Cemreler düştü havalar ısındı ısınacak derken, Doğuda kar yağıyor, Kars’ta sağanak yağış sele neden oluyor, Hakkari’de kuvvetli rüzgar nedeniyle okullara 1 gün ara veriliyor, Diyarbakır’da fırtınalar kopuyor.
Bu yazıyı yazarken şuan rüzgar evimde gerilim müziği çalıyor. Perdeler rüzgarın savuruşuyla bir o yana bir bu yana savuruluyor. Camı kırdı kıracak diye tedirgin oluyorum. Bir yandan da rüzgarın şiddetiyle dans eden çimler ve buğdaylar nefis bir görsel şölen oluşturuyor.
Herşey gibi herkes gibi Nisan aylarıda değişti. Normalde Nisan ayı demek kuş cıvıltılarıyla, rengarenk mis kokulu çiceklerin içerisinde yapılan piknik zamanı demekdi. Termosda çay, kekler, böreklerle beraber edilen sıcak ve hoş sohbetler... fakat kış geri döndü adeta. Piknik hayalleri şimdilik rafa kalktı.
Zaten Diyarbakır’da mevsimler kış ve yaz olarak yaşanıyor. Bahar ayları bizim topraklarımızda yok denecek kadar az yaşanır. Baharlar da bizde genelde yaz mevsimi olarak yaşanıyor. Keskin bir şekilde yaşıyoruz. Ortamız yok bizim. Ya siyahtır ya beyaz gri yok bizde...
İşin kötü tarafı da ağaçlar çicek açtı, kötü hava şartlarına ne kadar dayanırlar bilinmez. Rusya üzerinden ülkemize gelmesi beklenen yeni soğuk hava dalgası Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde kış mevsimini aratmayacak. Bu durum özellikle tarımda yeni bir don tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor.