FRANSA “KADİM” DÜŞMAN!..

İLK YAZI

S İ Y A S E T

Siyasetin cilvesi zamanla anlaşılır,

Konu ülke olunca mesele tartışılır!..

MM

GÖZLÜYORUM

FRANSA “KADİM” DÜŞMAN!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Fransa “Türkiye ” düşmanlığını zaten saklamıyordu, Avrupa Birliği ile müzakerelere başlandığında karşı çıkan ilk ülke oldu, Macron son günlerde sanki Türkiye Cumhurbaşkanını istemiyormuş gibi bir görüntü vermeye çalışıyor  oysa  söyledikleri “su” katılmamış yalandan başka bir  şey değil.

Doğrudur, ortada bir “istemezlik” vardır ve bu yüce dinimiz İslam’dır, Macron çok iyi bilir ki sözlerinin ve tavrının arkasında sadece Yunanistan değil, bütün bir Avrupa ve dolayısıyla Hıristiyanlık dünyası vardır, onların sözcülüğüne soyunmuştur.

Zira Haçlı seferlerinde büyük “hezimete” uğrayan Hıristiyanlık dünyası bitmiş gibi görünen o savaşları cephede değil de, siyaset yoluyla ”masada” ve “ekonomide” sürdürmektedir,  maalesef “İslam” aleminin dağınıklığı, bir araya gelemeyişi, “parçala böl” siyasetinde Fransa’yı ve diğer bütün Avrupa’yı deyim yerinde güç birliğine doğru götürmektedir.

Yangın tamamen söndürülse de geriye bıraktığı külleri vardır, izleri vardır, Fransa ve Hıristiyanlık dünyası o külleri eşelemekte, nasıl ederiz de İslam alemine darbe vururuz, bir araya gelmelerini önleriz arayışı içinde “siyaset” yürütmektedir.

“İslama fobi” öyle kendiliğinden filizlenen bir şey değil, babadan oğula, dededen toruna intikal eden İslam düşmanlığı yeni nesillere tarih ve kültür yoluyla aşılanmaktadır.

Nitekim gerek Fransa, gerek bazı devletler ve gerekse ABD sürekli olarak 1915 olayları derler, katliam derler, bunu parlamentolarından  geçirerek “demoklesin” kılıcı kabilinden “siyasi baskı” unsuru olarak kullanırlar,  buna karşı arşivlerin açılmasına, olayların gerçek sebeplerinin ortaya çıkarılmasına yanaşmazlar.

Fransa’da ve Ermenistan’da hala geçerliliğini korur “büyük Ermenistan hayalı” bu hayali gerçekleştirmek üzere Rusya ordusunu doğu vilayetlerini ele geçirmek ve topraklarına katmak üzere harekete geçmedi mi, Bitlis’in “delikli taş” denilen kapısına kadar gelmedi mi, Rusya’da’ “halk ihtilali” olunca ordu geri çekilmedi mi?

“Kurt dumanlı havayı sever” Fransa’daki “Taşnakyan ve Hınçakyan” komitaları 1915 ve ötesinde içimizdeki “fanatiklere” para ve silah vererek “iç” karışıklığı körüklemediler mi?

Kars’tan, Muş’tan, Van’dan, Bitlis’ten insanlar canlarını kurtarmak için “hicret” ederek “muhacir” olmadılar mı, binlerce Müslümanın canına kıyılmadı mı, camilere saldırılmadı mı, adını saydığımız komitalar hükümet taraftarı diye kendi dindaşlarını katletmediler mi?

Bitlis’in “Veli” bağlarında şehit edilen dedem yüzbaşı “Hüseyin Haki” misali cinayetler işlenmedi mi, bütün bu soruları oluşturan bilgileri merhum  “Ali Emiri Efendi”  “Osmanlı doğu vilayetleri kitabında anlatmadı mı,sorular uzar ve gider ve Fransa’nın nasıl bir “kadim” düşman olduğunu ortaya çıkarır.

Demek ki Macron’un tavırları ve sözleri bugüne “özel” değil, ta Haçlı seferlerine kadar varır düşmanlığının uzantısı, Allah Resulü (s.a.v.): “Müslüman yaşadığı zamandaki dininin düşmanını tanısın” der, nasıl ki “küfür ” tek millettir, Müslümanlarında “yek vücut”olmaları gerekir, çünkü “büyük lokma” yutulmaz, parçalanır ve küçültülürse kolayca yutulur, tıpkı bugün İslam aleminin içinde bulunduğu tablodaki görüntüsü gibi!..

UNUTMA  - MASKE – SOSYAL MESAFE VE DUA

Selam ve dua ile.