Ahmet Özer'in Kayyum Kararına Karşı Açtığı Dava 14 Mayıs’ta Görüşülecek
Halkın İradesi Yargıda: Ahmet Özer'in Kayyum Kararına Karşı Açtığı Dava 14 Mayıs’ta Görüşülecek
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Esenyurt Belediye Başkanı seçilen Ahmet Özer’in tutuklanmasının ardından İçişleri Bakanlığı tarafından yerine kayyum atanmıştı.
Ancak Özer, bu kararın yalnızca kişisel bir mağduriyet olmadığını, aynı zamanda Esenyurt halkının demokratik tercihinin yok sayılması anlamına geldiğini savunarak hukuki mücadele başlattı. Özer’in açtığı davanın ilk duruşması, 14 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nde görülecek.
Tutuklama ve Kayyum Süreci
30 Ekim 2024 tarihinde, “silahlı terör örgütü üyeliği” iddiasıyla gözaltına alınan Ahmet Özer, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu gelişmenin hemen ardından İçişleri Bakanlığı, Esenyurt Belediye Başkanlığı görevine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy’u kayyum olarak atadı.
Atama kararı, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Özer’in destekçileri ve çeşitli demokratik kitle örgütleri, söz konusu atamanın halkın oylarıyla seçilen bir belediye başkanının yerine bürokratik yöntemlerle bir ismin getirilmesini “demokrasiye darbe” olarak nitelendirdi.
Özer'den Cezaevinden Mesaj: "Bedenimizi Hapsedebilirler, Ama Ruhumuzu Asla"
Cezaevinden kamuoyuna açıklama yapan Ahmet Özer, Esenyurt halkına hitaben yayımladığı mesajında, tutuklanmasının ve yerine kayyum atanmasının sadece şahsına yönelik bir saldırı olmadığını, Esenyurt halkının iradesinin gasp edilmesi anlamına geldiğini vurguladı.
“Değerli Esenyurt Halkı, Kıymetli Yurttaşlarım, bugün Belediye Başkanı seçilmemin birinci yılı. Fakat aynı zamanda halkın iradesine yönelik büyük bir müdahalenin de beşinci ayı. Esenyurt halkı her iki kişiden birinin oyunu bana verdi. Bu açık irade, bir gecede tutuklama ve ardından bir kayyum atamasıyla yok sayıldı,” ifadelerine yer verdi.
Özer, mesajında ayrıca halkın desteğiyle bu süreci aşacaklarına inandığını belirterek, “Bu günlerin geçeceğini biliyorum. Bedenimizi hapsedebilirler ama ruhumuzu asla. Halkın iradesi eninde sonunda kazanacaktır,” dedi.
Davanın Önemi: Yalnızca Bir Başkanın Mücadelesi Değil
Ahmet Özer’in açtığı dava, yalnızca bireysel bir hak arama süreci değil; aynı zamanda yerel yönetimlerin bağımsızlığı, seçimle iş başına gelmiş yöneticilerin görevden alınma şekli ve halk iradesinin korunması gibi temel demokratik ilkeler açısından da belirleyici bir öneme sahip.
14 Mayıs 2025’te İstanbul 9. İdare Mahkemesi’nde görülecek olan duruşma, Türkiye genelinde kayyum uygulamalarına dair önemli bir emsal teşkil edebilir. Mahkemenin vereceği karar, Esenyurt’taki yönetim yapısını değiştirebileceği gibi, benzer durumlarla karşı karşıya kalan diğer belediyeler için de bir referans oluşturabilir.
Siyasi Gözlemciler Ne Diyor?
Siyasi yorumcular, davanın hem hukuki hem de siyasal boyutlarıyla yakından takip edilmesi gerektiğini belirtiyor. Demokratik sistemin temel taşlarından biri olan yerel seçimlerin, halkın doğrudan iradesiyle şekillendiği vurgulanırken, kayyum atamalarının bu iradeye yönelik bir müdahale olup olmadığı konusunun artık mahkemeler aracılığıyla daha net bir şekilde değerlendirileceği belirtiliyor.
Sonuç Yerine: Gözler 14 Mayıs’ta
Ahmet Özer’in açtığı kayyumun görevden alınması ve atamanın iptali davası, sadece bir belediye başkanının görevine dönme mücadelesi değil; Türkiye’deki yerel demokrasi anlayışının da sınandığı kritik bir süreç. 14 Mayıs’ta başlayacak duruşmada çıkacak karar, sadece Esenyurt’un değil, tüm Türkiye'nin demokrasi algısını ve hukuk devletine olan güvenini etkileme potansiyeline sahip.