HAVANDAKİ= LAKLAKİYAT!.. - (Mevlüt Mergen'in Yazısı)
- 01-06-2021 00:49
LEYLEK
Mutlaka gelmişlerdir can dostumuz leylekler,
O eskidendi “loğcu” yolunu bekler.
Lak lak ile geçermiş uçarken kısa ömrü,
Ekranlarda şakıyor, leyleğin insan türü!..
MM
SÖZ GELİŞİ
Denebilir ki çağımızda toplumun hastalıklarındandır “yandaş” ya da “taraftar” olmak, bu hastalığa yakalananlar kendileri bilmese de, tutumlarıyla, konuşmalarıyla “deşifre” olmaktadırlar, sanki tedavisi yoktur bu iki hastalığın, sözümüzü bazı örneklerle açıklamaya çalışacak olursak iki “camia” diyeceğiz bunlardan biri spor veya futbol, diğeri siyasettir..
Sporun her türünün özünde “şampiyonluk” vardır, uzun soluklu mücadelenin sonunda amaca varılsa bile taraftarları yine de çok konuşur, daha da çok kaynar, kaynaşırlar, nitekim bu yıl Beşiktaş’ın iki şampiyonluk elde etmesi bile yetmedi taraftarları için, kutlamalar, arkadaş ortamında övünmeler, medyaya yansımalar, yansıtmalar sürüp gidecek ta ki gelecek yılın şampiyonluk mücadelesi yeniden başlayıncaya kadar.
“Komünist” felsefede “din afyondur” tezi önemli ise de futbolun veya sporun nasıl bir afyon etkisi yaptığı gerçeğini yediden yetmişe herkeste görebiliriz, merhum “Necip Fazıl” “tribünleri dolduranlar “gol” diyeceklerine “ol” deseler mesele biter” demişti de bugün daha çok dillendiriliyor “gol” nidaları, çünkü “olması” gereken unutturulmuştur insanımızın, varsa yoksa spor, futbol..
“Müthiş” bir taraftarlık aşkı “vizyondadır” tribünleri dolduran milyonların kulakları dibinde okunmaktadır ezanlar “Allahüekber” nidalarına karışmaktadır “gool” sesleri, bütün bu sözleri biz “gerçeği” yansıtmak adına yazmaktayız, yoksa kimsenin kulübüne, takımına, rengine karışacak halimiz yok.
“Hastalık” diye nitelediğimiz ikinci husus ise “siyasette” yaşanmaktadır, taraftarlığın yanı sıra burada “yandaşlık” da söz konusudur, özellikle “yandaş medya” en çok dillendirilendir, nasıl ki futbolda takım ve renk sayısı birden fazladır, aynen onun gibi siyasette de yandaşlık yapılacak siyasi partilerin sayısı da birden fazladır.
Yine nasıl ki futbolda “güç birliği” sağlanması adına “karma” takım oluşturulabilirse siyasette de “ittifaklar” oluşturulabilir, futbolda amaç “şampiyonluk” olurken siyasette amaç “iktidardır” yani “koltuktur” siyasetle futbolun aralarında şu fark vardır, spor “centilmenlik” için yapılır, siyaset “dürüstlük” adına yapılması gerekirken biz bunu yarım asırdan çok fazladır göremedik de şunu gördük: “amaca varmak için, yani kazanmak için her yol mubahtır”
Mesela genel seçimlere iki yıldan daha çok bir zaman varken, şimdiden medyada neden başlatıldı “yandaşlık” oturumları, sanki bir alt yapı hazırlanıyor seçimlere bu kadar zaman varken, ekranların kimi iktidar yanlısı, kimi muhalefetin, biz bu kişileri futbolun olmazsa olmazı olan “amigolara” benzetiyoruz.
Amigolar tribünlerde sesleri kısılıncaya kadar “hakeeem” diye bağırır, ekranlardaki amigoların çantaları ise değişik sloganlarla doludur ve her gece bunları kullanırlar, biz onları dinlemiyoruz, çünkü “zamanımıza yazık” diyoruz, çünkü “leyleğin ömrü laklakla geçer” diyoruz.
Futbolda düdük her ne kadar hakemin elinde, sarı, kırmızı kart cebinde ise siyasette düdük ve kırmızı kart seçmenin elinde ve cebindedir, ancak futboldaki “var” uygulamasına benzerlik gösterir mi acaba seçmenin “vicdanına” danışması?
Hata etti isek af ola!..
Selam ve dua ile.