BASIN MÜZESİ OLMAYAN ŞEHİRDE GAZETECİLİK-2

Cemiyetin en azından şehrin belirlenecek belli, ulaşımı kolay on – on iki noktada sadece yerel gazete teminini sağlaması esastır. Şahsen yerel gazetelerin çoğunlukla bir-iki adet geldiği bayilerde erken davranmadığımızda gazete temini oldukça güçtür. Bazen şehir merkezinde birkaç noktada bulamadığımız olmuştur, aradığımız gazeteyi.

Yazı başlığında yer alan “Basın Müzesi Olmayan Şehirde Gazetecilik” Başlığını amacını aşan ifade olarak ileri süren olabilir. Biz, derneklerinde şehrinin gazete arşivine sahip olmayan gazetecilerin yapması gerekeni ifade eden okuruz, aslında.

Bu şehirde yayınlanan dergiler de basının güncel ifadeyle medyanın bütününü sağlayan televizyonlar, radyolar gibi bir parçadır. Dergilerin de bu arşiv içinde yer alması gereklidir. Fakat arşivi tutulmayan gazeteler varken, dergilere sıra gelmiyor.

Aslında dergiler, ayda bir, iki ayda bir, bazen mevsimlik ya da altı ayda bir çıkar. Günlük gazeteler kadar temini zor değildir. Bu dergilerin de kurulacak yerel gazete satış noktalarında yerini bulması gerekir.

Belki yerel gazetelerde görülmesi beklenen canlılık, aylarca her gazetenin ücretsiz dağıtıldığı semtlerde okur toplamakla mümkündür. Her gazeteden günde alınacak yüz adetle günde bin gazetenin ücretsiz dağıtıldığını düşünün. Bu yerel basın için oldukça önemlidir.

Bu noktaların tayinini büfecilere bırakırsak masrafsız olur, aslında. Büfeler genelde gelişlerin geçişlerin olduğu noktalardadır. Bizim tavsiyemiz, şehir noktalarında bir iki aylık sürede yerel gazetelerin satışından elde edilen toplamın noktalara eksiksiz teslim edilmesidir. Zamanla okurun kazanılması için bu gereklidir.

Resmîyette her gazete belli bir rakamın altında matbaadan çıkmaz. Çoğu gazetenin satılmamış, iadelerine bakınca elde kalacağına ücretsiz dağıtımla okurla buluşmasına zemin hazırlamak, en akılcı olandır. On beş-yirmi, Otuz-kırk yıldır yayınlanan şehir gazetesinden habersiz olanlar, böylelikle gazetelerinden haberdar olur.

Bir altı aya varmaz, o zaman belki bu şehrin basım müzesi akla gelebilir. Şimdi ifade edersek, haksızlık etmiş oluruz. Ülke genelinde gazetesini okumayan gazete sahiplerinin olduğu saklanmıyor, günümüzde. Bizim şehirde böylesi durumlar yok muydu, geçmişte? Ben, Şehir Araştırmalarımızı yaparken tanıklık ettim, çoğu kez.

Yerel medyaya destek amaçlı derneklerin sayısı artış gösterirken, kendi gazetesinin arşivine, dergisinin koleksiyonuna sahip olmayanın sıkıntısını gören biri olarak, başka ne diyebiliriz ki?

Bu şehrin bir basın müzesi olsaydı, elimizde olanı emanet ederdik, bu günden yarına kalsın, ilgilenenler faydalansın.

Sahi, arşivi sadece gazete dernekleri-cemiyetleri mi tutmalı. İletişim Liseleri, İletişim Fakülteleri, İl Halk Kütüphaneleri bu arşive ihtiyaç hissetmiyor mu?

“Klavye tuşlarıyla sanal ortam kapısını tıklayın, istediğiniz arşive ulaşmak varken,…..” diyen anlayışla karşılaşırsanız, bu soruyu benim sorduğumu söylemeyin. Ben, kendilerine daha önce çok yazdım, yazdıklarımız cevapsız kaldı, çünkü.