GENEL

Deprem Sonrası Fırsatçılık Krizi: “Afet Değil, Ahlaksızlık Vurdu

Marmara Denizi açıklarında Silivri merkezli olarak meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem,

Marmara Denizi açıklarında Silivri merkezli olarak meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul genelinde büyük panik ve endişeye neden olurken,

yaşanan bu doğal afetin ardından ortaya çıkan fiyat artışları vatandaşları ikinci kez sarstı.

Depremin hemen sonrasında artan güvenlik endişeleriyle birlikte deprem çantası, çadır ve ilk yardım setlerine olan talep zirve yaptı. Ancak bazı satıcıların ve emlakçılarının bu talebi suistimal etmesi, kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı. Afet Bilinci Yerine Kâr Hırsı: “Bu Ahlaki Bir Çöküştür” Depremle birlikte vatandaşlar, güvenli alanlara yönelerek geceyi parklarda, araçlarında ya da açık alanlarda geçirmeye başladı. Acil durum hazırlıkları için çadır, el feneri, battaniye, su arıtma tabletleri ve özellikle deprem çantalarına olan ilgi rekor seviyelere ulaştı. Ancak bu doğal ihtiyacın hızla yükselmesi, bazı çevrelerin fırsatçılık yapmasına zemin hazırladı. E-ticaret platformlarında yaşanan fiyat artışları dudak uçuklattı. Örneğin, standart bir deprem çantasının fiyatı bir günde yaklaşık %25 zamlanarak 373 TL’den 465 TL’ye yükseldi. İlk yardım setlerinde ise artış %78’i buldu. Çadır fiyatlarındaki artış ise binlerce lirayı buldu; 10 kişilik bir çadır bir anda 8.711 TL'den 9.480 TL’ye fırladı. Sosyal medyada bu fiyat artışları büyük yankı uyandırdı, vatandaşlar “vicdansızlık” diyerek isyan etti. Emlak Sektörü de Fırsat Peşinde: Deprem Endişesiyle Taşınmak İsteyenlerden Yararlanılıyor Depremin ardından İstanbul’da özellikle zemin yapısı daha sağlam olarak bilinen semtlere ilgi artarken, satılık ve kiralık konutların fiyatlarında da dikkat çekici artışlar yaşandı. Birçok vatandaş, yüksek riskli bölgelerden daha güvenli bölgelere taşınmak istiyor. Ancak bu arz, bazı emlakçılar ve mülk sahipleri tarafından adeta bir “talep patlaması” olarak görülüp fiyatlara zam yapılmasına yol açtı. Bakanlıktan “Fırsatçılara” Gözdağı Ticaret Bakanlığı ise yaşanan bu etik dışı tabloya karşı sessiz kalmadı. Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan yaptığı açıklamada, vatandaşın zor zamanını kazanca çevirmeye çalışan kişi ve kuruluşlara karşı sert yaptırımların yolda olduğunu vurguladı: “Bu tür davranışlara kesinlikle müsamaha gösterilmeyecek. Gerekli denetimler başlatıldı. Gerek e-ticaret siteleri gerekse emlak piyasasında fırsatçılık yapanlar tespit edilerek idari para cezaları uygulanacaktır.” Bakanlık ayrıca, fahiş fiyat artışlarını ihbar etmek isteyen vatandaşlar için e-Devlet ve ALO 175 Tüketici Danışma Hattı gibi kanalları aktif olarak devreye aldı. Toplumda Güven Sarsılıyor: “Birlik Olmamız Gereken Anda Bizi Sömürüyorlar” Sosyal medya ve haber platformlarında konuyla ilgili yapılan binlerce yorumda, fırsatçı satıcıların ve ev sahiplerinin davranışları toplumda derin bir hayal kırıklığı yarattı. Bir kullanıcı şu sözlerle özetledi: “Deprem değil, insan vicdansızlığı öldürür. Böyle zamanlarda birlik olacağımıza, birbirimizi sömürmeye çalışıyoruz. Bu bir utanç tablosudur.” Uzmanlar da afet bilincinin sadece hazırlıklı olmakla değil, toplumsal dayanışma ve etik davranışla da ilgili olduğunu vurguluyor. Sonuç: Afetler Doğaldır, Ama Ahlaki Felaketler Önlenebilir İstanbul’un deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleştiği şu günlerde, asıl sorun sadece yerin altındaki fay hatlarında değil, toplumun içindeki etik fay hatlarında da patlak veriyor. Depremin doğal bir olay olduğunu kabul eden vatandaşlar, fırsatçılığın ise “insani bir zafiyet” olduğunu söylüyor. Yetkililer ise, bu zafiyetin üzerine giderek, toplumsal adaleti sağlamak için kararlı adımlar atmayı sürdüreceklerini belirtiyor.