GELENEKLER DÜNYASI DİYARBAKIR - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)
- 12-02-2022 09:11
Eskiden kadınların sohbetinde her türlü haber, dedikodu vardı. Gelin-kaynana kavgasından, karı-koca ilişkilerine, Eltilerin, Kumaların kıskançlıklarına, gençlerin kaçamaklarına kadar her şey.
Karısına kim ne almış, kim kime sevdalı, hangi kadın pasaklı, kim daha nekes, kim daha cömert bu sohbetlerde ortaya serilirdi..
Sohbetlerin en şemliklisi sonbaharda, evlerde kadınlar arasında İMECE usulü ile yapılan ŞAHRE kesme (şehriye dökme) günlerinde olurdu.
Komşular, yakın akrabalar, ŞAHRE kesilen evde toplanırdı. Çaylı, çerezli sohbetler yapılır, bir yandan Şahre kesilirken bir yandan maniler söylenir türküler yakılırdı.
Çoğunlukla da mahalle dedikoduları yapılırdı. Denebilir ki Diyarbakır manilerinin çoğu ŞAHRE Günlerinde ortaya çıkardı. Kadınlar kızlar, sevdalılar üzerine, kentte meydana gelmiş önemli olaylar üzerine maniler yakar, şarkılar, türküler söylerlerdi.
Dilekleri olan kadın ve kızlar 3 hafta üst üste özellikle Çarşamba günleri en güzel elbiselerini giyerek Mardin Kapı ile Urfa Kapı arasında, sur dibinde akıp giden haram su kanallarının başına akın eder, dileklerinin yerine gelmesi için kanalların üzerinden bir o yana, bir bu yana atlardı.
Kanalların başı Çarşamba günleri panayır yerine dönerdi.
Ayrıca, Perşembe günleri de yine bir araya gelinir topluca, bu kez de kent içindeki önemli türbeler ziyaret edilirdi. Yedi Perşembe, yedi türbeye giden dilek sahibi kadınlar ve kızlar dua eder, Yasin-i Şerif okutur, adak adar, mum yakar, demir parmaklılara, türbedeki ağaçlara çaput bağlarlardı.
Kamışlı, Hançeri Güzel, Sarı Saltık, Azizler, Sultan Şucaa, Yedi Kardeş, Zincir Kıran, Bab-i Kal, Hintli Baba, Gülşeni, Arapşeyh, Hazreti Süleyman, Havlet Baba ençok gidilen yerlerdi.
Bazı günler ilçe ve köylerdeki ziyaretlere de gidilir, bir iki gün kalırlardı.
Kentteki türbelerin büyük bir bölümü Diyarbakır’daki medreselere ilim öğrenmeye ve ders vermeye gelen bilginlerle, Andolu’yu Türkleştirmek ve İslamlaştırmak amacıyla gelen İranlı, Arap, Türkmen ve Azeri erenlerdi. Bunların bir bölümü Alevi olmalarına karşın Sunni Diyarbakırlılar kesinlikle ayırım yapmadan tümüne aynı değeri verir, bunları KUTSAL mekanlar belleyerek ziyaret ederlerdi. Hatta isimlerini Çocuklarına verirlerdi.
Bitlis yolu üzerindeki Üveys-El Kareni ( Arap), Ergan’i deki Zülkefil Nebi makamı, Mardin yolu üzerindeki Sultan Şeyhmuz, Karacadağ’daki İmam Akıl ( Alevi Dedesi), Silvan’ın Kemok köyündeki Müaz Bin Cebel (Emevi Kumandanı), Kent merkezindeki Hintli Baba (Akkoyunlu Aşiret Reisi), Muslihiddin-i Lari (Hintli Bilgin), Hazret-i Süleyman ( Emevi Kumandanı), Sarı Saltık (Türkmen-Alt erenlerden, AZİZ Mahmut Urmevi (İranlı Şeyh), Zincir Kıran (Osmanlı Valisi) Türbe ziyaretgahları ile Eğil deki Peygamber mezarları en çok gidilen yerlerdi. Ayrıca hemen tüm camilerin bahçelerinde gömülü bulunan kentin ileri gelen kimselerinin ya da kent yöneticilerinin aile mezarları da halk tarafından KUTSAL mekanlar gibi ziyaret edilirdi.