Hiçbir sınav hayatımızın sonu değildir

Mart ayının ilk günlerindeyiz, ortaokul ve lise öğrencileri LGS-YKS'ye çok sıkı bir şekilde çalışıyor çünkü bu sınavlara hemen hemen 3 ay gibi bir süre kalmış bulunmakta. Bu gibi sınavlar kimsenin hayatında bir son değildir, aksine hayatınızı şekillendirme yolunda attığınız ilk adımlardandır. Buna rağmen liselere giriş sınavı ya da üniversite sınavı denilince birçok öğrencinin zihninde canlanan şey kaygı ya da stres oluyor. Hele ki zaman azaldıkça öğrencilerin mental sağlığında birçok problem gözlemleniyor. Ben de bu yüzden bugün hem öğrencilere hem de ebeveynlere birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum.

Öncelikle zaman azaldıkça daha fazla stres yaşamamak adına konularınızı biriktirmeyin. Çünkü uzmanlar toplu öğrenme yerine kesinlikle aralıklı öğrenmeyi tavsiye ediyor. Peki bu öğrenme biçimleri arasındaki fark nedir? Toplu öğrenmede, öğrenciler genellikle kısıtlı bir zaman dilimi içerisinde her şeyi ezberlemeye çalışırlar. Örneğin; vizelere son gün çalışmak gibi. Hangimiz bunu yapmadık ki... Peki kalıcı bir öğrenme yaşandı mı? Tabii ki hayır. Çünkü toplu öğrenmede öğrencinin yaptığı tek şey kısıtlı zaman içerisinde tüm konuları ezberlemeye çalışmaktır. Uzmanların tavsiye ettiği aralıklı öğrenme ise, öğrencilerin geniş bir zaman dilimine bütün konuları yaymaları ve tekrar etmeleridir. Bu tür öğrenmeler kesinlikle daha kalıcı olacaktır. Ardından Kendi öğrenme stilinize uygun bir ders planı oluşturun ve her gün konularınızı tekrar etmeye özen gösterin. En önemlisi de sık sık test çözün. Öğrendiğiniz konuları ancak soru çözerek pekiştirirsiniz, hangi noktalarda yanlış yaptığınızı ve  hangi konuları anlayıp anlamadığınızı en iyi bu şekilde görmüş olursunuz.

Belki de tavsiyelerimden en önemlisi şu olacak: Planlı ve düzenli çalışırken bazen zihninizin ve ruhunuzun dinlenmesine izin vermeyi unutmayın. Biliyorum ki bazılarınız çok iyi liselere gitmek istiyor bazılarınız da hayallerindeki mesleğe kavuşabilmek için en iyi üniversitelere gitmek istiyor. Ama yine de hayatınızın tek odak noktasını lütfen sınav yapmayın. Siz düzenli çalıştıkça ve gayret ettikçe eninde sonunda hayallerinize kavuşacaksınız. Bazen fedakârlık yapmanız gerekse de lütfen kendinizden çok ödün vermemeye çalışın. Hem derslerinize çalışın hem de kafanızı dağıtmak adına sosyalleşin. Kendinize inanmaktan asla vazgeçmeyin. Sınava çalışmak demek elinizi ayağınızı her şeyden çekip tüm gün ders çalışmak demek değildir. Bu sadece sizi mental ve fiziksel açıdan daha çok yoracaktır. Ebeveynlere de bu konuda verebileceğim en büyük tavsiye: Çocuklarınıza her zaman inanın ve onlara destek olun. Çünkü zaten bu tarz sınav dönemleri oldukça stresli ve yorucuyken bir de sizler onlar üzerinde iyice baskı kurmayın.