DEVLET KORUMALI İLLER OLMALI… - (Ahmet Elhakan'ın Yazısı)
- 18-04-2022 07:33
Çünkü hükümetler, bir ili desteklerken, seçimlerde o ilin kendilerine oy verip vermediklerine bakarlar.
Benim bahsettiğim bu değil. Bazı iller, stratejik konumuna göre, barındırdığı tarihi eserler, önemli şahsiyetler nedeniyle ekstra öneme sahiptirler.
İşte Diyarbakır’ımız böyle bir öneme ve stratejik değere sahiptir…
Medeniyetler şehri, Peygamberler şehri dediğimiz şehrimizin öyle sıradan bir il gibi, canınız nasıl istiyorsa yönetebileceğimiz bir il olmamalı…!
12.000 yıllık bir geçmişi olan, UNESCO Dünya Kültür Mirası Diyarbakır surları, 7 Peygamber makamı, 541 sahabe, hanlar, hamamlar, kervansaraylar, kiliseler, burçlar, kaleler, Hevsel bahçeleri, Dicle nehri ve Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular, Artuklular tarafından binlerce tarihi eser bırakılan bir kutsal şehirdir.
Amerika’da, 200 yıllık olduğu için öğünerek sergiledikleri komutan paltolarını veya iki tane kızılderili yurttaşının işlettiği işletmeler olan Old SACRAMENTO bölgesinde yıllardır milyonlarca turisti ağırlamaktalar.
Oysa ki benim DEDEMİN paltosu bile iki yüz yıllıktır…!
Biz hala HZ: Süleyman’ı kendi şehrimizdekilere anlatamadık. Anlatamadık güzel şehrimizi, Türkiye’ye, Dünya’ya.
İşte bundan, Devlet korumalı İller olması gerekir diyorum.
Diyarbakır, öyle hükümetlerin eline bırakılacak bir değer değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu ve bu gibi şehirler için, ayrı bir bütçe ve eğitim okulları açması lazım.
Diyarbakır bir Anonim şirket gibi yönetilmeli ve kazancından, çalışmalarından emeklerinden dolayı bu şehrin mazlum insanları faydalanmalı. İnanın samimi ve devlet ciddiyetiyle organize edilen bu şehre her yıl tüm Dünya’dan milyonlarca turist gelir.
Milyonlarca turist hem şehre milyonlarca dolar bırakır. Hem de bu şehrin insanlarının Dünya’yla entegrasyonunu sağlar.
Eski Diyarbakır Spor başkanı Mehmet İpek her toplantıda söylerdi,
“Diyarbakır’a bacasız fabrikalar yapalım’’ diye…!
Evet aklımızı başımıza alıp elimizdeki değeri iyi bilelim, yoksa bu nimetleri iyi değerlendirmezsek, daha çok ekmek dileneceğiz.
Diyarbakır hem bize hem TÜRKİYE’ye yeter…!