<div><span><span><span><span><span><span><strong>Safa Nur ORHAN</strong> - Diyarbakır Sur Sokaklarında Ölmek üzere olan bir sanatı dirilten ve yeni nesillere aktaran Betül Kübra Salçı ile sanatı hakkında Tüm merak edilenler Gazetemize özel verdiği röportajda;</span></span></span></span></span></span></div> <div><span><span><span><span><span><span>Ölmek üzere olan bir sanatla ilgileniyorsunuz, peki buna nasıl başladınız?</span></span></span></span></span></span></div> <div><span><span><span><span><span><span>Adım Betül Kübra Salçı Şöyle lise birdeyken karikatür çizmeye başladım. Babam burada beni keşfetti keşfedince beni güzel sanatlara yönlendirdi. Resim eğitimi aldım. Sonra yetenek sınavlarına girdim. Yetenek sınavlarından sonra işte Edirne, Trakya Üniversitesi'ni kazandım amacım iç mimar olmaktı. Ama o dönemlerde iç mimarlık sınavlarına girememişim. Yani onu atlamışım. Sonra işte resme girdim. Bir yıl bayağı Bir süre geçti. İstemediğim bir bölümde okuyormuş hissiyatı Yaşadım Çünkü resim okumak istemiyordum. Sonra ikinci yılımızda seçmeli ders olarak Vitray sanatını aldım. Alınca daha çok sevdim Biraz camları renkleri, işte ne bileyim dokusu falan daha hoşuma gitti. Sonra oradan Vitraydan ilerlemeye başladım. Üniversiteden mezun olurken bitirme projesini de vitraydan aldım sonra işte üniversiteden mezun oldum. Bayağı büyük bir projeydi Bitirme projem. Iki metreyi yüz yirmi beş santimdi ve camlar birleştikçe ağırlaşıyordu birleştikçe. Onu mozaik camlarla yani vitray’ın ayrı bir dalı, mozaik camlarla yapmaya başladım ama tabii bitmedi. Puanımı aldım ama Sonra işte şeye geldik Diyarbakır'a taşındık. Orada atölyem vardı İstanbul'da. Oradan buraya taşındım. Ondan sonra da buradan böyle devam ederek bir süre yöneldim. Aslında ilk etapta mozaikti amacım. Mozaik camla ilerliyordum Sonra vitraya döndüm Vitrayda ilerledim Sonra işte bir tane alaylı bir hocam var. Aynı zamanda da eğitim aldık sonra da. O da yıllarını vermiş bir üstat bu sanata Ondan işte hızlandırılmış bir program aldım İstanbul Bakırköy'de. Oradan işte üç boyutlu vitray yapmayı hep ondan öğrendim Sonra buraya geldim. Tabii burada sürekli bir atölye açma kafası vardı bende atölye için ama işte birazcık engeller oluştu, Çocuk oldu. Ondan dolayı Sonra işte aralıkta bayağı bir yazın bir üç ay kadar burada bir kiralık dükkân aradım.</span></span></span></span></span></span></div> <div><span><span><span><b><span><span><span>Bilmeden yorum yapmasalar!</span></span></span></b></span></span></span></div> <div><span><span><span><span><span><span>Zorlu bir süreçti Sonra burayı buldum. Burayı da yaklaşık otuz yıldır kimseye kiraya vermemişler. Bayağı da harabeydi Sonra işte burayı güzelleştirdim. Şimdi işte amacım burada hani vitray’ı birazcık insanlara duyurmak yani Türkiye'de kaybolmuş sanatlar arasına giriyor maalesef. Yurt dışında çok popüler bir sanat aslında. Yani gittiğimiz tüm kiliselerde, tüm Kafelerde camlarında vitray var. Ama maalesef Türkiye'de kayboluyor. İşte bu halde kaybolmasın diye Diyarbakır'da bir ilki yaparak vitray atölyesi açtık. Tabii topluma yani buradaki biraz toplum şey. Yani hani bu iş yapmaz, Boşuna açtı, Hani daha satış yapmadı, Daha satış mı yapacak böyle hani konuştular ama ben hala devam ediyorum, edeceğim de. Zaten böyle mesleklerin tutulması minimum bir yıl maksimum iki yıl sürüyor. Ben kendimden kararlı ve emin bir şekilde ilerliyorum. Amacım buradaki aslında O kadar güzel dokusu var ki. Zaten Diyarbakır'ın. Yani mesela buradaki restorasyonu olan hanların pencerelerini, işte ne bileyim gerçekten mesela villaları yapan insanların o Dandik camları oraya koymaları, o ara boşluklardaki. Yani aslında oraların hepsi vitray, vitray yapılabilecek alanlar. Onun için aslında bu kadar çok hani Ben böyle küçük objeler yapıyorum ama amacım zaten büyük işler yapabilmek. Onun için bile hani villalarda, işte hanlarda, köşklerde artık buralardan ölürse ya da işte belediye binalarında Yani çok kullanılmasını istiyoruz. Ama bakalım yani inşallah yapabileceğiz, yapacağız.</span></span></span></span></span></span></div> <div><span><span><span><span><span><span>Mesleğiniz de Bir kadın olarak en zorlandığınız nokta nedir?</span></span></span></span></span></span></div> <div><span><span><span><span><span><span>Ben herhangi bir mesleği yaparken kadın veya erkeğin zorlandığı noktalar olarak ayırmam hangi mesleği yaparsanız yapın ben işe karakter odaklı bakarım insanlar bir işi yapabilirler veya yapamazlar. Ama en zorlandığım nokta Camlar büyüdükçe ağırlaşıyor ve bir cama şekil vermek gerçekten güç istiyor onun için Güç konusunda bazen zorlanıyorum.</span></span></span></span></span></span></div> <div><span><span><span><span><span><span>Mesleğiniz de İleri de neler yapmak istiyorsunuz?</span></span></span></span></span></span></div> <div><span><span><span><span><span><span>Şuan süs eşyaları yapıyorum, Tasarımlar yapıyorum, Eşyalar ancak ileride Büyük projelerde yer almak istiyorum. Diyarbakır tarihi yapılarla dolu bir şehir bu tarihi yapılara sıradan camlar takmak yerine vitray sanatı ile güzel bir görüntü katmak istiyorum başaracağıma inanıyorum inşallah yapacağım.</span></span></span></span></span></span></div> <div><span><span><span><span><span><span>Peki, sizde gençsiniz bitmek üzere olan bir sanatla ilgileniyorsunuz, Günümüzdeki gençlere söylemek istediğiniz şeyler var mı?</span></span></span></span></span></span></div> <div><span><span><span><span><span><span>Evet, Artık her şey dijital olmuş hiçbir şeyin kıymeti yok değersiz her şey yapay ve makine unsuru şeyler. Benim Gençlerden istediğim bakın vitray sanatı yıllar öncesinde var olan cama duygu katarak işleyen bir sanat ben nasıl ki bu sanatı sahiplendiysem ölmesine izin vermeyip aktarıyorsam onlarda diğer sanatlara sahip çıksınlar Eşyalara duygu katan bu sanatlar ölmesin.</span></span></span></span></span></span></div>