USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

DİYARBEKİR’E HİZMET VE VALİLER!..

İLK SÖZ BU ŞEHİR Tarihten çok ötede “asırlardır” yaşıyor, O’nu “kutsal” bilenler hizmetine koşuyor!

İLK SÖZ

BU ŞEHİR

Tarihten çok ötede “asırlardır” yaşıyor,

O’nu “kutsal” bilenler hizmetine koşuyor!..

MM

GÖZLÜYORUM

DİYARBEKİR’E HİZMET VE VALİLER!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Günlük olaylara ani “aktüaliteye” özellikle “siyasete” kıyısından köşesinden “dokunur” geçerim, ancak doğup büyüdüğüm bu şehir ki ona “sevdalanmışım” bitmez, tükenmez “meşgalemdir” değişmeyen konumdur, şair: “deryada sonsuzluğu fikretmeye ne hacet/al sana derya gibi sonsuz Karacaahmet” derken bir kabristanı kast eder görünür ama, o kabristanda medfun

öyle zatlar vardır ki, ilimde ve aşkta feyiz deryası” gibidirler.

Mekanlara “kutsallık” yükleyen ona “görüntü” veren taşı, toprağı değil, atfedilen manadır, nasıl ki “Kabe Beytullah’tır’ nasıl ki Mescid-i nebevi Allah Resulünün “mübarek kabri şerifine ümmetinin “ziyaret adresidir” aynen öyledir türbeler, mescidler ve bazı şehirlerdeki “kutsal” mekanlar, tıpkı Diyarbekir’deki peygamber kabirleri ve yine tıpkı Allah Resulünün (s.a.v.) sahabelerinden bazılarının bu şehirde bilinen kabirleri.

Bu iki “özellik” sebebiyledir ki geçmişine baktığımızda görürüz ki bu şehir bir “cazibe” merkezidir, son zamanlarda bu “cazibedarlık” yok olmamış, ancak üstü “küllenmiştir” biz “Diyarbekir’e hizmet” derken bu külün savrulmasına çalışılmasını isteriz.

Toparlarsak; Diyarbekir “kutsal” bir şehirdir ve “beşini harem” olma özelliğini taşımaktadır, bu günden sonra hiç kimse bu kutsallığı arttıramaz, dediğimiz üzerindeki “bilinmezlik” başka bir deyimle “önemsenmezlik” durumuna “son” verebilir, son günlerde kutlanan “Malazgirt” zaferinin kumandanı “Alparslan” bu şehri önemsediği için geldi “dağ kapının” taşlarını öperken: “bu taşlar bana “uğur” getirdi dedi, tarihi kaynaklar Alparslan’ın ordusunda yirmi veya otuz bin Diyarbekir’linin bulunduğunu yazarlar.

“Rivayet” bile olsa önemsenmelidir Alparslan’ın yeri bilinmeyen kabrinin Diyarbekir’de “Sultan Şüca” türbesinde olduğu bilgisi, yine geçmişine, tarihine baktığımızda her dönemde bu şehre “hizmet” için gelenlerin isimleriyle günümüze kadar eseler bıraktıklarını görürüz, on üç “sahabenin” valilik yaptığı şehir olması onlardan sonra gelenlerin hizmet” aşkını” kamçılamıştır.

Sur içinde yüzlerce mescit “banilerinin” adını taşırken on altı tane minareli cami ise “vali” paşaların adını yazar “ vakıfların envanterinde” sözlerimiz “yanlış” anlaşılmasın, biz günümüz valilerinden “cami” yapmalarını beklemiyoruz,

zaten yeterince vardır, bu mabetlerin cemaatle dolup taşmasını da onlardan beklemiyoruz.

Beklediğimiz; çevrelerinin düzenlenmesi, temizlenmesi ve tanıtılmasıdır, sahiplenilmesidir, böylece “korunmasıdır” daha önce de yazmıştık, “Mardin Kapı” kabristanında iki asır önce Diyarbekir Valisi “Mahmud Paşa” (bu zatın kabri sahabeler camisinin iç tarafındadır) tarafından yaptırılan ve kitabesi de Süleyman Nazif’in babası “Sait Paşa” tarafından yazılan “tarihi namazgah” kadir bilmez kişiler tarafından yıktırılmış, bu yıkıma bütün “resmi” kurumlar “bigane” kalırken biz, aynı yere aynı mekan yapılmalıdır diyerek adeta “feryat” etmişizdir.

İstemişiz ki geçmişte bırakılan “eserler” sonradan gelenler tarafından “yıktırılmasın “Münir Karaloğlu” Antalya’dan bu şehre  “Vali” olarak geldiklerinde biz biraz “espri” yapalım Antalya’ya “ahali” olarak gittik, bütün bu ve benzer sözlerimizi tanışarak söyleyelim isteriz, Allah izin verirse bu muradımıza “coronavirüs” ortamında da olsa “pandemi” tedbirlerine uyarak ereceğimizi umuyoruz.

“Pandemi” tedbirleri “virüs” bulaşmasın içindir, “hizmet yapılmasın için” değil, yaşımız seksene “merdiven” dayamış olsa bile gönlümüz bu şehrin sevdasını hep “genç” tutmaktadır, enerjimizi inancımız ve sevdamızdan almaktayız.

Şimdiye kadar çok söz söyledik, Allah izin verirse daha da söyleyeceğiz, geçmişte sözlerimiz sebebiyle o günlerin valisi “Mustafa Toprak” bizi gördüğünde: “seni gördüğümde Diyarbekir’in shabe valisi “Sultan Sa’sa’yı hatırlıyorum demişti, bir diğeri de “bana amcamı hatırlatıyorsun” sözleriyle amcasını şahsımızı gördüğünde “yad” etmişti.

UNUTMA: MASKE – SOSYAL MESAFE VE DUA….

Selam ve dua ile
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Üzgünüz ilginizi çekebilecek içerik bulunamadı...