“SOSYAL MESAFEYİ KORURSAK MASKESİZ OLARAK YAŞAMIMIZI SÜRDÜREBİLİRİZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maske, mesafe ve hijyene dikkat çekerek, “Sosyal mesafe gündemimizde yerini koruduğu zaman maskeden de kurtulmak mümkün olur

“SOSYAL MESAFEYİ KORURSAK MASKESİZ OLARAK YAŞAMIMIZI SÜRDÜREBİLİRİZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, maske, mesafe ve hijyene dikkat çekerek, “Sosyal mesafe gündemimizde yerini koruduğu zaman maskeden de kurtulmak mümkün olur. Bakanımız açıklamayı yapacak, ‘şu tarihten itibaren, şu şartlarda, sosyal mesafe dikkat edildiği taktirde maskeyi de çıkartabiliriz.’ Biz de 1,5 metre gibi mesafeyi koruduğumuz da maskeyi çıkartabiliyoruz” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TRT ortak yayınında gündeme dair soruları cevapladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Anayasa çalışmalarından, salgında normalleşme adımlarına, terör örgütleriyle mücadeleden ekonomideki gelişmelere kadar bir çok konuda gündemi değerlendirdi.

“Sosyal mesafeyi korursak maskesiz olarak yaşamımızı sürdürebiliriz”

Pandemi ile ilgili gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan ve maskenin hayatımızdan ne zaman çıkacağına ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, maske, mesafe ve hijyene dikkat çekti. Erdoğan, “Sosyal mesafe gündemimizde yerini koruduğu zaman maskeden de kurtulmak mümkün olur. Bakanımız açıklamayı yapacak, ‘şu tarihten itibaren, şu şartlarda, sosyal mesafe dikkat edildiği taktirde maskeyi de çıkartabiliriz.’ Biz de 1,5 metre gibi mesafeyi koruduğumuzda maskeyi çıkartabiliyoruz. Buna dikkat edeceğiz. Yaşlı insanlarımız var, sıkılıyorlar. Onlara hak vermemek mümkün değil. Maske, mesafe, hijyen... Dikkat edeceğiz, sosyal mesafeyi korursak maskesiz olarak yaşamımızı sürdürebiliriz. Şuanda aşılarımız geliyor, 50-55 yaş üstüne de aşıyı yoğun bir şekilde yapmaya başlayacağız. Örneğin ben 3 aşımı oldum, bir de antikor ile ilgili adımı attım, hamdolsun 2160’ı yakaladım” diye konuştu.

“Adeta anayasa bilim kurulu oluşturmanın gayreti içinde olduk”

Anayasa çalışmalarında gelinen noktaya ilişkin bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Detaya girersem Cumhur İttifakı’ndaki ortağımıza yanlış yapmış olurum. Şuanda anayasa çalışmamızı yapan ekiple önce bizim heyetimiz değerlendirme yapacak 128 madde üzerinde. Bundan sonra çıkartılması gereken, ilave edilmesi gereken maddeleri aramızda konuşacağız, tamam dediğimiz anda ben de Devlet Bey’e bunu şahsım ve heyetim olarak taktim edeceğiz. Birlikte yapacağımız bu çalışma Cumhur İttifakı’nın bir ortak çalışması olacak. Bununla birlikte ne gibi ilaveler yapabiliriz, ne gibi eksikler var, anayasanın yaşam koşullarımıza giren inisiyatiflerinde ne gibi çıkarımlarda bulunabiliriz... Bu çalışmaları yapan arkadaşlarımızın içinde anayasa hukuku ile iç içe olan arkadaşlarımız var, sosyologlar var, psikologlar var, tarihçiler var. Ortaklaşa bir çalışmayı yürütelim istiyoruz. Onun için de adeta anayasa bilim kurulu oluşturmanın gayreti içinde olduk. Bu konu ile ilgili olarak ta en geniş anlamda bir uzlaşı sağlayalım. Bunun neticesinde meydana gelen hazırlığımızı Cumhur İttifakı’na bunu ulaştıralım. En geniş anlamda uzlaşıyı sağlayamazsak Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlıklarımızı milletin taktirine sunmakta zaafa düşeriz, bu benim en büyük endişemdir” şeklinde konuştu.

Muhalefetin sistem eleştirilerine ilişkin konuşan Erdoğan, “Millet İttifakı neyi neyle yapacak, kimi kimle bir araya getirecek veya hazırlayacakları bir anayasa metni nasıl ortaya çıkacak, düşündürücüdür. Bunların anayasa metni hazırlığında millilik olmayacak, yerlilik olmayacak. Dağdaki PKK’lıyla mı milli bir anayasa yapacaksınız, o PKK’nın uzantılarıyla mı bir anayasa metni hazırlayacaksınız? Bu milletin anayasası dediğiniz zaman milli, yerli bir boyutunun olması şarttır. Bu millet kendisi için milli ve yerli bir anayasa ister. Gayri milli istemez. Bunu da zaten çalışmalar esnasında görmek mümkün olacak. Çözüm süreci çalışmalarını yaptığımız zaman bunların bazı uzantılarıyla da biz o çalışmalarda bir arada olduk, bunları gördük. Şimdi de bunlardan farklı bir şey beklemek mümkün değil. Biz bunların yapacağı çalışmadan rahatsız değiliz. Varsın yapsınlar. Parlamenter demokrasi dendiği zaman, artık parlamenter demokrasi bizim için mazi oldu, bu millet için de mazı oldu. Hiçbir istikrarı olmayan, sürekli olarak koalisyonlarla iç içe, bundan dolayı da sürekli zararları olan dönemleri yaşadık biz. Bunun neticesinde AK Parti’yi tek başına iktidara getiren milletimiz oldu. Şuandaki mevcut sistem yoktu. Halkımız ilk önce bizi yüzde 34 küsur ile bizi parlamentoya gönderdi. Karşımızda sadece CHP vardı. CHP ile birlikte parlamentoda bu çalışmayı yaparken bizler çok daha pozitif kararlar alabilirken, bütçede başarılı adımlar atabilirken, o dönemler içinde huzur içinde süreci işlettik. Ondan sonraki seçime geldik, yine parlamenter demokrasi ile gittik. Ama oy oranımız bizim sürekli artıyordu. Şuandaki sistem yoktu. Buna rağmen bir sonraki seçim yine biz açık ara öndeydik. 2 parti değil de 3 parti oldu, 4 parti oldu. Şimdi ise olay çok daha farklı bir sürece gidiyor. Dendi ki, ‘Türkiye çok partili sistemden huzur bulamıyor.’ Bunları yaşadık. Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor. Bizler de milletimizden aldığımız vekaletle kararlı bir şekilde yaptığımız çalışmalar, milletimizin huzuruna çıkışımız, alt yapı, üst yapı yatırımlarıyla, kişi başına milli gelirle, gençliğe verdiğimiz önemle, özellikle eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, dış politikada, attığımız adımlarla Türkiye bir değişim dönüşümü yaşadı. 26 havalimanı var Türkiye’nin 57 havalimanına çıktı. Bu, Türkiye’nin refah düzeyinin yükseldiğinin alametiydi. AK Parti iktidarı ile bu süreci devam ettirirken bir de Cumhur İttifakı ile biz öyle bir sistem kuralım ki, bu sistem dünyada gelişmekte olan ülkeler değil, gelişmiş olan ülkelerin kullandığı sistem neyse biz de o sistemi kullanalım. Ülkemiz önce AK Parti ile ardından da Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi ile birlikte devlet idaresine istikrarı getirdi. Uluslararası alanda hızlı ve etkin kararlar alma kabiliyetini kazanmış olduk. Yeni sistem sayesinde son asrın en büyük sağlık krizi olan korona virüs salgınında biz hızlı kararlar aldık. Düşünebiliyor musunuz, İstanbul’daki Atatürk Havaalanı’nın içinde biz bin 8 odalı hastaneyi kurduk ki, uçak oraya inecek, 5 dakikada oradan bin 8 odalı hastaneye gelecek. Ameliyathaneleriyle, her şeyi ile mükemmel. Bir de Sancaktepe’de hastane yaptık. Bunlar 45 günde yapıldı” şeklinde konuştu.

Şehir hastaneleri ile ilgili yapılan eleştirileri de dile getiren Erdoğan, “Bize yakışan Amerika’daki en büyük hastaneyi geçmek, biz onu da geçtik. Onlar buraları gezdikten sonra ‘biz geri kalmışız’ diyorlar. Biz onların hepsinin incelemesini yaptırdık, sonra bu adımları attık. Büyükşehirlerimizin hepsinde bunu gerçekleştireceğiz. İlk adımı Yozgat ile attık, yayılmaya devam ettik. Şuanda şehir hastanelerimizin yapımları hızlı bir şekilde devam ediyor. Çam Sakura bunların içinde müstesna bir yere sahip. Ankara’da şehir hastanesi olmasaydı, Orta Anadolu’da bu Covid döneminde biz birçok açığımızı gideremezdik. Korona virüs salgını döneminde Ankara’daki hastanemiz birçok sorunumuzu çok rahat çözmemize vesile oldu. Etlik bitmek üzere, bu yıl sonuna kadar orayı da açacağız. Sorsanız bunlar Ankara’nın kasaba olduğunu zannederler. Ankara İstanbul’dan sonra Türkiye’nin ikinci büyük şehri. Burası başkent. Başkente yakışan neyse onu yapacaksın. İstanbul’da Anadolu yakasında da bir şehir hastanesi de orada yapıyoruz. Proje hazır, ihalesini yapıp oraya da başlayacağız. Rabbim hastane kapısına düşürmesin ama eksikliğini de göstermesin. Bir taraftan da bizim ciddi manada doktor açığımızı gidermemiz lazım. Bir doktor kardeşimizi kendi hastası bıçaklayarak ağır yaraladı, kendisi ile telefonla da görüştüm. 2 yılı kalmış uzman olmaya, tedavi ettiği hasta onu bıçaklıyor. Allah şifalar versin. Bu doktor açığımızı kapamanın gayreti içindeyiz. Tıp fakültelerimize büyük işler düşüyor. Bizim dört sacayağımız var, birincisi eğitim, ikincisi sağlık, üçüncüsü adalet, dördüncüsü emniyettir” ifadelerini kullandı.

Yeni sistemin bu hızı getirdiğine dikkat çeken Erdoğan, ”Her siyasi partinin kendine ait hedefleri vardır. Bizim hedefimiz de bu. Biz parlamenter sistemini geride bıraktık. Denenmiş denenmez. Biz şimdi yeni bir şeyler söyleminin gayreti içindeyiz” dedi.

“Bu harcamaları nerden yaptınız diye soran oldu mu?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “128 milyar dolar nereye gitti?” eleştirilerine de cevap vererek, “Merkez Bankası’nın parasının nereye gittiği sorulur mu? Bunların hesabı kitabı yok, ne hesaptan anlarla ne kitaptan. Bu kadar alt yapı, üst yapı yatırımları, bu süreç içinde geçirdiğimiz depremler, felaketler... Düşünün bu süreçte bir Van depremini, Bingöl depremini geçirdik. Bu harcamaları nerden yaptınız diye soran oldu mu? Son zamanlarda Elazığ, Malatya, İzmir, hiç soruyorlar mı bu paraları nereden buluyorsunuz? Alt yapısı olmayan bir ülkenin üst yapısı her an tehdit altındadır. Alt yapı ile işe başlayacaksınız ki, tehdit miktarını azaltasınız. Bunu tamamen yok edebilirsiniz diyemem, çünkü Türkiye alt yapısı çürük olan bir ülke konumunda. Alt yapıya çok önem veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz ki, özgüvenle hayatımızı sürdürebilelim” açıklamasında bulundu.

“Onlar ne yaparsa yapsınlar, bizi çok fazla ilgilendirmiyor”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimalinin sorulması üzerine Erdoğan, ”Hayırlı olsun” diye cevap verirken, adaylık tartışmalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Bizim sahada böyle bir tartışma, böyle bir adım yok. Cumhur İttifakı olarak partimizin içinde bu husustaki karar belli. İttifakın bir diğer ortağı olan MHP’de de Sayın Bahçeli kararlarını başından itibaren açıkladı. Bu dayanışmamız kararlı bir şekilde yürüyor. Sıkıntı diğer tarafta, onlar ne yaparsa yapsınlar, bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Yeni anayasa diyoruz. Yeni anayasa ile ilgili ne gibi çalışmalar ortaya koyacağız. Biz yeni anayasa çalışmamızı neticelendirip, bunu Sayın Bahçeli ve ekibine taktim edeceğiz. Birlikte yapacağımız çalışma ile ülkemizdeki diğer siyasi partiler ve STK’larla paylaşacağız. Sonra da milletimizle paylaşacağız. En ideale ulaşmanın gayreti içinde olacağız. Bu alanda malum, tecrübemiz var.”

"Gerilimin sebebi sözde Ermeni soykırımı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Biden görüşmesiyle ilgili, "Kendisiyle yapacağımız görüşmede niçin gerilim safhasında bunu soracağız. Biz sizden önce yine demokratlarla çalıştık. Böyle bir gerilim burada olmadı. Telefon diplomasisinde çok huzurlu ve rahattık. Sayın Biden ile görüşme, buluşma trafiğimiz Trump kadar rahat olmadı. NATO Zirvesi'nde bir araya geleceğiz. O bir araya gelişte bunları konuşacağız" dedi.

ABD ile gerilimin sebebin sözde Ermeni soykırımı olduğuna dikkat çeken Erdoğan," Artık bıktık, her 24 Nisan gelir, 'Amerika Ermenilerle ilgili ne diyecek?' Bütün işin bitti de Ermenilerin avukatlığına sen mi soyunuyorsun? Bırakalım bu işi tarihçiler yapsın, bunu tarihçiler çalışsın. Bütün bunların çalışmalarından sonra önümüze gelen tablo üzerinden gerekli adımları atalım. Bir Azerbaycan Ermenistan sorununu çözemediler. En sonunda Azerbaycan kendi göbeğini kendisi kesti. Burada da kalkıp hiç mi hiç alakası olmayan bir Türkiye'yi böyle bir konunun içerisine nasıl atarsın. Yapmak istediğin bir şey varsa NATO müttefikin olarak gel bu işi çalışmaları yaptırtalım ondan sonra konuşalım. Biz bir kasaba devleti değiliz, Türkiye Cumhuriyetiyiz. Türkiye'yi bu şekilde köşeye sıkıştıranlar Türkiye'nin dostluğunu kaybeder" diye konuştu.

"Görsel olarak anlattığımız halde, FETÖ'yü anlattığımız halde bunlar hala yok öyle değil böyledir diyorlar"

Sözde Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin konuşan Erdoğan, açık kaynakların ABD'yi eleştirdiğini Türkiye'yi haklı gördüğünü belirterek," ABD kendilerine söylendiği halde bunları kesinlikle görmemezlikten geliyor. Bunu defalarca kendilerine yazılarla bildirdiğimiz halde, tüm bunlara rağmen ABD 'hayır biz ne dediysek odur' deyip o şekilde yoluna devam ediyor. NATO Zirvesi'nde tekrar bu konuyu gündeme getirmek işlerine gelmeyebilir. Ama biz aynı şeyi söyleriz. YPG/PYD bu konularda da bunları kalktılar ABD'de misafir ettiler. Görsel olarak anlattığımız halde, FETÖ'yü anlattığımız halde bunlar hala yok öyle değil böyledir diyorlar. İki konu var ki bir tanesi FETÖ ile bir tanesi YPG ile mücadeledir. YPG'nin PKK ile alakası yok diyor ABD" dedi.

"Bizim için çok önemli olan FETÖ ile mücadeledir, YPG ile mücadeledir"

Erdoğan,"Trump ilk göreve geldiğinde binlerce tır, araç, gereç, mühimmat Kuzey Doğu Suriye'ye geldi. Terör kamplarına bunları yerleştirdiler, azaldıkça takviye ettiler. Bütün bu silahlar işte bu teröristler kullanıyordu. Bizim için çok önemli olan FETÖ ile mücadeledir, YPG ile mücadeledir. Petrol kuyularının olduğu yerlerde teröristlere petrol kuyularını kullanma imkanını da verdiler. Petrol kaliteli değil diye savunmaya kalktılar. Siz rafine edilmemiş petrolü de siz satmasını biliyoruz. Terör örgütü mali noktadaki bütün imkanları kah buradan elde ediyor, kah başka yerden. Pentagon bütçesinde YPG'ye ayrılan para var. Resmi bütçenin içine koydular. Bunu da kendi sitelerinde her yerde çıktı. ABD bizim müttefikimiz ise bu müttefik bizim yanımızda mı yer alacak, teröristlerin yanında mı yer alacak? Maalesef teröristlerin yanında yer alıyorlar. Biden döneminde terör örgütüne destekler devam ediyor. ABD'den bir yayın grubu geldi onlarla da konuştuk, adamlar bize hak veriyor" ifadelerini kullandı.

"Türkiye'nin içinde olmadığı bir NATO güçlü değildir"

Türkiye'nin içinde olmadığı bir NATO'nun güçlü olmayacağını kaydeden Erdoğan, En son S400 konusu gündeme geldiğinde Stoltenberg şunu söylemiştir: Biz hiçbir ortağımızın hangi tür silah kullandığına karışmayız, o onları tasarrufundadır. ABD'liler bırakın bize silah satmayı bizde olanları aldı götürdü. Biz S400'lere ihtiyacımız olduğu için aldık. Türkiye'nin kendini koruma hakkı yok mu? İkide bir karşımıza Doğu Akdeniz'i Kıbrıs'ı getiriyorsunuz. Kıbrıs, inanın AB ülkeleri arasında hiç biri Kıbrıs ile ilgili ayrışma sürecini bilmez. Hiç birisi bu ayrışma nasıl oldu bilmez. Bunu bilen tek lider var benim. Bilmezler. Miçotakis bile bilmez" dedi.

"NATO'nun Macron'u hesaba çekmesi gerekir"

Erdoğan, "NATO ittifakı güçlü bir şekilde devam etmelidir. Macron NATO'nun beyin ölümünden bahsediyor. O da NATO'nun üyesi olan ülkelerden bir tanesi. NATO'nun bunu hesaba çekmesi gerekir. Macron'un Libya ve Suriye'de kimlerle iş tuttuğunu biliyoruz. Ellerinden gelse Akdeniz2i boşaltın gidin diyecekler" ifadelerini kullandı.

Polonya'ya SİHA satışına ilişkin değerlendirmeden bulunan Erdoğan şunları kaydetti;

"Belki daha farklı adım da atacaklar. Akıncı çok güçlü. Üzerindeki silahları ile çok çok güçlü. Ondan çok İHA ve SİHA'yı pazara sürüyorlar. Polonya tabi burada bir NATO ülkesi olarak bu alımı yapmakla, özellikle Bayraktar bu ürünleriyle NATO piyasasına girmiş oluyor. Kalkıp buna da Türkiye'den nasıl siz SİHA alıyorsunuz diyebilirler. Polonya ile 24 adet Bayraktar TB2 için anlaşma imzalandı. Ciddi bir adım. Başarısını Libya'da ispatladı, Azerbaycan'da ispatladı. İsterlerse mühimmat da verilebilir. Türkiye bunu da üretiyor. Mühimmatı devletin kendi kurumları üretiyor."

"Orada bir müjde açıklayacağız"

"Petrol ve doğal gaz arama çalışmalarıyla ilgili Cuma günü bir müjde açıklayacağız" diyen Erdoğan,"

"Cuma günü Zonguldak'ta Uzun Mehmet Camii'nin açılışını yapacağız. Bu korona virüs sebebi ile gecikti açılışı. Filyos Limanı açılışını yapacağız. Orada bir müjde açıklayacağız. Oradan Kanuni Sondaj gemisi ile bağlantı kurup açıklamamızı yapacağız. Yeni çok modern bir maske fabrikasının açılışını da aynı gün yapacağız. Milletin talepleri var o beklentileri boş çevirmememiz lazım" dedi.

Mısır ile normalleşme sürecine ilişkin soruları da yanıtlayan Erdoğan, Mısır ile ilişkilerin tarihi bir yönü olduğuna vurgu yaparak," Bizim için Mısır dünün bir ülkesi değil. Türkiye ve Mısır halklarının tarihten gelen bir birlikteliği var. Devletler arasındaki ilişkilerimiz bu temelde ilerledi ve bu temelde ilerliyor. Görüşmeler genişleyerek devam etti, devam ediyor. Doğu Akdeniz'de Libya'ya kadar geniş alanda ciddi iş birliği imkanları bulunuyor. Bakanlarımıza görüşmelerinizi yapabilirsiniz diyoruz. Arzumuz iş birliğimizi, münasebetlerimizi kazan-kazan temelinde devam ettirmek. Körfez ülkeleri için de bu geçerli. Yunanistan-Mısır ilişkisi ile Türkiye-Mısır ilişkisini aynı terazide değildir. Ben Mısır halkını iyi bilirim, severim. Yeniden bu süreci başlatmakta da kararlıyız" açıklamasında bulundu.

"Mahmur, Kandil'in kuluçka yuvasıdır"

Terörle mücadeleye yönelik açıklamada bulunan Erdoğan, "Çift Kandil var. Bir Irak, iki İran. Terör örgütünü ciddi manada bir korku sardı. Irak'a siz yapacaksanız yapın yoksa biz gelip vuracağız dedik. Kandil bataklığını da bir daha asla terör mikrobunu yaymayacak ve kurutmakta kararlı bir Türkiye gerçeğini görecekler. Türkiye komşularının egemenlik haklarına ve sınırlarına da saygılıdır. Biz Mahmur meselesini de en az Kandil kadar önemsiyoruz. Mahmur, Kandil'in kuluçka yuvasıdır. Kuluçka yuvası adeta şehir merkezinde palazlanıyor. BM temizlemediği takdirde bir BM üyesi olarak biz temizleriz. Kandil'e sadece Diyarbakırlı anaların çocukları gönderilmiyor ki. Buna nereye kadar sabredeceğiz" dedi.

"Teröristler için hiçbir yer güvenli değil"

Terör örgütünün kaçırdığı gençlere seslenen Erdoğan, "Teröristler için hiçbir yer güvenli değil. Bu başarı teslim olmaları da hızlandırıyor. Bu kiralık katiller çetesinden bir an önce kaçıp emin ellere gelin, devletinize sığının. Türkiye Cumhuriyeti samimi pişmanlık gösteren her vatandaşına sahip çıkmıştır" ifadelerini kullandı.

Salgın döneminde gerçekleşen desteklerle ilgili hatırlatmalarda bulunan Erdoğan, "Dün akşam bütün ilave tedbirlerin bir paketini açıkladık. Salgın döneminde devletimiz tüm imkanlarını seferber etti. Yaptığımız harcamalar 104 milyar lirayı bulacak. Tüm emeklilerimizin bayram ikramiyelerini yükselttik. Kurban bayramında da aynı şekilde olacak. 7 milyon haneye nakit yardımı gerçekleştirdik. Verdiğimiz tüm desteklerin miktarı haziran sonu itibarıyla 181 milyar liraya ulaşacaktır. 2. çeyrekte de güçlü büyüme öngörülüyor" dedi.

"Faizi ve faiz yükünü düşürmemiz lazım"

Faizlerin düşürülmesi gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, "Bizim bir defa faizleri düşürmemiz şart, onun için de temmuz-ağustos, buraları bulacağız ki faiz düşmeye başlasın. Çünkü faiz yükünü yatırımların, maliyetlerin üzerinden kaldırırsak, maliyet enflasyonunu tetikleyen faiz olduğu için, orada da bir rahatlama dönemine girmiş olacağız. Turizm gelirlerinin artması için görüşmelerimiz sürüyor. Turizmde bir hareketlenme görüyorum. Rusya'da Ukrayna'dan tüm buralardan olumlu geri dönüşler alıyoruz" açıklamasında bulundu.

" Bunu çözeceğiz, bunu İBB'nin eline bırakamayız"

Marmara'da deniz salyası sorunuyla ilgili önemli adımlar atılması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan şunları söyledi;

"Bu konuda bizim de yapmamız gereken işler var. Kıyı belediyelerin burada yapması gereken çok önemli işler var. Burada paslaşarak yapacağımız işler olabilir. Sadece burası da değil Ergene... Ergene'nin hep kıyısında CHP'li belediyeler olduğu için oradaki fabrikaların atıklarını engellemiyorlar. Müsilaj olayı farklı bir olay. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız da üniversitelerle ortak çalışmaya girdi. Bunu çözeceğiz, bunu İBB'nin eline bırakamayız."

Kanal İstanbul projesiyle ilgili yeni bilgiler paylaşan Erdoğan, "Süreç 11-12 yıldır ilerliyor. O günden bu güne işleyen bir süreç. Projeye stratejik bir yatırım olarak bakıyoruz. Haziran ayı sonunda Kanal İstanbul için ilk köprünün temellerini atıyoruz. Daha fazla bekleyemeyiz. Ardından 5 köprünün daha temeli atılacak. Öyle bir şehircilik projesi ki bu proje, bu kanalın her iki tarafında 250-300 binerlik konutlarla şehir içinde şehir oluşacak. Arkadaşlarımız 200 bilim adamıyla çalışmalar yürüttüler. Kanal İstanbul projesine de kararlı bir şekilde devam ederek, burada güçlü bir adımı atalım dedik. Kanal İstanbul Projesi'ni yerli yabancı çok güçlü konsorsiyumlarla devam ettireceğiz. Projeleri eleştirenlerin yaptıkları bir eseri yok. Marmaray'ı yaptık aynı anlayışla. Avrasya'yı aynı anlayışla yaptık. Ama bunların kafası basmaz. Yok bunlarda böyle bir araştırma. Kaynak üretmek nasıl olur, bunun üzerine çalışacaksın. Bir şey yap. Yol yap. İstanbul'un her tarafı delik deşik" şeklinde konuştu.

"Bu çalışma kamuoyunda evcil hayvanları düzenleyen bir çalışma olarak algılanıyor ama daha geniş bir çalışma olacak"

Hayvan hakları koruma kanunu ile ilgili soru üzerine Erdoğan, yasayla ilgili çalışmaların olduğunu şu anda da Mecliste sürecin önemli bir aşamada olduğunu belirterek," Adeta kanunlaşma aşamasında yürüyor. Zaman zaman televizyon ekranlarında öyle sahneler görülüyor ki insan yıkıma uğruyor. Biz de 15-16 tane var. Nereden kaynaklanıyor bizdeki. Gittiğimiz birçok yerde bana hediye ediliyor. Böyle de bir durum var. Oğlumun aynı şekilde muhabbet kuşları var. Hayvanla olan ilişkimiz bu noktada ileri derecede. AK Parti MKYK'da konuyu görüştük, bu süreci hızlandıralım dedik. İş süratle devam ediyor. İnşallah başaracağız. Bu çalışma kamuoyunda evcil hayvanları düzenleyen bir çalışma olarak algılanıyor ama daha geniş bir çalışma olacak" dedi. İHA

 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...
ÇOK OKUNAN HABERLER