<div class="MsoNoSpacing"><span><span><span><strong>Berat PINAR</strong> - Akıl hastası olan halk arsında deli denilen insanları anlatmaya devam ediyoruz. </span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"><span><span><span>Geçmişi, tarihi, eski günleri iyi bilen F.K., bu sefer Mardinli Cevdet Gül Diken ya da tarihe geçen adıyla DELİ Cevdo’yu anlattı.</span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"><span><span><span>F.K, Mardin’in Delisi, Diyarbakır’ın Sevgilisi, Elazığ’ın Velisi olarak bilinen Cevdo Babab’ı şu sözlerle dile getirdi: “Aslında Mardin’de sadece bir hamaldı. Ya da Mardin’in en güçlü hamalıydı… Mardin’in Deli Cevdo’su İri yapılı, kuvvetli, biraz ürkütücü, biraz mütevazı bir insandı. 45 yıl önce hayatını kaybetti. Aramızdan göçüp gitti. Adına Elazığ’da yapılan mezar bir süre sonra Cevdo Baba Türbesi oluverdi. </span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"><span><span><span>Mardinli hamalların sürekli çalışırken giydiği çuval kumaşları ile dikilmiş kahverengi ve bej renkli giysileri içinde uzun, ucu çengelli iplere bağlanmış </span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"><span><span><span>250-300 kilo civarında havaleli bir yükü taşıyordu. Elinde tuttuğu kocaman bir somun ekmeği yavaş yavaş yiyerek Mardin’in (Sokulbakar) denilen İnek Çarşısından ana caddeye doğru merdivenleri tırmanıyordu. Sırtındaki yükler onu hiç yormuyor olacak ki, arada bir çevredekilere selam verip sohbet ediyordu. </span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"><span><span><span>Yemek yer on kişilik, elma portakalı tek bir defada ağzına alıp çiğnemeden yutardı. Kahvaltıda 50 adet haşlanmış yumurtayı umursamadan yer ve buna benzer birçok şey.</span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"><span><span><span>Güç konusunda bazıları: ‘’Kamyonun olacağına bir Cevdo’n olsun yeter’’ derlerdi.</span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"><span><span><span>İnanılmaz bir güce sahipti Deli Cevdo. Onu kızdırmak için küçük bir el hareketi yeterliydi, Kızdığı zaman ağzından alev atan bir canavara dönüşürdü. Çevresinde varsa o koca çöp bidonları, kaldırım taşlarını, esnafların tavlalarını, kilo taşlarını, kahvehanelerin koskoca masalarını alır, onlarca metre uzağa fırlatırdı. O’nu durdurmak ve yumuşatmak çok ama çok zordu.</span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"><span><span><span>Bir gün Cevdo tedavi görmek için Elazığ’a gönderildi. Elazığ’a yerleşen ve sürekli tedavi gören Cevda, birkaç gün sonra esnafa teker teker uğrayıp haklarını helal etmelerini akşama doğru öleceğini hissettiğini bildirmiş. Esnaf önce, deli diye gülüp geçmiş ise de vücutça çok sağlam olan Cevdo’nun intihar etmek isteyip istemediğini kontrol etmeleri için akıl hastanesi doktorlarına telefon etmişlerdi. Derhal gelen bir ekip onu çağırıp sorguladığında, Cevdo: ‘’Ben Allahın emri ile öleceğim merak etmeyin, diye gelenleri teskin edip göndermiş.</span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"><span><span><span>Cevdo bir gün sonra vefat eder, onu sormaya gelenlere elleri ile konuşmadan Cevdonun mezarını gösterirler. Öleceğini önceden bilen Cevdo, bize göre ermiştir. Bize öleceğini söylediği gün eceli ile rahmetli oldu. Cevdo Baba türbesini Esnaf yaptırdı. Şu anda Cevdo Baba Türbesi ile tanınıyor. İşte o Cevdo Mardin’in Delisi, Elazığ’ın Velisi, Diyarbakır’ın Sevgilisi lakabını almıştır.” </span></span></span></div> <div class="MsoNoSpacing"> </div>