AB üyesi 27 ülkenin 20'sinin resmi para birimi olarak kullanılan euro, 1999'da kaydi olarak yürürlüğe girmişti. Bu tarihte euro, dünya finans piyasalarına tanıtılarak giriş yapmıştı.
3 yıllık bir geçiş sürecinin ardından günlük yaşamda tedavüle sokulan euro, 1 Ocak 2002 tarihinde banknot ve bozuk para olarak piyasaya sürülmüş ve günlük işlemlerde kullanılmaya başlanmıştı.
Halihazırda euroyu, Almanya, Avusturya, Belçika, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İrlanda, İspanya, İtalya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Yunanistan ve Hırvatistan olmak üzere 20 AB üyesi ülke kullanıyor.
"Euro Bölgesi" olarak adlandırılan bu ülkelerin para politikası, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve üye ülkelerin merkez bankalarından oluşan euro Sistemi tarafından idare ediliyor.
Frankfurt merkezli ECB'nin görevi, para birimi olarak euroyu kullanan AB üyesi ülkelerden oluşan Euro Bölgesi'nde fiyat istikrarını sağlamak olarak tanımlanıyor.
Birinci görevi, enflasyonun orta vadede yüzde 2'yi aşmamasını sağlayarak Euro Bölgesi'nde fiyat istikrarını korumak olan ECB, faiz oranlarını harcamaları caydırmak için yükselterek ya da tüketimi teşvik etmek için düşürerek fiyat artışını kontrol ediyor.
ECB faiz oranı kararları, Yönetim Kurulu'nun 6 üyesi ve 20 üye ülkenin ulusal merkez bankası başkanlarından oluşan bankanın Yönetim Konseyi tarafından alınıyor.
Konsey, her 6 haftada bir ekonominin ve para biriminin durumunu değerlendirmek ve para politikası stratejisine karar vermek üzere ayda 2 kez ECB'nin merkezinde toplanıyor.
Euro Bölgesi bankalarını denetlemek, mali sistemi izlemek, euro banknotları basmak, kartla veya çevrim içi olarak euro ile güvenli ödeme yapılmasını sağlamak ve kripto varlıklarını araştırmak da ECB'nin diğer sorumlulukları arasında yer alıyor.
Euroyu Avrupa'da yaklaşık 344 milyon kişi kullanıyor
Avrupa Para Birimi, "ekü" ve "euro" olarak da adlandırılan euro, çeşitli renk ve boyuta sahip 5, 10, 20, 50, 100, 200 ve 500 olmak üzere 7 farklı banknot ve 1, 2, 5, 10, 20, 50 sent ile 1 ve 2 euro metal para olarak tedavülde bulunuyor.
En yüksek değere sahip olan 500 euroluk banknotların basımı, terörün finansmanına ve kara para aklamaya karşı mücadele nedeniyle 2019 yılında durduruldu.
Artık günlük yaşam ve alışverişte kullanılamamasına rağmen 500 euroluk banknotlar banka hesaplarına yatırılabiliyor ve bankalardan değiştirilebiliyor.
Danimarka dışındaki bütün AB ülkelerinin, gerekli kriterleri yerine getirmesi halinde euro para birimine geçmesi zorunluluğu bulunuyor. Referandumla euroya geçmeyi kabul etmeyen Danimarka, AB anlaşmaları gereği bütün ekonomik ve uyum kriterlerini karşılamasına rağmen bu konuda mesafeli duruyor.
Euroya en son katılım 1 Ocak 2023 tarihinde Hırvatistan'la gerçekleşirken, birkaç yıla kadar Bulgaristan'ın da katılımı bekleniyor. Euro para birimine geçiş süreci için başvuruda bulunan Bulgaristan'ın da 2025 başında Euro Bölgesi'ne girme hedefi bulunuyor.
Euro, 1999 yılında piyasaya sürüldüğünde 1 euro 1,17 dolar seviyesindeydi. Bu tarihten sonra euro, dolar karşısında hızla değer kaybetti. Ekim 2000'de euro 0,83 dolara kadar geriledi.
Euro, 2002 yılından 2008'e kadarki süreçte dolara karşı değer kazandı. 2008 yılında 1 euro 1,60 dolara kadar çıkarak rekor kırdı.
2022'de, Rusya-Ukrayna savaşı, enerji krizi, dünya genelinde artan jeopolitik riskler ve ABD Merkez Bankasının (Fed) şahin politikaları, doları diğer para birimleri karşısında daha değerli hale getirmiş ve euro dolara karşı gerilemişti.
Fakat ECB'nin son dönemdeki şahin tutumu, euronun bu yıl 2020'den beri ilk kez dolar karşısında değer kazanmasına yardımcı oldu. 28 Aralık itibarıyla euro/dolar paritesi ABD Merkez Bankasının (Fed) parasal sıkılaştırmayı yavaşlatması ve Euro Bölgesi ekonomisindeki bazı iyileşmelerin desteğiyle bu yıl yaklaşık yüzde 3,5 yükseldi.
2023 başında 1,07 olan euro dolar paritesi 29 Aralık itibarıyla 1,1041 seviyelerinde seyrediyor.
Uluslararası kullanımı
Doların ardından dünyanın en fazla kullanılan ikinci rezerv para birimi konumunda bulunan euronun uluslararası piyasalarda kullanımı da oldukça sabit biçimde devam ediyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) raporlarında euro para biriminin küresel döviz rezervlerinin yüzde 19,6'sını oluşturduğu öngörülüyor.
Anadolu Ajansı