DİYARBAKIR'DA DUA MEKANLARI -15- ("SULTAN ŞÜCA TÜRBESİ") - (Mevlüt Mergen'in Yazısı)

KÜÇE BAŞI



DELİLLER HANINA EN SON TRT’NİN ÇEKİM YAPTIĞI “BEN ANADOLUYUM”PROGRAMI SEBEBİYLE GİTMİŞTİM, TURİSTİK OTEL OLARAK KULLANILIYORDU…DOĞRUDUR HANLAR BİR NEVİ OTEL GİBİDİR ANCAK MÜŞTEMİLATI, HİZMETİ KURULUŞ AMACINA UYGUN OLMASI GEREKİR..ÜZÜNTÜMÜZ İSE BU TÜR TARİHİ ESERLERİN “ALBENİSİNİN” RANT AMAÇLI KULLANILMASINDADIR..

BAĞDAT CADDESİ VE MARDİN KAPISINDA…BİR ZAMANLARIN EN HAREKETLİ SEMTİDİR MARDİN KAPI VE ÇEVRESİ.. TÜRBENİN YAKNINDADIR “ŞÜCAİYE” MEDRESESİ…DELİLLER HANI…BU HANDA HACA GİDECEKLERİN VE ONLARA REHBERLİK EDECEKLERİN TOPLANDIĞINI YAKIN TARİH BİZE SÖYLÜYOR..YİNE BU HAN DAHA YAKIN ZAMANLARDA ASKER SEVKİYAT MERKEZİ OLARAK DA KULLANILMIŞ…

HURDACILARA TAHSİSİ EDİLDİĞİNİ HATIRLARIZ..YİNE HATIRLARIZ Kİ BU HAN ŞEHRİN SEBZE VE MEYVESİNİN BULUNDUĞU “HAL” BİNASIDIR..ALIŞVERİŞ YAPTIĞIMIZ BİR HANDIR….

HANIN HEMEN KARŞISINDAKİ ALAN “HACILAR HARABESİDİR” HACILAR BURADA YOLCULANIRDI KUTSAL TOPRAKLARA.

AYNI ALANDA “SANAYİ ÇARŞISININ” BULUNDUĞUNU BİLİRİZ..NİTEKİM RAHMETLİ “GAZCI MUSA” SANAYİ ÇARŞISINA YAKIN OLDUĞ İÇİN DÜKKANINI BURDA AÇARAK GAZYAĞI VE MOTOR YAĞI SATMIŞTIR Kİ İSMİ BU SEBEPTEN “GAZCI MUSA” DİYE  ANILMIŞTIR.

GAZCI MUSA’NIN BİZE ANLATTIĞINA GÖRE SULTAN ŞÜCA TÜRBESİNDE ÜÇ MEZAR BULUNMAKTADIR..İKİ MEZARDA SULTAN ŞÜCA VE HALK RASINDA ÇOK SEVİLEN “ŞEYH ÇOBAN” MEDFUN BULUNMAKTADIR.

ÜÇÜNCÜ MEZAR HAKKINDA RİVAYET EDİLİR Kİ MALAZGİRT MEYDAN MUHAREBESİNDE “ALPARSLANA”  YİRMİ VEYA OTUZ BİN ASKER DİYARBEKİR ÇEVRESİNDEN KATILDI.. ZAFERDEN SONRA ALPARSLAN DİYARBEKİR’E GELEREK DAĞ KAPIDAKİ TAŞLARI ÖPTÜ VE “BU TAŞLAR BANA UĞUR GETİRDİ” DEDİ.

ESAS RİVAYET İSE ALPARSLAN’IN MEZARI HAKKINDADIR..1071 MALAZGİRT MEYDAN ZAFERİNİN KUMANDANI ALPARSLAN BU TÜRBEDE BULUNMAKTADIR..

RİVAYETLERİN GERÇEĞE YAKINLIĞI BİLİNİR, ARAŞTIRILMALIDIR DİYE DÜŞÜNÜYORUZ.

SAĞLICAKLA KALINIZ ÖMRÜNÜZE BEREKET SEVGİLİ OKURLARIM




DUALARIMIZ

DEPREM – 1-

Bu dünya, bu alem ve bu kainat,

Cümlesi Allah’ın, biz ise kuluz.

O’nundur cehennem, O’nundur cennet,

Şimdi anladık ki bizler yoksuluz.

 

Hayy ve baki olan yalnızca O’dur,

Mülkümüz var dedik, Malik’e inat.

Ceza da O’nundur, afta O’nundur,

O’ndan gelen her şey canıma minnet.

 

Gönlümü, elimi O’na açarsam,

Rahmet kapısını O bana açar,

O’nun gazabından O’na kaçarsam,

O bana lütfeder, ikramlar saçar.

 

Deprem sineleri delip de geçen,

Ateşten bir mızrak, zehirli bir ok.

İnsan tarlasında cesetler biçen,

O’nu durduracak hiçbir kuvvet yok.

 

Korkum ne ölümden, ne de depremden,

O’nun mülkündeyim, O’ndan korkarım.

Çok daha yakındır bana annemden,

O’nu sever, O’na inanır, O’ndan korkarım!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Diyarbekir, 23.08.1999

 

DEPREM – 2

Mışıl mışıl idi uykular, tatlı,

Rüyalar toz pembe, umutlar taze.

Çok renkli binalar üst üste katlı,

İtalyan koltuklar, billur avize.

 

Şurası salondu, burası mutfak,

En son model idi yatak odası,

Seramik tuvalet, banyo çok sıcak,

Henüz alınmıştı şu genç odası.

 

Ödenmemiş çekler, senetler vardı,

Nakitler dövizler, zümrüt takılar.

Şurada nofrost bir dolap vardı,

Karşıki binada yeni komşular.

 

Abdullah beyler, Gülsün hanımlar,

Mutluluk tablosu evlerindeydi.

Elmalar kızarmış, dalda salkımlar,

Narlar Faruk beyin bahçesindeydi.

 

Henüz bitirmişti beş katlı evi,

Caymazların oğlu şu Hacı Recep.

Polis Oktay bitirmişti nöbeti,

Yükünü almaya hazırdı şilep.

 

Daha nice nice araba, villa,

Han, hamam, apartman kıymetli yapı,

Zemine talimat: “depren ve salla!..

“Yıkılsın temelden binlerce yapı”

 

Enkaza dönüştü şu mamur dünya,

Hayaller, umutlar göçük altında.

Bölündü uykular, bölündü rüya,

Sevaplar, günahlar insan sırtında.

 

Bir uyarı olsun ibret alana,

Dönüşleri başlasın en kısa yoldan.

Gözyaşı ve hasret arta kalana,

İzmit’ten, Bursa’dan ve İstanbul’dan.

 

Küçük kıyamettir kopan aslında,

Nefsi-nefsi diyor anayla - baba,

Minnacık yavru göçük altında,

Akla gelmez oldu altın ve para.

 

Gönlümü aşkınla depret Allah’ım,

Günah enkazının altındayım ben.

Acı bana çünkü çoktur günahım,

Esirgeme, lütfunu, affını benden!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Diyarbekir, 31.08.1999

 

– DEPREM – 3 –

Gece sat üç gibi,

Hava serin mi serin,

Uyanmaksa güç gibi,

Uykular tatlı derin.

 

Yeryüzü beşik gibi,

Bağı koptu yerlerin,

Kim bilir durur belki,

Hak emrini bekleyin.

 

Denizde hareket var,

Görmediği gözlerin.

Binalar kat kat mezar,

Feryat, figan ve enin.

 

Fuhuş, isyan ve zulüm,

Olmadık yer gösterin.

Fay hattı sebep gülüm,

Görmez gözü bizlerin.

 

Kıyamete benziyor,

Misalidir mahşerin.

Ölüm ev ev geziyor,

Vakit tamam can verin.

 

Kimse sahiplenmesin,

Sahibi var yerlerin.

Görünsün, görünmesin,

Yıldızların, göklerin.

 

Deprem tek korkusudur,

Gaflet yüklü bizlerin.

Ölüm cana pusudur,

İninde derinlerin.

 

Aslında her bir deprem,

Haberi ötelerin.

Tövbedir gerçek önlem,

Mesajı ayetlerin.

 

Yerinde yeller eser,

Şimdi  güzel evlerin.

Deprem kılıçtır keser,

Hızlarını devlerin.

 

Haram lokma tad verir

Umursuz zenginlerin.

Deprem nasihat verir,

Kitabında dinlerin.

 

Deprem kırar kibrini,

Çağdaş kibirlilerin.

Kökten yıkar evini,

Zalim müdebbirlerin.

 

Kimindir dersen cennet,

“Allah bir” diyenlerin.

İki dünyada zillet,

Bilcümle kafirlerin.

 

Masum canlar ölse de,

Cilvesidir kaderin.

Kefensiz gömülse de,

Firdevsi haber verin.

 

Şehitlik Müslümana,

O’na muştular deyin.

Dönüşür artılara,

Depremle eksilerin.

 

Şehidin makamı var,

En üstünde göklerin.

Şehitleri arzular,

Ağuşu peygamberin!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Diyarbekir, 13.09.199