Ümit Özdağ’dan Cezaevinden Adalet Çağrısı: "Devletin Dini Adalettir, Adalet Mülkün Temelidir"
Tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Silivri’deki Marmara Cezaevi'nden yaptığı açıklamayla hem kendisine yöneltilen suçlamaları hem de yargı sürecine dair eleştirilerini kamuoyuyla paylaştı.
Özdağ, kendisi hakkında hazırlanan iddianamenin çarpıtılmış olduğunu ileri sürerek, "Olayların bastırılması için attığım tweetler ve Kayseri’ye gönderdiğim genel başkan yardımcıları görmezden gelinmiştir," ifadelerini kullandı.
"Düşman Ceza Hukuku Bize Değil, Herkese Uygulanıyor"
Özdağ, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamalarda yalnızca kendi durumuna değil, Türkiye'deki tüm muhalif vatandaşların karşı karşıya kaldığını söylediği “düşman ceza hukuku” uygulamasına da dikkat çekti. "Bu hukuk düzeni yalnızca bizlere değil, sesi duyulmayan tüm muhaliflere karşı sistemli biçimde uygulanıyor. Herkese karşı sistematik bir sindirme süreci işletiliyor," diyen Özdağ, yaşananları uzun yıllardır hazırlığı yapılan politikaların bir parçası olarak değerlendirdi.
“Gerçekler Göz Ardı Edildi”
Zafer Partisi lideri, iddianamede aleyhine delil olarak sunulan bazı sosyal medya paylaşımlarının bağlamından koparılarak kullanıldığını savundu. Özdağ, "Toplumu sükûnete davet eden, sağduyu çağrısı içeren paylaşımlarım görmezden gelinirken; kamu düzenini sağlamak adına Kayseri’ye gönderdiğim üç genel başkan yardımcısından dahi söz edilmemesi adaletsizliktir," dedi.
“Devletin Dini Adalettir, Bu Sözün Gereği Yerine Getirilmeli”
Özdağ’ın açıklamasında öne çıkan ifadelerden biri de tarihî ve siyasi anlamlar barındıran "Devletin dini adalettir" sözü oldu. Bu ifadeyle, hukukun üstünlüğüne ve tarafsız yargının devlet düzeninin temel taşı olduğuna işaret eden Özdağ, “Adalet mülkün temelidir. Eğer adalet çürürse, devletin temeli sarsılır” dedi.
Kobani Olaylarından Kayseri’ye: Süreçte Neler Yaşandı?
Ümit Özdağ, açıklamasında 2009’dan itibaren yürütülen çözüm süreci ve ardından gelen Kobani olaylarına da geniş yer verdi. 6-7 Ekim 2014'te meydana gelen olaylara ve HDP’nin çağrılarıyla yaşanan kitlesel hareketliliğe dikkat çeken Özdağ, 43 sivil ve 2 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini, yüzlerce kişinin yaralandığını belirtti.
Benzer bir toplumsal infialin, 30 Haziran 2024’te Kayseri’de yaşanan çocuk istismarı vakası sonrası patlak verdiğini belirten Özdağ, olayların 18 mahalleye yayıldığını, yüzlerce iş yerinin ve aracın zarar gördüğünü aktardı.
“Sükûnet Çağrım Görmezden Gelindi, Tweetlerim Çarpıtıldı”
Olaylar sırasında kamuoyunu sükûnete davet eden açıklamalarda bulunduğunu belirten Özdağ, buna rağmen hakkında 78 gün içinde hazırlanan iddianamenin tamamen siyasi gerekçelere dayandığını ileri sürdü. Özdağ’a savcılık tarafından 1 yıl 10 ay ile 7 yıl 10 ay 15 gün arasında değişen bir hapis cezası talep ediliyor.
“Adaletsizlikle Mücadele Etmekten Vazgeçmeyeceğim”
Tutuklu siyasetçi, açıklamasını şu sözlerle noktaladı:
“Ben bu mücadeleyi yalnızca kendim için değil, adalet isteyen, hukukun üstünlüğüne inanan herkes için veriyorum. Susmayacağım. Tekrar, tekrar anlatacağım. Devletin dini adalettir ve ben bu inançla direnmeye devam edeceğim.”