Ankara kulisleri, yargı organlarında yaşanan sürpriz gelişmeyle çalkalanıyor. Adalet sisteminin en kritik yapı taşlarından biri olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nda (HSK), Türkiye siyasi tarihinde bir ilk gerçekleşmek üzere. Edinilen bilgilere göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) arasında yapılan görüşmeler sonucunda, 13 üyeden oluşan HSK’ya ilk kez DEM Parti kontenjanından bir ismin girmesi konusunda mutabakat sağlandı.
Bu gelişme, uzun süredir kamuoyunda görünmeyen bir çözüm süreci dinamiğinin yeniden gündeme taşındığı yönündeki yorumları da beraberinde getirdi. HSK üyeliği gibi son derece stratejik bir pozisyon için yapılacak bu atama, sadece yargı alanında değil, aynı zamanda siyasi arenada da dengeleri etkileyecek bir adım olarak değerlendiriliyor.
Bahçeli’den Şaşırtan Açılım: Silah Bırakma Çağrısına Giden Yol
Süreç, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin kamuoyunu şaşırtan bir çıkışıyla başladı. Bahçeli, daha önce sert tutumuyla bilindiği terörle mücadele konusunda farklı bir yaklaşım sergileyerek, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı yapmasını istemişti. Bu doğrultuda, Bahçeli'nin öncülüğü ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle, Öcalan ile DEM Parti heyeti arasında İmralı’da üç görüşmenin gerçekleştiği iddia edildi. Son görüşmede ise Öcalan’ın, Bahçeli’nin talebi doğrultusunda örgüte silah bırakma çağrısı yaptığı belirtiliyor.
PKK’nın bu çağrıya temkinli ancak açık kapı bırakan bir tutumla karşılık verdiği ifade edilirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da "Terörsüz Türkiye" vurgusuyla yeni bir çözüm sürecine kapı aralayabileceği sinyalleri verdiği görülüyor.
Yargı Reformu ve DEM Parti’nin Talepleri
Öte yandan, DEM Parti’nin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile gerçekleştirdiği görüşmelerde, yargı alanında kapsamlı reform talepleri gündeme getirildi. Parti, özellikle Selahattin Demirtaş ve diğer tutuklu siyasetçilerin durumu konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmasını talep etti. DEM Parti’nin, bu kapsamda "hukukun üstünlüğü" ve "adil yargılanma" ilkeleri çerçevesinde tutuklu siyasilerin serbest bırakılmasının sürece olumlu katkı sunacağı görüşünü aktardığı bildirildi.
HSK’da DEM Temsiliyeti: Yeni Dönemin Sinyali mi?
Görüşmelerin en somut çıktısı ise HSK üyeliğinde yaşandı. Mayıs ayında TBMM’de seçilecek 5 yeni HSK üyesi arasında, DEM Parti’nin önereceği bir hukukçunun da yer alacağı ifade ediliyor. Bu gelişme, HSK’da DEM Parti’nin ilk kez temsil edilmesi anlamına geliyor ve Türkiye siyasetinde farklı çevrelerce "yeni bir normalleşme" sürecinin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
Siyasi Dengeler Yeniden Şekilleniyor
Bu gelişmeler, hem iç politikada hem de Kürt meselesine yönelik atılacak olası adımlar açısından önemli bir dönemece işaret ediyor. Her ne kadar taraflardan resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, kulislerde bu gelişmenin bir “mini çözüm süreci” olarak nitelendirildiği konuşuluyor. Bahçeli’nin pozisyon değişikliği, Erdoğan’ın destekleyici tutumu ve DEM Parti ile kurulan diyalog hattı, yeni bir siyasi iklimin habercisi olabilir.