Haber Merkezi- HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Faruk Dinç, İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması için soru önergesi verdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verdiği soru önergesini sosyal medya hesabından paylaşan Dinç, “Bazı cafeleri mesken edinerek diyarbakır halkını bir ahtapot gibi kuşatan uyuşturucu ticaretinin engellenmesi ile ilgili soru önergemizi verdik. Diyarbakır gençliğini uyuşturarak kendilerine bağımlı kılmak isteyen bu politik ayaklı Narko-Terör’e karşı atılacak her adım insanlığın faydasına atılmış bir adım olacaktır.” ifadelerini kullandı.
HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Faruk Dinç’in, İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması için verdiği soru önergesinde şunlara yer verildi:
“TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya tarafından Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 96. ve 99. maddeleri gereğince yazılı olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
1- Son zamanlarda Diyarbakır'da halkı rahatsız eden, hatta tedirginliğe sevk eden, içinde bariz şekilde suç unsurlarını da barındıran birtakım uygulamalar yaşanmaktadır.
Yaz aylarında havaların ısınmasıyla beraber şehir halkı akşam saatlerinde ailece soluğu park vb. açık alanlarda almakta, çeşitli bulvarların olduğu güzergâhlarda zaman geçirmek amacıyla gezintiye çıkmaktadırlar. Ancak yerel medyaya da yansıdığı şekliyle halkın ailece vakit geçirmek istediği birçok alan ve güzergâh, içki masalarının kurulduğu, uyuşturucu maddelerinin tüketildiği yerler haline gelmiştir. Sarhoş naralarının yükseldiği, torbacıların cirit attığı bu tür açık alanlar, halkı ziyadesiyle tedirgin etmiş durumdadır.
2- Başta merkez Sur ilçesi olmak üzere cafe adı altında işletilen birçok mekân, çevre sakinlerinin anlatımlarına göre adeta uyuşturucu bataklığına dönüşmüş durumdadır. Uyuşturucunun pazarlandığı, kullanımının özendirildiği, gençlerin her an uyuşturucuya bulaşma tehlikesinin belirginleştiği bu tür mekânlar, açık alanlarda toplumun sinir uçlarına dokunacak şekilde yaşanan ahlaksız tutum ve davranışlarla birlikte ele alındığında, örgütlü bir kötülüğün Diyarbakır üzerine karabasan gibi çöktüğü anlaşılmaktadır. Diyarbakır'ın tarih, kültür ve inançla yoğrulmuş kadim kimliğine karşı savaş açan ve içerisinde "Narko-Terör" özellikler barındıran belli çevrelerin koordinasyon halinde ahlaksızlığı politik bir kimliğe dönüştürerek siyasal hedefler arzuladıkları açıkça görülmektedir. Vahim bir iddia da "Narko-Terör" faaliyetleri kapsamına giren "Organize kötülük" çarkı içerisinde menfaat karşılığı bazı kamu görevlilerinin de bulunduğu söylentileridir.
Ayrıca toplumun sinir uçlarına dokunmanın halkta yol açtığı haklı tepki, zaman zaman bazı fevri davranışlara da sebebiyet verebilmektedir ki, bu durum bazen istenmeyen sonuçlar doğurabilmektedir.
Bu bağlamda;
1. Halkın güven içerisinde faydalanmak istediği park, bahçe ve açık alanlarda beliren hayâsızca tutumların yanı sıra, çeşitli bulvarlarda kurulan içki masalarının oluşturduğu tehlikelere karşı ne tür önlemler alınması düşünülmektedir?
2. Ahlaksızlık ve kol gezen uyuşturucu tehlikesi başta olmak üzere Diyarbakır'da kimi çevrelerin yürüttüğü "Organize kötülük" faaliyetlerine karşı tedbir almayı düşünüyor musunuz?
3- Siyasi amaçlı organize ahlaksızlığın uyuşturucu kullanımı ve ticaretiyle iç içe geçtiği "Narko-Terör" çarkına bazı kamu görevlilerinin de menfaat karşılığı dâhil olduğu iddiaları için bir inceleme başlatmayı düşünüyor musunuz?”
Haber Merkezi