YAŞLILIK BIKKINLIK GETİRİR Mİ?
B U N A L I M Hayatın üstesinden yaşlı olan gelemez, Bir gün neşeli ise diğer günler gülemez!
- 02-10-2020 14:53
Hayatın üstesinden yaşlı olan gelemez,
Bir gün neşeli ise diğer günler gülemez!..
MM
GÖZLÜYORUM
YAŞLILIK BIKKINLIK GETİRİR Mİ?
MEVLÜT MERGEN AMİDİ
Hayat, her yaştaki insan için sıkıntılarla dolu olsa da “yaşanılır” olmalıdır, özellikle günün moda deyimiyle 65 yaş üstündekiler için daha çok yaşanılır olmalıdır, ancak bu yaştakilerin sıkıntıları onları karamsarlığa sürüklememelidir,
zira hayat her yaştaki insan için güzeldir.
Seksene merdiven dayamış bir ömür sürecim var, 3 yıl öncesine kadar hayat arkadaşımla 53 yıl boyunca birlikte idik, o hayatta iken böylesi duygu ve düşünceler aklıma gelmezdi, zira birlikte yaşanılan bir hayatın içinde idik, onun ebedi aleme intikali ile aynadaki görüntüm de olmasa temelli “yalnız” kaldığımı düşünecektim.
Şimdi “ayna” sırdaşım ve arkadaşım gibidir, sesini duyamasam da “fısıltılarını” hissederim ve ayna bana derki bu fısıltılarının arasında: “unutma!..Bizi yaratan bize şah damarımızdan daha yakındır, neden yalnız kaldığını düşünmektesin ki?”
“Gaflet” derim aynanın sorusuna cevap olarak, evet gaflet ruhumuzu kapladığında bedenimizi de kendine çeker, uyuşturur adeta, saatler süren uykudan uyanabilmek için nasıl “silkinmek” gerekiyorsa, gafletten uyanabilmek için de öylece “silkinmek” gerekir, çünkü “hayat” uyanıklık, zindelik ister.
Merhume eşim vefat ettiği günün üzüntüsü içinde iken yanımdakilere şöyle dediğimi hatırlıyorum:” bana bir kazık getirin!” ne yapacaksın diyenlere de “dünyaya “kazık” çakacağım” demiştim, bu sözün yanlışlığını çok geçmeden anladım, çünkü herkes kendi hayatını yaşıyor, kendi ömrünü tamamlayarak öte aleme göçüyor.
Gidenin geride bıraktığı “boşluğu” gerçeğini kabul etmekten başka hiçbir şey dolduramıyor, gerçekle baş başa kaldığınızda ise sizin için “takdir” edilmiş ömrü yaşamaya başlıyorsunuz, burada bedeniniz uzun yılların yorgunluğunu taşısa da “ruhunuz” uyumuyor, hayatın sıkıntıları ile “ “kısıntıları” ile “yola” devam ediyorsunuz.
Gerçek kabullenildiğinde ise kalbiniz “enerji” kaynağı oluyor, bu enerji hem size hem de sizi tanıyanlara, bilenlere de intikal eder, onlar ise şöyle derler: “hayata tutunmaya çalışıyor” bu yanlış sözü çoğu zaman duyarız, oysa insanı hayatta tutan onu yaratandır, ne deriz “kalıplaşmış söz olarak: “Kulunu öldürmeyen Allah öldürmüyor”
Bazen de eğer bir insan, özellikle yaşlı olup ağır bir hastalığa yakalanmış ve tekrar şifa bulmuşsa: “kefeni yırttı” denilir, oysa Allah kulundaki emaneti almamış bir zaman daha yaşaması için ”fırsat” vermiştir, şu soru cevabını bulmak için hep aklımdadır: “uzun süren bir hayat insanın kendisini mi, yoksa yakınlarını mı bıkkınlığa sürükler?”
Hep duyarız “öldü de kurtuldu” ya da “öldü de kurtulduk” insan ne kadar ağır şartlar altında olsa, ne kadar çekilmez hastalıkla mücadele etse yine “ölsem de kurtulsam” demez, dememesi için de Allah Resulü (s.a.v): “Ölümü istemeyiniz” der, insan ölümü istememelidir, çünkü o zaten bir gün nasıl olsal gelecek ve kendisini bu alemden alıp götürecektir.
Hayat yaşanıldığında güzeldir, yakınları ile sevdikleri ile olsa daha güzeldir, olmasa da güzeldir, zira varlığını hissettiği anda Allah’ın kendisine “şah damarından daha yakın olduğunu bilecek, odan “yardım” isteyecek ve ona hep “dua” ederek özleyecek ve özlemenin acısını değil vuslatını isteyecektir.
UNUTMA: MASKE – SOSYAL MESAFE VE DUA
Selam ve dua ile
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...