MEDENİYET BAHÇESİ & ŞEHİR ARAŞTIRMALARI MERKEZİ-3
O şehirle ilgili bilgilerinin bir kısmını yaşlılardan dinlemiş olması gerekir
- 20-06-2018 00:03
“Millet Bahçesi” kompleksinde birer Şehir Araştırmaları Merkezi olmalıdır. Bu “Millet Bahçesi” yerine “Medeniyet Bahçesi” ifadesi bilgiyi, erdemi çağrıştırır. Millet Bahçesi, pikniği, kır gezintisini akla getirir.
İsmi “Millet Bahçesi” de olsa” Medeniyet Bahçesi” de olsa, sonuçta gezi alanları olacaktır. Bu bahçede o şehre dair belirginlik arz eden motifler egemen olacaktır. Yeme-içme alanları olmazsa olmazlardandır. Peki, bu bahçenin adı ne olursa olsun, beş-on bin kitaptan oluşacak, kendi içinde farklı bölümlere ayrılacak kütüphane bulunacak mıdır?
Bu bahçe kompleksi içinde Şehre dair kaynak eserleri içine alan özel bir merkez olacak mıdır?
“Isparta” bildiğiniz gibi “gül” denilince akla gelen bir şehirdir. Bu şehrimizde bahçe oluşturulacaksa merkezde gül konulu yayınlar eksik olmamalıdır. Isparta’nın tarihine dair kaynak eserler eksiksiz bulundurulmalıdır. Merkez bünyesinde gülden mamul ürünler olmalı, Gül Müzesi açılmalı, Şehir Fotoğraf Müzesi eksiksiz olmalıdır. Kalkıp Süleyman Demirel’in şapkalı heykeli ile bahçenin en can alıcı noktası süslenmemelidir. Şayet diğer isimlerin büstleri bir yerde toplanacaksa Demirel’in de büstü olmalıdır.
Erzurum’da Millet Bahçesi kurulacaksa Moskof’tan çekilenler canlandırılmazsa olmazların olmazıdır. Erzurumlu burada barını da oynar, barakını da söyler. Taş kadayıfını da yer, oltu teşbihini de çeker. Tek şekerle üç çay bardağını içen Erzurumlu, kaşık bardağın üstüne bırakılmadıkça çay içmezliğini hakaret bilir.
Siirt’e gelenler Millet Bahçesi’nde büryanı görmek ister, keçi kılından seccadeyi unutmaz, Siirt Fıstığı’nı över, Veysel Karanî ile övünür, yemekleriyle ön plâna çıkmak ister.
Mardinli beyaz taştan mimarîsiyle, daracık şehir sokaklarında kümelenmiş evleriyle, yemekleriyle, tatlılarıyla, çok dilli yaşantısıyla, üretkenlikte sınır tanımayan insanıyla övünür,
Dahası illeri anlatmaya devam edelim mi? Diyarbakır’da bir Millet Bahçesi kurulacaksa karpuz olmamalı, kadayıf bulun durulmamalı, kelle paça önerilmemeli, şeytandan kaçarcasına ciğer kebabı-cartlak kebabı yasaklanmalı. Mübarek Şehir sadece insan midesine hitap edecek yiyeceklerle içeceklerle mi anılmalı?
Bugüne kadar şehir, bu tarzda tanıtıldı, anlatıldı, tanıtılmak istendi. Şehir Araştırmaları Merkezi, her ilde açılacak Millet veya Medeniyet Bahçesi’nde yer bulsa, hem söyleyecek hem de yapılacak çok şey vardır, yazıda dile getirilmeyen. Şehir Araştırmaları Merkezi’nin işlevini, görevini her makalemizde ele almaktayız, bildiğiniz gibi. Bir sinema eleştirmeni için filmler neyse, tiyatrocu için sahne ne ise, bizim için şehir aynıdır, değişmez.
Kalkıp densiz birkaç kişi, düşündüklerimizi allayıp pullayıp yetkililere kendi düşünceleriymiş gibi kabul ettirirse, ne demeli?
Bu yazı, bunun tanıklığını yapacaktır, kuşkusuz. Bilgiye değer ve kıymet verseydik, şehirlerin durumu bu şekilde olur muydu? Şehir yaşantısı cehenneme döner miydi?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...