“HİÇ” OLMAK!.. - (Mevlüt Mergen'in Yazısı)
- 10-06-2021 00:14
İKİZLER
Her sözün bir eşi var, onları ikiz sanma,
Gerekli olanı al, her söze de inanma.
Makam mevki bir misal, ya da “güç ve hiç” gibi,
Temelde kullanılan taş veya kerpiç gibi!..
MM
SÖZ GELİŞİ
Bir söz: “hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” yani unutkanlık insan olmanın bir parçasıdır, doktorlar biz yüzde seksen dört “engelli” raporunu yazmadan önce biz unutkanlığımızı da katsa idik diğer hastalıklarımızın arasına ihtimaldir rakam daha yüksek olabilirdi, sadede gelecek olursak, ünlü bir kişi, at üzerinde giderken köşede oturmuş, saçı sakalına karışmış, fakir görüntüsü veren birini görünce:
-Böyle miskin miskin oturacağına kalkıp biraz çalışsan olmaz mı? Diye sormuş, adam:
-Çalışırsam ne olurum?
Çalışırsa ne olacağı, hangi makamlara geleceği ve sonunda kral bile olabileceğinin imkan dahilinde olduğu söylenince adam:
-Peki daha sonra, yani kral olduktan sonra ne olurum? Sorusuna aldığı cevap “hiç” olunca adam: “ben zaten şimdiden hiçim niye bu kadar çalışıp yorulayım ki?..
Bu konuşma bizde bazı çağrışımlar yaptı, bir anda kabristanda yatanlar geldi gözümüzün önüne ne kadar çok mücadele vermişler “hiç” olmamak adına, özledikleri makama gelince de unutmuşlar dostlarını, kendilerini seven insanları, umursamamışlar arayışlarını, düşünememişler o makamın bir gün başkalarına “yar” olacağını ve kendilerinin bir “hiç” olacağını o makamda daha önce başkaların oturduğunu..
Şöyle diyebiliriz, “kabristanlar hiçlerle doludur” Şems-i Tebrizi’nin dediği gibi kabristanlar “yalancı kahvesi değilse nedir” “hiç” olmanın bir diğer ismi de “hak ile yeksan” olmaktır, acaba her insan öldükten sonra “hiç” olur mu,insan için ebediyen “hiç olmak” yoktur.
İnsan bu dünyadaki ömrünü tamamladıktan sonra ebediyet yurduna gidecek, orada ya gerçek mutluluğu tadacak, ya da mutsuzluğu yaşayacaktır, yani cennet veya cehennem insanı bekliyor.
İnsan “hiç” olmamaya giderken yürüdüğü yolda bir “iz” bırakmalı değil midir, bu iz önce insan olmanın izidir, mazlumun yanında yer alıp zulme karşı çıkmanın izidir, saygı göstermesi gerekenlere gösterdiği “saygının” izidir, misalleri çoğaltmak mümkün, eğer o iz kendisini ve arkasından o izi takip ederek gelenleri cennete götürüyorsa ne mutlu öylesi bir iz bırakanlara!..
İnsanın baş düşmanı melun “İblis” bir iz bıraktı, çünkü gideceği yerin ateş yurdu olacağını biliyordu, orada yalnız kalmamak adına sevenlerine izini allayıp pullayarak “güzel” gösterdi, biz şu anda göremesek de “cehennem” yani ateş yurdu iblisin izinde gidenlerle doludur.
İnsana güzellik adına her şey yakışırken sadece “kibirlenmek” yakışmaz, çünkü insanın kibirlenebileceği hiçbir özelliği yoktur,”kibir Allah’a yakışır, çünkü O bütün kainatın tek sahibidir ve o yücelerden yücedir” bu gerçeğe rağmen bazı insanlar neden “tevazu” kanatlarını takmaz da kibirlenirler, kendilerini herkesten üstün görürler?
Sözlerimizde her hangi bir kimse yok, sadece kendi nefsimize “öğüt” vardır, yolun sonunda “hiç” olmamaya gideceğimiz inancı vardır, kendi nefsimiz dururken başkaları ile niye uğraşalım ki?
Selam ve dua ile.