USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

KIRKLAR DAĞI NE ZAMAN KUTSAL OLDU? (2)

Kırklar Dağı’na sahip çıkanların Meryem Ana Kilisesi ortada iken bir şey söylemelerine gerek yok aslında

Kırklar Dağı’na sahip çıkanların Meryem Ana Kilisesi ortada iken bir şey söylemelerine gerek yok aslında. Meryem Ana Kilisesi dururken kalkıp Ulu Camii için iddiada ısrarlı olmalarına ne gerek vardır? Meryem Ana Kilisesi, başlı başına bir yapıdır.

Aynı şekilde biz de deriz ki bunca camimiz vardır ve kişinin istediği zamanda ibadetine açıktır. Köprü çıkışında bu yapının öncelikle yerinin iyi seçilmediği, mimarîsinin şehre uygun olmadığını belirtelim. Kalkıp Kırklar Dağı Konutları gibi yıktırılmasını istemeyiz, her gidişimde minareye bakmam, göz zevkimizi bozacağa benzemektedir. Allah’ın evleri sade olmalı, aşırılıktan, israftan azade kılınmalı. Bu yapının buraya kondurulması, tepeye konutların kondurulması derecesinde hatalıdır.

Kırklar Dağı’ndaki tabelaya baktığımızda Kutsal alanda yapılmaması istenen davranışlar birer birer sıralanmaktadır:  Lütfen Bu Kutsal Yerde Alkol Esrar Ahlak Dışı Davranışlar Kesinlikle Yasaktır. Kurala Uymayan Ağır Bir Şekilde Cezalandırılacak.

Ceza tarzı da her halde istediğin cezayı seç kabilinden. Madem bu alan kutsaldır, davul zurnanın sesi nasıl açıklanır?

Kutsal bir alana insan giyimini-kuşamını düzelterek girmez mi, bizim geleneğimizde?

Kutsal bir alanda yeme ve içme, insafın çok üstünde bir parayla, insanı yemeden ve içmeden pişman edecek ölçüde sunulabilir mi, hizmet olarak? Bu yeme ve içme faslını lüks olmaktan çıkarıp bir vakfa derneğe versek, kıyamet mi kopar?

Bu kutsal yere kişilerin istedikleri gibi girip çıkmaları, olur mu? Bu yerin kutsal olduğunu sadece bu tabelayla mı sağlarsınız?

Bu kutsal dediğiniz yerde daha önce işlenen günahların galerisinde neler vardır ki anlatılmayan. Kırklar Tepesine varmadan önce kırıkların demlendikleri alan, yabancı şirketin elinde iken yapılan etkinlikler, …

Bu kutsallık atfedilen tepenin, bazılarınca dağın şehri yüksekten gören, genel panoramayla güzelliği dışında eskiden stratejik olmasıdır. Stratejik tepenin şehri gören konumu önemlidir.

Haydi diyelim birkaç kabir de vardır, bu yerde. Eskiden yerleşim alanıydı, belki arkeolojik kazılar yapılırsa çok önemli buluntular ortaya çıkar. Sakın ola ki Nuh Aleyhi’s-selam’ın Gemisi bulunmaya.

Bu alana kutsallığı atfedenlerin Hz. Nuh Versiyonuna karşı çıkarken tepe bile sayılmayacak yere dağ dedirtmeleri, bunu “Cudî “ şeklinde piyasaya sürme hangi üst aklın hizmetidir? Dicle Nehri’nde Hazreti Adem ile Hazreti Havva’yı buluşturmayı, efsanelerden yola çıkarak gerçekleştirme, olsa olsa rotasını şaşırmış geminin kayalıklara bindirmesinden başka anlam taşımaz.

Burada dikkat edilecek bir ayrıntı söz konusudur. Bunu yazanın ya da savunanın etkisi önemli değildir. Kitaplaştıktan sonra yapılacak yanlışların önüne geçmek mümkün olamaz. Sanal ortamda bir makalede ileri sürülen görüş, aylar sonra birkaç kitapta kaynak olarak gösterilmekte, ondan sonra kitaptan kitaba virüs şeklinde yayılmaktadır.

Kırklar Dağı kutsal değildir. İsmini Müslüman Kırklar’dan mı almıştır? Belki Hristiyanların kırk şehidinden? Belki Türkmen anlayışında kırk abdaldan ve dervişten. Ya da halkın muhayyelesindeki kırk sayısının gizeminden; Hz. Peygamber kırk yaşında peygamberlikle müjdelendi,Müslümanların sayısı kendisini savunabilecek kırk isme erişince ortaya çıkışları söz konusu oldu,..

Bu yazımız yayınlandığında günlerden Cum’â ise “Hayırlı Cumalar” diliyoruz. Neden mi? Namaz kılmayan, oruçla alakası olmayan birçok kimse tanırım, mesajları” Hayırlı Cumalar” ile sınırlı. Adeta bunu mesaj olarak göndermek için çırpınan var. Bana gelen mesajlardan birine baktım, mesajın gönderilme zamanı tamı tamına cum’â namazını kılma vaktine denk geliyordu. Kişinin bunu o anda göndermesi düşünülemezdi. Facebook sayfasına baktım, bu zaman zarfında bir çok paylaşımı söz konusu.

Birader, namaza gitmiyorsan, oruç tutmuyorsan, ikide bir “Hayırlı Cumalar” mesajını çekerek, kendini bize hatırlatma, ne olur?

Bak, bu yazıyı okuyanlardan biri iseniz, bizi camii yapımına karşı çıkanlar safında gösterecek, ve “Urun ha!..” diyecek ilk kişilerdensiniz. Biz, Kırklar Dağı’nın kutsal olmadığını, burada kutsallık adına bir mevcudiyetin bulunmadığını, yapılanların ve bundan sonra yapılacak olanların bir kıymetinin olmadığını üzerine basa basa söylüyoruz. Bu alanın yapılaşmadan uzak tutulması ve kutsallık atfedilen yerlerin bu şekilde olmaması gerektiğini ifade ediyoruz.

Turizme kazandırılması gereken bu alanın şimdiki haliyle istenilenin dışında olduğunu belirtelim. On Gözlü Köprü ve Kırklar Tepesi ile sınırlı olmayan, FisKayası’ndan Keçi Burcu’na, Keçi Burcu’ndan Kırklar Tepesi’ne kadar alanın istimlâk edilerek, şehrin en itibarlı, daima otantik yapısına dönüştürülmeli, üniversitece belirlenen alan değerlendirilmelidir. Çünkü barajlarla birlikte Dicle Nehri’nin eskisi gibi ihtişamı kalmadı, su ürünleri dibe vurdu. Esfel’de yabanî yaşam can çekişmekte, bitki sayısı giderek azalmaktadır.

Üniversite’nin tek başına ödemede zorluk çekeceğini iddia eden olur. İsteyene üniversitenin oldukça fazla olan arazisinden bir bölümle takas gerçekleştirilebilir.

Madem çözüm isteniyor, öneri bekleniyor, bizim düşüncemiz bu. Üniversitede görevli miyiz? Hayır, bir görevimiz yok, üniversite’de. Amacımız, belirttiğimiz alanın kurtarılması, kurtarılma adıyla betona teslim edilmemesi.

Maruzatımız budur, kısacası, bir türlü anlaşılamayan.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...