardır, bu hırs paradır, şehvettir, makamdır, mevkidir, zenginliktir.

“Hırs” atı çatlayıncaya kadar koşar, soluklanmak nedir bilmez, binicisinin varacağı hedefe varmak, ya da varmamak önemli değil, önemi olan koşmak, çok koşmaktır, atlar bazı zamanlarda önlerine çıkan engebeleri atlayarak aşabilirler, ancak hırs atının önüne “mezar” denilen engebe çıktığında atlayamaz, onu aşamaz ve binicisiyle o çukura yuvarlanmaktan kurtulamaz.

Dünya insan için süslenmiştir, kadın olsun erkek olsun hepsine “gel” der, bir yandan öyle der öte yandan insandan kaçar, “hırs” denilen de budur, o kaçtıkça insan onu kovalar, yakalayacağını sandığı an kollarını açar ki onu yakalaya, kucaklaya gözünü açtığında kendisini kucaklayanın “mezar” olduğunu görür.

Bu gün Cuma, mübarek bir gün, müminler bugün Cuma namazına durduklarında dünyadan, dünya da onlardan ayrılır, camiye koşarak gelirler ve ebedi mutluluk için “dua” ederler, çünkü umutları vardır, beklentileri vardır, dünyaya gerektiği kadar önem vermişlerdir, dünyanın ötesi onlar için önemlidir, yüreklerinde dünya hırsı yok, kin yok, sevgi vardır.

Selam ve dua ile.