İÇ KALEDEKİ TÜRBE YANLIŞI VE Prof. İRFAN YILDIZ!.. - (Mevlüt Mergen'in Yazısı)

GÖNLÜMCE
DOĞRUSU NE?
Halka doğru bilgiyi ehli olanlar verir,
Bilgisiz konuşanlar yanlış yolu gösterir.

Nasıruddevle Mansur’un eşi Sittunas Türbesi,
Hep yanlış anlaşıldı yeri ve hikayesi.
MM

SÖZ GELİŞİ
Ne zaman İç kale’ye gitsek orada bir iki basamakla inilen bir mekan görür ve “burası bir türbedir” derdik, derdik ama, çeşitli “yanlış” yakıştırmalar yapardık türbenin içindekiler hakkında, merakımızı gideremez Fatiha okumayı da eksiltmezdik dilimizden, daha sonra  “kadim” dost bir bilim adamı Prof. Dr. İrfan Yıldız beyle konuştuk konuyu bize yanlışımızı düzeltecek bilgiyi göndereceğini söyledi. Yıldız, 2011 yılında yayımladığı Diyarbakır Türbeleri adlı makalede bu yanlış anlaşılmaya mahal verilen bilgileri düzeltmişti.

Aslında alıntı yapmak “ayıp” değil, sahibi izin verirse “suç” değil, istedik ki o türbe hakkında doğru bilgileri hem biz edinelim, hem de okurlarımız öğrenmiş olsun İç Kale’deki Nasıruddevle Mansur’la eşi Sittunas hanım hakkındaki bilgileri, İrfan Yıldız dostumuza teşekkürlerimizi sunarak aynen aşağıya alıyoruz:

Nasıruddevle Mansur ve Eşi Sittünas’ın Türbeleri
Prof. Dr. İrfan YILDIZ*
Yapı merkez Sur İlçesi Cevat Paşa Mahallesi’nde, İç Kale’de Hz. Süleyman Camii’nin kuzeydoğusunda, Eski Adliye binasının arkasında Dicle Nehrine hâkim bir konumda burcun üstünde bulunmaktadır
Eser, yan yana iki türbeden ibarettir. Gerek türbenin ismi gerekse içinde yatan şahıslar hakkında çeşitli ihtilaflar bulunmaktadır. 1316/1898 tarihli Diyarbekir Salnamesinde, bu türbede metfun olan e’izze-i kiramdan Çifte Evliya Hazretlerinin, isimlerinin bilinmediği ve havariyyundan oldukları tahmin edildiği belirtilmektedir (İzgöer, 1999-IV, s.208). Türbede yatanlar hakkında bilgi veren Şevket Beysanoğlu ve Mehdi İlhan, İbnül Ezrak’ın verdiği bilgileri baz alarak türbede medfun olan kişilerin Mervani hükümdarı Nasıruddevle Mansur ile eşi Sittünas olabileceğini ileri sürmektedirler (Beysanoğlu, 1985, s.4-50; İlhan, 1996, s.201).
İbn’ül Ezrak; 486/1094 tarihinde Mervanoğulları hükümdarlarından Nasıruddevle Mansur’un Cizre’de öldüğü cenazesinin Amid’e götürülerek, amcası Said bin Nasıruddevle’nin kızı olan eşi Sittünas tarafından Dicle’ye bakan kayalıkların üzerindeki sarayın üst tarafında yaptırılan kubbeye gömüldüğünü ve daha sonra eşinin de aynı yere defn edildiğini belirtmektedir (Ezrak, 1990, s.216).
İncelediğimiz türbe İbn’ü l Ezrak’ın tarif ettiği yerde bulunmakta ve yine tarif ettiği gibi türbede yatanlardan biri bayan diğeri de erkektir. Bu bilgilerden yola çıkarak yapının Mervanoğulları hükümdarlarından Nasıruddevle Mansur’un eşi Sittünas tarafından 486/1094 tarihinde yaptırıldığını söyleyebiliriz.

Çeşitli dönemlerde geçirdiği onarımlarla günümüze ulaşan eser, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 19.01.1980 tarih ve A-2082 sayılı kararıyla tescillenmiştir.
Yapı, yan yana inşa edilmiş iki türbeden ibarettir. Türbeler, dikdörtgen planlı olup içten beşik tonoz, dıştan düz damla örtülüdür. Moloz taştan inşa edilen türbelerden kuzeydeki Nasıruddevle Mansur’a, güneydeki eşi Sittünas’a aittir

Yapı, sur duvarlarını destekleyen burcun üzerinde yükselmektedir. Doğu ve güney cephesinde mazgal pencere açılmıştır. Kuzey cephe sağırdır. Batı cephede iç mekâna geçişi sağlayan düz lentolu birer kapı bulunmaktadır. Güneydeki kapının üstünde celi sülüs karakterde taş malzemeye iki satır olarak hak edilen bir kitabe bulunmaktadır. Kitabe bir ayet kitabesi olup Bakara Süresinin 126. ayetini içermektedir. Kitabenin metni şöyledir:Kitabeyi okuyan Prof. Dr. Abdurrahman Acar’a teşekkür ederim.

O vakit İbrahim; “Ya Rabbi! Burasını emin bir belde yap! Ahalisinden Allah’a ve ahret gününe inananları her türlü ürünle rızıklandır” demişti.

Batı cephenin ortasında ve kuzeybatı köşede, bitişikteki yapının payeleriyle cephe kısmen kapatılmıştır.

Güneydeki türbeye, batı cephede yer alan dikdörtgen formlu bir kapıdan girilmektedir. İç mekân 1.65 x . ölçülerinde olup doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır ve aynı yönde beşik tonozla örtülüdür. Doğu duvarı sağırdır. Güney duvarı mazgal bir pencereyle dışarı açılmaktadır. Batı duvarında giriş kapısı yer almaktadır. Kuzey duvarında bitişikteki türbeye açılan dikdörtgen formlu bir pencere mevcuttur. İç mekânda Sittünas’ın kabrinin üzerine konan temsili bir sanduka vardır,

Kuzeydeki türbeye de kuzeybatı köşede açılan düz atkı taşlı bir kapıdan girilmektedir. İç mekân bitişikteki diğer türbede olduğu gibi 1.65 x . ölçülerinde olup doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır ve aynı yönde beşik tonozla örtülüdür  Yapının doğu duvarı mazgal pencereyle dışarı açılmaktadır. Güney duvarında bitişikteki türbeye açılan dikdörtgen formlu bir pencere bulunmaktadır. Batı duvarında düz lentolu giriş kapısı yer almaktadır. Kuzey duvarı sağırdır. İç mekânda Nasıruddevle Mansur’un mezarı üzerine konan temsili sanduka mevcuttur”

Okurlarımızdan özür dilmek durumundayız, çünkü  gerek fotoğraflar ve gerekse çizimlere yer veremediğimiz için. Sanırım bu kadar bilgi yanlışımızı düzeltecektir, tekrar teşekkürler İrfan Yıldız. Rabbim sana uzun ve hayırlı bir ömür versin ki Diyarbekir’in altını üstünden daha iyi bilen tek bilim  adamı sensin. En azından biz böyle biliyoruz..
Selam ve dua ile.