KUL OLMAYA BAK!.. - (Mevlüt Mergen'in Yazısı)

KEÇİ BURCUNDAN BİR ŞİR BİR YORUM

ŞİİR

KUL OLMAYA BAK

Sıyrıl nefisten,

Kul olmaya bak.

Geç benliğinden,

Kul olmaya bak.

 

Ezelde Allah,

Ebet de Allah,

Çek bir Bismllah,

Kul olmaya bak.

 

Bir’i üç bilme,

Kula eğilme,

Bu halde ölme,

Kul olmaya bak.

 

Rabbini tanı,

Arş’ın Rahmanı,

Kovup şeytanı,

Kul olmaya bak.

 

En sevgili kul,

Muhammed resul, (S.A.V.)

İnan ve kurtul,

Kul olmaya bak.

 

Kulluğun şanı,

Tutmuş cihanı,

Gönül sultanı,

Kul olmaya bak.

 

Kula kul olma,

Yanlışla dolma,

Var’ken yok olma,

Kul olmaya bak.

 

Kopma kapıdan,

Nurlu yapıdan,

Gel iç bu sudan,

Kul olaya bak.

 

Ölüm sana hak,

Mutlak olacak,

Çare yok, ancak,

Kul olmaya bak.

 

Sonunu düşün,

Olmaz dönüşün,

Düzelt görüşün,

Kul olmaya bak.

 

Kadın ve dünya,

Güzeldir güya,

Biter her rüya,

Kul olmaya bak.

 

Aklını kullan,

Gördüğün yalan,

Ancak kurtulman,

Kul olmaya bak.

 

Bitmeyen bahar,

Maverada var,

Açık kapılar,

Kul olmaya bak.

 

Hak kulun sever,

Kur’anda över,

Mergen’de söyler,

Kul olmaya bak!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Diyarbekir,19.04.2013

BİR YORUM

Bu şiirdeki başlığımız meramımızı sanki tam ifade edemiyor, çünkü “kul olmaya bak” derken kastımız “Allah’a kul olmaya bak” idi, lakin biz “bırak Allah’tan gayrinin kulu olanları” bırak da Allah’a kul olmaya bak inancımızı dile getirmek için yola çıkmışız, ifade noksanlığındaki “hata” bize aittir.

Acaba “kategorilere” ayıracak olursak gerçek manada Allah’a kul olanların dışında kimleri, ya da neleri görürüz, önce tek kelimede belirterek “dünya” diyelim, çünkü dünyaya “kul” olmuş olanların sayısını rakamlara dökmek zordur, hatta imkansızdır da diyebiliriz.

Sonra “kadın” gelir aklımıza, gerçi tasavvuf ehli dünyayı “fettan bir kadın” olarak görür ve onun cazibesinden ırak durmaya çalışırlar, daha sonra “madde” yani para üçüncü sırayı alır, dünya, kadın ve para üçlüsü insan için kurulmuş bir tuzaktan öte bir şey değildir.

Şöyle bir söz söylenir insanın dünyadaki duruşunu, ya da yürüyüşünü anlatmak için “ana rahminden geldik pazara/bir kefen aldık döndük mezara” işte bu pazarın sahibine kul olmak varken pazarda sergilenenlerin cazibesine kapılmak, onlara “kul” olurcasına sahip olmak için bütün bir ömrü harcamak akıl karı mıdır?

Akıl karı değildir elbette, nice kendini akıllı sanan o kadar çok insan var ki, gecesini gündüzüne katıyor, kazanmak, çok kazanmak için bütün bir ömrünü heder ediyor ve sonunda kazandıklarını geridekilere bırakıp gidiyor.

Bu durum günümüzdeki insanlara has değil, geçmişten gelen bir hastalıktır ki eskiden geçerli para olan “dinar” iken bugün “dolar” olmuştur da “diniküm dinariküm” sözü “diniküm dolariküm” olmuştur.

Kadın için o kadar çok yanan, çırpınan insan var ki, ona kavuşmak adına her şeyden vazgeçerler, “dünya” içindekilere “yar” olmadığı gibi kadın da “yar” olmaz, para da “yar” olmaz, yine de bunlara “kul” olanların sayısı pek çoktur, oysa Allah gerçek dosttur ve en güzel yardımcıdır, akıllı olan Allah’a kul olmaya bakar ve şu gerçeği görür: “Allah kulunu sever/Kur’anda över”

Oysa insan bir bilse başını kara toprağa yatırdığı an kendisine meleklerin “Rabbin kim?” diye soracaklarını, hazırlığını ona göre yapar ve ölmeden “benim Rabbim Allah’tır, der ve ben onun kuluyum” diyerek kendini mezardaki sorgu suale hazırlar.

Selam ve dua ile.