İhmaller ve Felaketler Ülkesi Miyiz?

Son zamanlarda yaşanan olaylara bakınca, aslında hiçbir şekilde güvende olmadığımızı gördük.

Ne acı ama!

İnsana kendi evinde kendini güvensiz hissetmek kadar hiçbir şey, ‘kimsesiz’ hissettirmez herhalde. Bolu’da gerçekleşen olay tıpkı diğer ‘felaketler’ gibi göz göre göre geldi. Ve yine, yeni felaketler zincirine birçok can kurban gitti.

Kısa bir süre önce ABD’nin Los Angeles eyaletinde devasa bir yangın meydana geldi. Neredeyse tüm eyalet yangında küle döndü. Koca eyaletteki yangında 28 kişi hayatını kaybetti. Bolu’da ki otel yangınında ise 78 kişi hayatını kaybetti. Çok saçma ama bizim can kaybımız daha çok. Çünkü bizim ülkede insandan daha kıymetli şeyler var!

Mesela para!

Elbette para önemli. Ekonomik sıkıntıların gitgide arttığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu belki etken olabilir diye safca düşünmek istiyorum, ama ne aklım ne de kalbim bu düşünceyi kabul etmiyor.

Kafamda tek bir ses ‘doyumsuz bu insanlar’ diye haykırıyor!

‘Vicdansız bu insanlar’ diye haykırıyor!

Bir pula sattılar insanları...

Diri diri yaktılar...

Oysa ki biraz nefes alalım diye gitmişlerdi.

Kimi ekmek parasını kazanmak için ordaydı.

Nerden bileceklerdi ki...

Kimin aklına gelirdi ki...

Otel sahibinin aklına gelmeliydi! Bunu kendine dert etmeliydi. Gerçi o da denetimin yapıldığını, hatta ifadesinde ‘’en son denetim Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 15 Aralık tarihinde yapılmıştır. Bu denetimde engelli odalarının kapılarıyla ilgili eksiklikler bulundu. Yangınla ilgili herhangi bir eksiklik tespit edilmedi’’ iddiasında bulunmuştu.

İşte yine ihmal...

Böylesi eksiklikleri olan bir yer nasıl mühürlenmez?

Balık baştan kokar. Herkes görevini layığıyla yerine getirseydi, bugün böyle bir  acıyı yaşamamış olacaktık.

Ne yazık ki Türkiye, ihmaller ve felaketler ülkesi olma ünvanını kimselere kaptırmıyor.