Şanlıurfa’da Geleneksel El Sanatları Merkezinde, böceğin ürettiği ipliğin şekillendirilmesi adıyla özdeşleşen yok olmaya yüz tutan kazazlık mesleği Anzeliha ve Mehmet Emin Güngör çiftinin ellerinde hayat buluyor.
Şanlıurfa Valiliğine bağlı Geleneksel El Sanatları Merkezinde, böceğin ürettiği ipliğin şekillendirilmesi adıyla özdeşleşen kazazlık mesleği Anzeliha ve Mehmet Emin Güngör çiftinin ellerinde hayat buluyor.
Mesleklerine iplikçilik de diyen ve ipek ipliğinin el ile bükülüp işlenmesi ile ortaya çıkan çeşitli ürünlerin adı olan kazazcılığın yok olmaya yüz tutan meslekler arasına girdiğini belirten 79 yaşındaki Mehmet Emin Güngör, farklı renkteki ipek ipliklerin ellerde çevrilerek başta gelin başı olmak üzere, kaytan, saç bağı gibi yöresel aksesuarlara dönüştüğünü ifade etti.
“Kazazlık kuyumculuktan daha değerlidir”
Çocukluğundan beri kazazlık mesleğini sürdüren Mehmet Emin Güngör, "Kazazlık mesleğini öğrenmek için küçük yaşlarda hocaya gidiyordum. Arkadaşlarımız farklı sanatlara yöneldiler. Benim ailem de beni kazaz ustasına ‘eti senin kemiği benim’ diye teslim etti. 7 yaşımdan beridir mesleğe devam ediyorum. Şanlıurfa’da kazazlık mesleği unutulmuyor. Biz bu meslek sayesinde para kazandık. Kazazlık kuyumcudan daha değerli bir meslektir. Kazazlık mesleği mesela 3 TL sermayesi varsa eğer, bunun yapımı, parça parça incelenmesi el emeği göz nuru ile ince ince işlediğimiz el sanatlarımız 30 TL gibi bir değer kazanıyor. Şanlıurfa’da kırsal kesimlerde yaşayan insanlar genellikle bu el sanatlarını tercih ediyorlar. Düğünlerde, bayramlarda ve önemli günlerde kadınlar saç bağıyla saçlarını örerler. Mesela eskiden kadınlar sırmalı poşu takarlardı. Böyle gelenek, kültür vardı. Bizim yaptığımız el sanatlar, folklor sanatında da kullanılıyor. Kazazlık mesleği bu memlekette unutulmaya yüz tutmuş bir sanattır. Kazazlık mesleği çok eski bir sanattır. Yalnız Urfa’da vardı. Padişahların hırkasına bile ustalarımız nakış yaparlardı. Kazazlık mesleği bir süsleme sanatıdır. Çok ağır, değerli, zahmetli bir iştir” dedi.
“Kazazlık mesleğime devam etmek istiyorum”
Kazazlık mesleğine yavaş yavaş kaybolacağından dolayı devam etmek istediğini aktaran Güngör, “Şanlıurfa Valiliğine bağlı Geleneksel El Sanatları Merkezi’nde mesleğimi yapıyorum. Ben bu meslekte çok emek verdim. 65 yaşından sonra çalışılamaz deniliyor. Bu mesleği benden başka yapan yoktur. Elim ayağım tutuyor. Gözlerim görüyor. Devletimiz bize başka bir netice verirse eğer hayat arkadaşımla beraber bu mesleği yapmaya devam edeceğiz. Benim eşimde bu el sanatına alıştı. Uzun yılardan beridir kazazlık mesleğini yapıyoruz. Kazazlık mesleği biz devam etmesek yavaş yavaş kaybolur. Biz istiyoruz ki talebelerde gelsin. Onlara rahatlıkla kazazlık mesleğini öğretelim. Bu meslek çok değerlidir. İstanbul’dan turistler gelip buradan el sanatları alırlar. Kazazlık mesleğimizde genelde yöresel el sanatları yapıyoruz. Kakül, reft, renkli kaytan, kolye ve saç bağı gibi sanatlar yapıyoruz. Biz yaptığımız eserleri Amerika’dan gelen turistlere bile sattık” diye konuştu. İHA
Şanlıurfa Valiliğine bağlı Geleneksel El Sanatları Merkezinde, böceğin ürettiği ipliğin şekillendirilmesi adıyla özdeşleşen kazazlık mesleği Anzeliha ve Mehmet Emin Güngör çiftinin ellerinde hayat buluyor.
Mesleklerine iplikçilik de diyen ve ipek ipliğinin el ile bükülüp işlenmesi ile ortaya çıkan çeşitli ürünlerin adı olan kazazcılığın yok olmaya yüz tutan meslekler arasına girdiğini belirten 79 yaşındaki Mehmet Emin Güngör, farklı renkteki ipek ipliklerin ellerde çevrilerek başta gelin başı olmak üzere, kaytan, saç bağı gibi yöresel aksesuarlara dönüştüğünü ifade etti.
“Kazazlık kuyumculuktan daha değerlidir”
Çocukluğundan beri kazazlık mesleğini sürdüren Mehmet Emin Güngör, "Kazazlık mesleğini öğrenmek için küçük yaşlarda hocaya gidiyordum. Arkadaşlarımız farklı sanatlara yöneldiler. Benim ailem de beni kazaz ustasına ‘eti senin kemiği benim’ diye teslim etti. 7 yaşımdan beridir mesleğe devam ediyorum. Şanlıurfa’da kazazlık mesleği unutulmuyor. Biz bu meslek sayesinde para kazandık. Kazazlık kuyumcudan daha değerli bir meslektir. Kazazlık mesleği mesela 3 TL sermayesi varsa eğer, bunun yapımı, parça parça incelenmesi el emeği göz nuru ile ince ince işlediğimiz el sanatlarımız 30 TL gibi bir değer kazanıyor. Şanlıurfa’da kırsal kesimlerde yaşayan insanlar genellikle bu el sanatlarını tercih ediyorlar. Düğünlerde, bayramlarda ve önemli günlerde kadınlar saç bağıyla saçlarını örerler. Mesela eskiden kadınlar sırmalı poşu takarlardı. Böyle gelenek, kültür vardı. Bizim yaptığımız el sanatlar, folklor sanatında da kullanılıyor. Kazazlık mesleği bu memlekette unutulmaya yüz tutmuş bir sanattır. Kazazlık mesleği çok eski bir sanattır. Yalnız Urfa’da vardı. Padişahların hırkasına bile ustalarımız nakış yaparlardı. Kazazlık mesleği bir süsleme sanatıdır. Çok ağır, değerli, zahmetli bir iştir” dedi.
“Kazazlık mesleğime devam etmek istiyorum”
Kazazlık mesleğine yavaş yavaş kaybolacağından dolayı devam etmek istediğini aktaran Güngör, “Şanlıurfa Valiliğine bağlı Geleneksel El Sanatları Merkezi’nde mesleğimi yapıyorum. Ben bu meslekte çok emek verdim. 65 yaşından sonra çalışılamaz deniliyor. Bu mesleği benden başka yapan yoktur. Elim ayağım tutuyor. Gözlerim görüyor. Devletimiz bize başka bir netice verirse eğer hayat arkadaşımla beraber bu mesleği yapmaya devam edeceğiz. Benim eşimde bu el sanatına alıştı. Uzun yılardan beridir kazazlık mesleğini yapıyoruz. Kazazlık mesleği biz devam etmesek yavaş yavaş kaybolur. Biz istiyoruz ki talebelerde gelsin. Onlara rahatlıkla kazazlık mesleğini öğretelim. Bu meslek çok değerlidir. İstanbul’dan turistler gelip buradan el sanatları alırlar. Kazazlık mesleğimizde genelde yöresel el sanatları yapıyoruz. Kakül, reft, renkli kaytan, kolye ve saç bağı gibi sanatlar yapıyoruz. Biz yaptığımız eserleri Amerika’dan gelen turistlere bile sattık” diye konuştu. İHA