KORONA GÜNLERİNDE DİYARBAKIR

İnsanlık şu an bir virüs salgını ve yarattığı yıkımla mücadele ediyor. Hastalıktan ölenlerin sayısı yüz bin sınırına dayanırken, koronavirüsten etkilenenlerin sayısı da 1 miyon 600 bini geçmiş durumda.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında Bilim Kurulu toplantısı bugün gerçekleşecek ama dün açıklanan rakamlara göre Türkiye'de can kaybı bini aşarken, vaka sayısı 50 bini geçti.

20 bin kişinin hayatını kaybettiği İtalya, dünya genelinde en fazla ölümün yaşandığı ülke.

466 bin 33 vakanın görüldüğü ülke ABD'de 16 binin üzerinde insan bu salgından dolayı hayatını kaybetti. Sadece New York kentinde yaklaşık 160 bin pozitif koronavirüs vakası tespit edilmiş durumda ve bu sayı ile ABD dışındaki ülkelerin her birinden daha fazla koronavirüs vakası olduğu anlamına geliyor.

153 bin 222 vakanın görüldüğü İspanya'da virüsten ölen insan sayısı 15 bin 447.

65 bin 872 vakanın görüldüğü İngiltere'de ise can kaybıysa 7 bin 978.

Dünya Sağlık Örgütü, ülkemizdeki vaka artı hızının kaygı verici düzeyde olduğunu açıkladı. Vakaların yüzde 60'ı İstanbul'dan.

Türkiye'de genel bir karantina uygulanmadı ama getirilen sınırlamalar uyulması halinde virüsün yayılma hızının kesilmesi bekleniyordu ama görebildiğimiz kadar sosyal hayatta tedbirlere uymayan insanların ağırlıkta.

31 Büyükşehire getirilen sokağa çıkma yasağı uygulaması ise hastalığın bir kentten diğerine yayılmasını önlemesi açısından önemli.

Çok mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmamaya özen gösteriyorum ama görebildiğim kadarı ile Diyarbakır'da bu özen ne yazık ki çok kişisel düzeyde kalıyor. Arabayla Huzurevleri, Bağlar tarafından geçip ne olup bittiğini görmek istedim. Cadde ve sokaklardaki gördüğüm kalabalık, sosyal mesafe kuralına hiç dikkat edilmemesi, kentin genelinde uyarılara eşit oranda dikkat edilmediğini gözlemledim.

Uyarı ve önlemlere dikkat etme oranının sosyo ekonomik durumla yakından ilgili olduğunu biliyoruz. Kaldırımlarda, tezgahlarda tatlı ve gözleme yapan seyyar satıcıların akşam eve ekmek götürme derdinin virüs korkusuna baskın geldiğini, düzenli bir geliri olmayan binlerce ailenin açlık kaygısı ve ölüm korkusu arasında sıkışmış durumda olduğunu biliyoruz. Milyonlarca insanın bu süreçte işsiz kaldığını da aşikar. Bu yüzden de sosyal destekler çok önemli. Dar gelirli insanlara devlet yardımlarının yapılacağı açıklamaları bu yüzden sevindirici. Ama destek ve yardım için herkes bu işin bir ucundan tutabilmeli.

Diyarbakır'da internet üzerinden örgütlenip yerel marketler üzerinden yaptıkları alışverişleri dar gelirli ailelere ulaştıran sosyal bir ağ ile karşılaştım. Whatsapp üzerinden örgütlenen Diyarbakır Kent Dayanışma Ağı, dar gelirli aileler için 200-400 liralık alışverişlerle gıda paketleri hazırlatıyorlar. Aynı grup üzerinden telefon ve adres bırakan aileler bu gıda paketlerinden alabiliyorlar. Sadece bu ağ olmak zorunda değil, eminim hepimizin tanıdığı çok sayıda yoksul insan vardır. Bu yüzden paketinizi siz de hazırlayıp ihtiyacı olan ailenin kapısına götürebilirsiniz.

Korona tün dünyada hayatı durdurma noktasına getirdi ama böylesi zor zamanlarda dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıktı. Bu yüzden bu işin bir ucundan tutabilmek şimdi artık daha hayati. Bugünler de geçecek diye umudumuzu diri tutup, biraz sabır, sebat ve çokça dayanışma ile bu illetin üstesinden geleceğimize inanıyorum.

Sağlıkla ve dayanışma ile kalın!