Gençlerde Öz Güven Eksikliği

 

Öz güven, genç yaşlarda hepimizin içini kemiren bir konu olmuştur. Hepimiz bir noktada “Acaba yeterince iyi miyim?” diye düşündük. Hele ki bugün, gençlerin üzerindeki baskılar geçmişe göre çok daha fazla. Sosyal medyanın dayattığı "kusursuzluk" algısı, başkalarıyla kıyaslama furyası ve mükemmel olma zorunluluğu, gençlerin öz güvenini yerle bir edebiliyor. Dışarıdan bakınca güçlü, öz güvenli görünen bir gencin bile içten içe "Yetersizim" diye düşündüğüne sık sık şahit oluyoruz. Hani herkesin her zaman mutlu, başarılı ve harika göründüğü o sosyal medya dünyası var ya, işte o dünya maalesef bu kıyaslamaları körüklüyor. Bir genç, kendi hayatına baktığında "Ben neden böyle değilim?" diye düşünmeden edemiyor. Oysaki kimse her anını mükemmel yaşamıyor, sadece herkes iyi yönlerini gösteriyor.

Gençlerin öz güven eksikliği yaşaması aslında çok anlaşılır bir durum. Peki, bu konuda ne yapabiliriz?
İlk adım, gençlerin gerçekten desteklendiğini hissetmeleri. Aileler, öğretmenler ve çevreleri, onların yanlarında olduğunu hissettirmeli. Genç bir insanın kendini değerli hissetmesi, yalnızca aldığı notlarla ya da dış görünüşüyle ilgili olmamalı. Onlara, hatalarının da bir insan olmanın parçası olduğunu anlatmamız gerekiyor. Yani gençlerin mükemmel olma baskısının altında ezilmeden, sadece "kendileri" oldukları için değerli olduklarını bilmeleri çok önemli.

Ailelere burada büyük bir iş düşüyor. Gençlere başarısız olduklarında bile onların yanında olunduğu hissettirilirse, kendi yolculuklarında daha sağlam adımlar atabilirler. Sadece başarıya odaklanmak, onların öz güvenini daha da kırabilir. O yüzden onları her durumda desteklemek, güvenli bir alan yaratmak gerekiyor. Diğer yandan, gençlerin kendilerini keşfetmeleri ve neyi gerçekten sevdiklerini bulmaları da öz güvenlerini artırmanın önemli bir yolu. Hangi konuda iyi olduklarını keşfettikçe, kendilerine olan inançları da büyür. Ama unutmayalım, hata yapmadan öğrenmek diye bir şey yok. Hatalar, başarısızlıklar bu yolculuğun olmazsa olmazları. Önemli olan, o hatalardan ders çıkarabilmek ve yola devam edebilmek.

Son olarak, gençleri farklı aktivitelerle desteklemek büyük bir fark yaratabilir. Spor yapmak, sanatla ilgilenmek ya da gönüllü çalışmalara katılmak, onların yeteneklerini geliştirmelerine ve kendilerini daha güçlü hissetmelerine yardımcı olabilir. Böylelikle başarıyı sadece okul notlarına ya da dış görünüşe indirgemeden, farklı alanlarda da başarılı ve değerli olduklarını görebilirler. Sonuç olarak, gençlerdeki öz güven eksikliği, çağa özgü bir sorun. Ancak sevgiyle, ilgiyle ve doğru yaklaşımla bu sorunu çözmek mümkün. Gençlerin kendilerini olduğu gibi kabul etmelerini sağladığımızda, onların daha öz güvenli, daha mutlu bireyler olarak büyüdüklerini göreceğiz. Çünkü her biri, hatalarıyla ve başarılarıyla benzersiz ve değerli.