DİYARBAKIR VE KİLİSELERİN ESRARI - (Ferda Taşçı'nın Yazısı)
- 28-05-2022 07:55
Kilisenin geniş, yüksek tavanlı salonu, çevresindeki koridorları iç balkonları vardı. Balkonlara, bu koridorlara taş basamaklı merdivenlerle çıkılırdı. Balkonlara, bu koridorlardan taş basamaklı merdivenlerle çıkılırdı. Tavanı tutan uzun taş sütunlar arasında, çan kulesine çıkan merdiven kovuklarında güvercinler yuva yapmıştı.
Yükseklerdeki renkli vitray camlı pencereler çocukların güvercinleri kovalarken lastik sapanla attıkları taşlarla parçalanmıştı. Yerle dökülmüş kırık renkli cam parçalarıyla almacasına ğar (bilye) oynanırdı. Kilisenin karanlık dehlizlerine, iç odalarına girmeye korkardık. Dış avludaki derin kuyu, çocukların attığı taşlarla doluydu…
Kiliseyle ilgili çeşitli sözler arasında, buradan Meryem Ana Kilisesi’ne ve sur dışına açılan gizli yollar bulunduğu da vardı. Zaten, kentteki tüm kiliselerin bir biri ile gizli yollarla bağlı oldukları, bu gizli yolların çoğunlukla avlulardaki kuyuların içinde olduğu, bazılarının da rahiplerden başkasınca bilinmediği öteden beri söylenir. Rahipler, özelliklede rahibeler bun gizli yollardan kiliselere gidip gelirlermiş. Meryem Ana Kilisesi ile ilgili bir başka söylencede ise, bura ile Urfakapı arasında kapalı bir yol olduğuna dair. Söylenenlere göre; Urfakapı’nın Güney burcu bitişiğindeki küçük kapı, kapalı bir yolla Meryem Ana Kilisesi’ne bağlıymış. Ve bu yol sadece manastırda görevli, eğitim gören rahipler tarafından kullanılmış. Rahibeler kimse görmeden bu yolla kent dışına çıkar, yine kimse görmeden manastıra dönerlermiş.
Kiliselerin gizli hazineleriyle ilgili söylentiler vardı. Bir söylentiye göre; Her kilisenin özel bir hazine odası vardır. Bu odalar kalın duvarlar arasındadır. Duvarlar arasına gizlenmiş hazine odaları Gavur Cinler tarafından korunmaktadır. Hazine odalarını bekleyen Gavur Cinler, buralara tılsımlı duayı okumadan girmeye kalkışanları yakıp kül edermiş.