ANILARDA ULU CAMİ VEYA BELEDİYE ÖNÜ!.. - (Mevlüt Mergen'in Yazısı)
- 28-05-2021 00:18
ULU CAMİ
Koca mabet rahatsız düzensizdir çevresi,
Şehrimin aynasıdır tarihin her evresi.
Her gelen değiştirdi, şimdi sanki nahoştur,
Yer altındaki çarşı çoğu dükkanı boştur!..
MM
SÖZ GELİŞİ
İstanbul’a gidenler bilirler, Karaköy’deki “yer altı camisi” ni, eğer böyle giderse zamanla bizim de bir yer altı camimiz olacak ve adına da “yer altı Ulu Camii” diyeceğiz.
Abarttığımızı sanabilirsiniz, ancak yapım tarihi bilinmeyen ve Anadolu’daki ilk “İslam mabedi” olma özelliğini taşıyan bu cami bir şekilde yere gömülmüş görüntüsü vermiyor mu, ana caddeden baktığınızda “rahatça” görebiliyor musunuz avlusunu, şadırvanını?
Konumuz anılarda Ulu Cami veya eski Belediye önünü anlatmak olduğu için böylece giriş yapalım istedik.
Bu koca mabet denebilir ki bu şehrin “kalbi” mesabesindedir, çünkü şehrin canlılığı oradadır, nasıl ki kalbin vücutla bağlantılı atardamarları vardır, aynen öyle Ulu caminin de şehre dağılan çarşıları, sokakları vardır, ön kısmını ise asırlar önce ünlü seyyah Evliya Çelebi anlatırken burada kitapçıların olduğunu, dervişlerin “arabana” çalarak ilahiler okuduklarını söylerken sanki günümüzü anlatır.
Yakın tarihe baktığımızda ise burada bir meydan olduğunu görüyoruz, meydanın etrafı bahçe misali demirle çevrili, camiye yakın kısmında bir kameriye olduğunu görmüşlüğümüz var o kameriyede bir zamanların CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek’in “kıtlama” çay içtiğini hatıralarımızın içinden silip atamadığımız için unutmuyor yeri geldikçe anlatıyoruz.
Ulu Cami veya Belediye önü aynı zamanda bir miting alanı olarak da kullanılırdı, burada Osman Bölükbaşı’nın sürahiler dolusu suyu içerek yaptığı konuşma esnasında ezanın okunması sebebiyle halkın dağılmaya başladığını görünce: “Gitmeyin, gitmeyin namazın kazası var ama Bölükbaşı’nın konuşmasının kazası olmaz” dediğini dün gibi hatırlıyoruz.
Asırlık çınar ağaçlarıyla dolu olan bu yerde gerçek “dengbej” olan “Mahmut Kızıl” müziğe nasıl başladığını soranlara çocukken o ağaçlardan birine çıkarak Celal Güzelses’i dinlediğini, müzik sevgisini ondan aldığını söyler, o ağaçlardan birinin altında rahmetli “Efo” dayı dondurma yapardı, onun dondurmasının tadını bütün Diyarbekir’liler bilir ve severlerdi.
Yine Ulu Caminin önünde “darağacı” kurulduğunu görmüşlüğümüz var, üç arkadaş bir bakkal veya tatlıcıyı bıçaklayarak öldürmüşlerdi de ilk bıçağı vuran orada idam edilmişti, merak ederek gidip gördüğümüzde mahkum ipte, ayakkabıları yerde duruyordu.
Ulu Caminin ön cephesinin üstünde kütüphane, giriş kapısının sağında bir berber dükkanı, tam köşesinde “Yıldız Gençlik kulübü” kapının sol kısmında “Emlak Kredi Bankası” vardı ki Urfa kapı ile çift kapı arasındaki “banka evlerini” bu banka yapmıştı.
Belediyenin altında ise sahibinin Zeyyat Münir Cizreli’nin olduğu “Sıhhat Eczanesi” halkın ilaç ihtiyacını görürdü.
Belediyenin caddeye bakan yan kısmında bir “park” vardı, Diyarbekir’liler bu parkta oturmazdı, çünkü bilirlerdi burası Diyarbekir’in ilk “Sahabe” Valisi “Sultan Sa’saa (r.a.)” hazretlerinin mübarek kabri, camii ve yolculara, misafirlere, fakirlere devamlı yemek dahi ikram edilen imareti idi.
O büyük Sahabenin mezarı duruyormuş gibi saygı gösterilirdi, sadece bazıları parkın ortasındaki havuzun yanında oturur çay içerlerdi.
Camiye giderken sağlı-sollu bazı dükkanlar vardı, bunlardan sol tarafta hatırladıklarımızdır Kumaşçı Abdurrahman Kürüm, Sıhhi tesisatçı Cemil Bayraktar, şapkacı Davut Nergiz, sahaf Kemal Acet gibi bazı esnaflar, sağ tarafta ise iki lokanta, bir camcı dükkanı vardı.
“Oturakçılar Çarşısı” Ulu Caminin minare tarafında idi, bazısı hala duran dükkanlarda en güzel Acem, Bünyan ve Isparta halıları ile çok güzel kilimler bulunurdu, o dükkanlardan şimdi sadece bir tanesinde tarihi halı kilim bulunur ve üzerinde “bakır ticaret” diye yazar.
Bu güne gelince Ulu Cami veya Belediye önünde bir yer altı çarşısı var, bu çarşı sebebiyle maalesef tarihi mabet neredeyse yarıya kadar yere gömülmüş gibi gösterir.
Her değişen belediye çarşının üst kısmını sözüm ona dizayn eder ve Ulu Caminin önünü sözüm ona düzenler, o koca mabet ise mahzun bir şekilde bunları seyreder.
Selam ve dua ile.