KAYBOLAN GELENEKLER - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)
- 26-09-2022 07:32
Yeni kuşak gençlerin hiç birinin geçmişin güzelliklerinden haberi yok. Fırsat buldukça gençlere bu güzellikleri, sosyal dayanışmayı pekiştiren gelenek ve göreneklerimizi anlatıyoruz. Ama yararsız. İnsan yaşamadıkça önemini, anlamını kavrayamıyor ne yazık ki.
Diyarbakır’da her Cuma akşamı evlerden, mahalledeki dilenmeyi utanan yoksul ailelere örtülü sinilerde Ölü Yemeği çıkarılırdı.
Bunun anlamının aslında yoksul ailelere yardım olduğunu bilen kaç kişi kalmış koca kentte. Daha doğrusu bu gelenekte kaybolmuş gitmiş şimdilerde.
Bir başka geleneği de ister varlıklı, ister yoksul olsun ölü evine yemek götürmekti Diyarbakır’ın. Tanıdık bir ailenin cenaze evine ya da mahallede cenazesi olan komşulara, hane halkının yemek pişirmeye üzüntüleri mani olduğundan; zamanda bulamayacaklarından Yas boyunca o eve komşular ya da tanıdıklar tarafından sıra ile üç öğün yemek gönderilir. Gönderilen yemekler o saatte evde bulunan hem hane halkının hem de konukların yemesi sevaptır. Artan yemek mahalledeki yoksul ailelere gönderilir.
Ne yazık ki bu gelenek her ne kadar ortadan kalkmışsa da son zamanlarda taziye evlerine değil Yas evlerine gönderiliyor, Şimdilerde evlerde taziye tutulmuyor, bunun için bazı hayırseverler tarafından taziye evleri yaptırılmış, bazı Camilerde de bu taziye evleri vardır, Bu taziye evleri üç günlük kira karşılığı taziye sahibinden alınıyor, bazı taziye sahibi yakınları buranın kirasını kendileri karşılıyor, Yakınlar ve akrabalar her öğle sırayla yemek getiriyor, taziye sahibini bu yükten kurtarmaya çalışıyor.
Dikkatimi çeken bir olayı anlatmadan geçmeyecem; Taziye evlerine bakın yemek saatinden önce 40-50 kişi olan bu taziye evi yemek saatinde 100-150 kişiyi buluyor, on beş dakika sonra o taziye evinde sadece taziye sahibi ve yakın akrabalar kalıyor.
Esasında bu taziye evlerindeki yemek meselesi ortadan kalkmalıdır, bazı taziye sahipleri yemek gelmeyince kendileri utanma belası yemek vermek zorunda kalıyor, bu da taziye sahibine bir külfettir.