ENFLASYON EŞİTTİR “İFLAS”YON!.. - (Mevlüt Mergen'in Yazısı)

KÜÇE BAŞI

Her ayın ilk günlerinde açıklanan enflasyon rakamlarının “tek” haneli olduğu günler tarihe karıştı, son ayın rakamı olan 61.1’e  baktığımızda öyle görünüyor ki “çift” haneli enflasyon rakamları da bu yükselişle devam etmesi halinde aynı akıbete uğrayacağa benzer, zira önlenemiyor bu canavarın yükselişi, pahalılığın önüne geçilemiyor.

Her gün hatta her sabah “zam” haberleri yerel ve ulusal kanallarda yer alıyor, konu ile ilgili değil gibi görünse de şöyle bir ilgisi vardır.

Diyarbekir’de bir zamanlar şehir içi ulaşım “paytonlarla” sağlanırdı, bir çift “at” çekerdi paytonları, bazı zamanlarda o atların “parladığını” çılgınca koşuştuğunu görürdük, sürücüsü ne yapsa durduramazdı.

Atların dizginleri tutmayınca, olan olurdu, atlardan biri veya ikisi yere çakılıp düştüğünde sürücü onları yerden kaldırmaya çalışırdı,  bir keresinde parlayan atlar paytondaki yolcularla birlikte Ulu caminin merdivenlerinden inerek caminin avlusuna düşmüşlerdi.

Payton atlarının böyle çıldırırcasına “parlayarak” koşmalarına sebep yedikleri “kamçı” darbeleri gösterilirdi, bazıları atlar “yemi” fazla yedikleri için “har” olmuşlar ya da kudurmuşlar”  derdi.

Her ne zaman birileri:  “enflasyon” tek haneye düşecek” dese bu canavarın payton atları gibi kudurduğunu, “har” olduğunu düşünürüz, çünkü yükselişi önlenemiyor, payton atlarını misal olarak gösterdik ya, yine onlardan söz edelim.

Belli yerlerde durakları vardı, Dörtyol, balıkçılar başı ve istasyon buralarda sıraya girerlerdi, ancak sürücüleri yandaki bir çayhanede oturur, müşteri beklerdi ne zaman en öndekine müşteri gelse idi sürücüsü oturduğu yerden kalkar gelir müşteriyi alır ve istediği yere götürürdü,

Boşalan sıradaki yeri sürücüsüz hareket eden atlar aynı anda doldururdu, o atlar sanki otomatiğe bağlanmışlardı, arkada olan öne geçerdi, çünkü atlar kendi “hallerine”  bırakılmışlardı.

Acaba diyorum, yükselişi önlenemeyen, deyim yerinde ise parladıkça parlayan enflasyonu da mı kendi haline bırakmalı, kendi “doğal(!) seyri içinde gitsin, kimse müdahale etmesin, denmesin “önleyeceğiz, tek haneye düşüreceğiz” gibi sözleri.

Şimdi “Bendevi Palandöken” ister ki petrol fiyatları için “eşel mobil” sistemi geri gelsin, bu istek kabul edilip gıda maddelerinin fiyatları da bu sistemle belirlense nasıl olur?

En azından yakınmalar azalır çünkü “sistem böyle” denir, hemen her resmi ve özel kuruluşta uygulanan sisteme kimse itiraz etmiyor, “sistem böyle” denince akarsular duruyor.

Siyasi konulara pek dokunmak istemesek de şartlar bazı zamanlarda gerekli kılıyor, nitekim muhalefet partileri şimdi, mevcut “Cumhurbaşkanlığı hükümet”  sisteminin yerine “güçlendirilmiş parlamenter sistemi” getirmeye çalışıyor.

Enflasyon için eşittir “iflas”yon diye başlık attık bugünkü söyleşimize, çünkü görünen o ki enflasyon yükseldikçe yükseliyor ve önlenemiyor,  “dar” gelirlilerin, asgari ücretlilerin geliri giderine uymayınca “işler” kesatlaşıyor ve bankalar hariç dar gelirliler için “iflas” kaçınılmaz oluyor.

Geçmişte çok görülürdü bankaların içinin boşaltıldığı “iflas” ettikleri, günümüzde nedense bankalar hiç iflas etmiyor, onların sistemi hep kazanmak üzerine kurulmuş, “sistem” ise değişmeyeceğine göre ötesini söylemeye gerek var mı?…

Berhudar olasınız, ömrünüze bereket sevgili okurlarım

BİR ZEVK Kİ ÖMRE BEDEL

Kapıldım hüzünlere,

Gelirken bu günlere,

Ruhumu ilmikledim,

Çözülmez düğümlere.

 

Gözlerim bulutlandı,

Vuslata umutlandı,

Yüreğim alev alev,

Tutuştu aşkım yandı.

 

Ellerim hep boşlukta,

Hiç kalmadı hoşlukta,

Derdimi anlatamam,

Dilim kitlendi, şokta.

 

Ne iş, ne kar, ne de yar,

Hepsinde yokluk kokar,

Öteyi düşünürsen,

Ortaya gerçek çıkar.

 

Var diye gördüklerim,

Görüp el sürdüklerim,

Dünya hayal perdesi,

Var olan Allah derim.

 

Allah!.. Güzelden güzel,

O’nundur ebet-ezel,

Gönlün O’na akması,

Bir zevk ki ömre bedel!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Diyarbekir, 26.02.2004