AAANORMALLEŞME!..

BİR MİSKAL

U M U T S U Z

Sonlar iki türlüdür, ya mutlu ya da mutsuz,

Allah’ı inkar eden işte odur umutsuz!..

MM

GÖZLÜYORUM

AAANORMALLEŞME!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Sıkıntılı ve kısıntılı bir dönem yaşadık, bu dönem henüz noktalanmış değil, 65 yaş üstü olanlarla 18 yaş altı olanların belirli günlerde kısıntıdan “muaf” tutulmaları uygulaması devam ediyor, maske, sosyal mesafe ve dezenfekte uyulması gereken tedbirler olarak sık sık hatırlatılıyor.

Televizyon kanallarında şu sorunun sorulmadığı gün yok: “2.dalga olur mu?” böylece yüreklere sinen  “korku” şimdi yerini “kuşkuya” bıraktı, biz şunu söyleye geldik bu virüs günleri boyunca: “nasıl ki dünyamız fanidir, içinde bulunanların tamamı fani olduğu için bu coronavirüs denen musibet ömrünü tamamladıktan sonra çekilecektir, çünkü o da fani bir yaratıktır.

Bu virüsün aşısı üzerinde hemen her ülke çalışıyor, ilacı için de öyle tıp dünyası araştırıp duruyor ve henüz olumlu bir sonuca varılamamış, ancak bütün ülkelerdeki bitişe doğru giden “seyri” aynı şekilde devam ediyor,  deyim yerinde ise “Çin’den Maçin’e bütün her yerde “normalleşmeler” başladı, biz şunu da söyleye geldik coronavirüs’lü günler devam ederken “ bu virüs bir uyarı mesajıdır, çünkü geçmiş kavimler böylesi hastalık veya benzer felaketler sonucu “helak” edilmişlerdir.

Ne yazık ki bu mesaj “yine eski tas eski hamam” şeklinde değerlendirildi ve öylece okundu, virüs öncesi alışkanlıklar yeniden yaşanmaya başlandı,  ülkeler ekonomik yönden yitirdiklerini yeniden kazanmanın çarelerini aramaya başladılar, göreceksiniz kısa zamanda hayat yeniden canlanacak ve hiçbir şey olmamış gibi bu virüs tanısıyla hayatını kaybeden yüz binlerce insan belki de unutulacaktır.

Doğrudur “ölenlerle ölünmez” ama ölümün ne büyük nasihatçi olduğu da inkar edilmez, edilmemelidir, şimdilerde “rehavete kapılmamak” yönünde de uyarılar yapılıyor, yani tedbiri elden bırakmamak gerektiği söyleniyor bu hatırlatma ile biz tedbirin gerekliliğine yürekten katılıyoruz, yüce İslam dini mensuplarından öncelikle temizlik istediği için “iman yetmiş üç şubedir, bunlardan biri temizliktir” der, “temizliğin imandan geldiği” inancı kılcal damarlarımıza kadar işlemiştir.

Yine yüce dinimiz beş vakit namazın evimizin önünden geçen bir nehir misali olduğunu bu nehirde günde beş yıkananın vücudunda kir kalmayacağını belirtir, bu gerçeğe rağmen tedbir önerileri öylesine abartıldı ki bir “bilim kurulu üyesine:  “İnsanlar nerdeyse ekmeği bile yıkayıp yiyecekler” dedirtti, tedbirlerin böylece dillendirilmesi ile yürekler “korku” ile doldu, nitekim yüreklerdeki o korku şimdi yerini “kuşkuya” bırakmıştır.

Sözün burasında “misalde hata” olmayacağı için bir misal vermek gerekirse dünyamız bir evdir ve bizler de kiracılarıyız, kiracının da mülkü olmadığına göre kiralayacağı evin ev sahibi tarafından belirlenen kullanma şartlarının okunması ve içinde ona göre hareket olunması gerekmez mi, kiracı imzaladığı şartnameye uymaz ve evin içinde uygunsuz işler yaparsa ev sahibi kabul eder mi?

Etmez değil mi? İşte dünya evinin yegane sahibi olan Allah kiracılarının uygunsuz hareketlerini gördü ve onları da geçmişteki kavimlere yaptığı gibi “coronavirüsle” uyardı mesele bundan ibaret iken hiçbir şey olmamış gibi “eski hamam eski tas” misali “normalleşme” yoluna gidiliyorsa haliyle biz buna : “aaanormalleşme” deriz.

Bu “aaanormalleşmenin” dünya çapında “normalleşmeye” dönmesi için ev sahibi-kiracı arasındaki şartnamenin bütün maddeleriyle hayata geçirilmesi gerekir, bir de özellikle ülkemizde sözlü olarak söylenmese de sanki “ima” edilerek  “65 yaş üstündekiler virüsün adresi”  imiş gibi yanlış bir algı oluşturulmaya çalışılıyor, öyle değilse neden bu insanlara sadece belirli bir günde ve belirli bir saatte dışarı hakkı tanınıyor?

Dünyanın her yerinde “parklar” 65 yaş üstündekilerin “ikinci” adresidir, ülkemizde ve Müslümanların yaşadığı her yerde “cami” ikinci değil birinci adrestir, bu insanlar sabahleyin imamdan, müezzinden önce gider ve ibadethanenin kapısının açılmasını beklerken, yatsı vaktinde de onlarla birlikte mabedin kapsını kapatır, mabetle,  cemaat  böylesine içli dışlıdır bu 65 yaş üstündeki insanlarımız, tabii istisnalar “kaide-i umumiyeyi” bozmaz kaydını da hatırlatmak isteriz.

Bayram öncesi günlerde ve sonrasında 65 yaş üstündekilerin hissiyatına tercüman olmak için iki şiir yazmıştım, ilki şöyle idi:

Gerçek aşıkların çırası gibi,

Nur’u kalbe yansıtırsa inanın.

 

Mergen’in her yazı burada geçti,

Sıcaktan bunaldı, hamravat içti,

Diyarım diyerek bu şehri seçti,

Mezara da yatırırsa inanın!..

Diyarbekir, 28.06.2006

65 YAŞ ÜSTÜNDEKİLERE – 1 -

ALTMIŞ BEŞ ÜSTÜNDEYİM

Bayram gelmiş neyime,

Altmış beş üstündeyim.

Dert damlar yüreğime,

Altmış beş üstündeyim.

 

Dün gençtim, bugün yaşlı,

Ağlar gözlerim yaşlı,

Hastalıkla savaşlı,

Altmış beş üstündeyim.

 

Unuttum çiçekleri,

Kokuları, renkleri,

Gayri bütün zevkleri,

Altmış beş üstündeyim.

 

Altmış beşi çok aştım,

Seksenlere yaklaştım,

Aktım doldum ve taştım,

Altmış beş üstündeyim.

 

Yalnız yaşanan hayat,

Kokuşur olur bayat,

Yaklaşırken son saat,

Altmış beş üstündeyim.

 

Virüsten çok ürperdim,

Ölmek değil ki derdim,

Torun gelse öperdim,

Altmış beş üstündeyim.

 

Taşraya çıkış yasak,

Gayrinin cadde sokak,

Bana hasret cümle park,

Altmış beş üstündeyim.

 

Bayram gelmiş neyime,

Konuk gelmez evime,

Lokuma şekerime,

Atmış beş üstündeyim.

 

Yar olmaz dünya bana,

O vefasız insana,

Sözlerim anlayana,

Altmış beş üstüneyim.

 

Mezarda anam, babam,

Eşim ile akrabam,

Ziyarete boş çabam,

Altmış beş üstündeyim.

 

Aynayla konuşurum,

Kendimle doluşurum,

Geçmişle buluşurum,

Altmış beş üstündeyim.

 

Sevgi gönülde yaşar,

Torunu görse coşar,

Hasret peşinde koşar,

Altmış beş üstündeyim.

 

Önümdeki şu pürüz,

Corona denen virüs,

Bir gün bizde  ölürüz,

Altmış beş üstündeyim.

 

Gayriye gelsin bayram,

Yenilsin türlü taam,

Evden dostlara selam,

Altmış  beş üstündeyim.

 

Mergen’im sözüm bitmez,

Yaşlılık geldi gitmez,

Bu derde ilaç yetmez,

Altmış beş üstündeyim!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Selam ve dua ile.