ÖZ DİYARBAKIR HABER - Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen Öğretmen Akademileri projesi ile yapılan etkinlikler kapsamında Eğitimci-Yazar M. Ali Abakay ‘Diyarbakır’da Fotoğrafçılık Tarihi ve Adil Tekin’ başlığı altında bir söyleşi gerçekleştirdi.
Önceki gün İl Milli eğitim Müdürlüğü konferans salonunda yapılan söyleşiye Türkçe ve Edebiyat öğretmenleri katıldı.
Öğretmen Akademilerinde yapılan etkinliklerin çok faydalı olduğunu belirten Eğitimci-Yazar M. Ali Abakay, “Bu akademilerin amacı, öğretmeni alışkanlıklarının ve kendi çevresinin dışına çıkarıp, ruhu olan mekânlarda insanlarla temas ettirip karşılıklı bilgi alışverişini sağlamaktır.” dedi.
Abakay, ‘İl Milli Eğitim Müdürlüğü konferans salonunda slayt eşliğinde Diyarbakır’da fotoğrafçılığın tarihini anlattı.
19.Yüzyılın ilginç buluşu olan fotoğrafçılığın şehrimize yüzyılın ikinci yarısından, çok sonra geldiğini belirten Abakay, özetle şöyle konuştu:
Şehirde araştırmalarda bulunan oryantalistlerin çektiği fotoğraflar, yıllar sonra ortaya çıkmıştır.
Bu hususta ilk çarpıcı örnek, Fransız General L. De Beillie’nin çektiği- fotoğraflarla aldığı plan ve krokiler, Fransız Enstitüsünden Prof. Max Van Berchem ve Josef S. tarafından ele alınarak işlenip “Amida” adıyla yayımlanan kitaptaki karelerdir.. (1910 Heidelberg-Paris)
Bu eserdeki fotoğraflar şehrin tarihi açısından birer belge niteliğindedir.
Kimi oryantalistlerin şehrin bazı yapılarını ve genel manzaralarını gravürleştirmesi de önemlidir.
Şehre ilişkin Oryantalist Bakış’ı yansıtan “Voyage Archéolojiques Dans La Turguie Orientale” adlı eserin yazarı Fransız Arkeolog Prof. Dr. Albert Louis Gabriel, 1932’de şehirde yaptığı araştırmalarında çektiği fotoğrafları 2. Cildin 310-345 sayfaları arasında Silvan’la birlikte yayımlamıştır. Bu eser, Amida’nın ekseninde kaynak açısından daha zengin bir çalışmadır.
Amida’da yer alan bilgilerin beraberinde yazarın gördüğü ve incelediği eserler hakkında yaptığı çizimler, önem taşımaktadır.
Diyarbakır’da yayımlanan kitapların hacimli olanlarından bir çalışma, Basri Konyar’ın Vilayet adına yayımladığı’’ Diyarbekir Tarihi’’, ‘’Diyarbekir Kitabeleri’’ ve ‘’Diyarbekir Yıllığı’’dır. Bu üçlemede Amida’da yer alan fotoğrafların bir bölümüyle yeni fotoğraflar yer almaktadır.
Bu üçlemede şehre dair fotoğraflar, derlemelerle büyük bir yekûn tutmaktadır.
1930’lu yıllardan 1960’lara kadar şehirle ilgili yayınlarda fazla bir hareketlilik görülmez. Halkevi Mecmuası ve Diyarbekir (Diyarbakır) Gazetesi başlıca yayınlardır. 1960’lardan sonra şehirle ilgili araştırmalarda ivme görülür. Fotoğrafçılık da bu tarihte önem kazanır.
Diyarbakır Halkevinin işlevsizliği, yerini Diyarbakır Tanıtma ve Turizm Derneği’ne bırakır. Dernek önceleri “Kültür Derneği”, sonradan “Tanıtım Derneği” olarak faaliyet göstermiş, 30 Nisan 1964’te “Diyarbakır Tanıtma ve Kültür Derneği” adını almıştır.
Yapılan Karpuz Festivali fotoğrafları şehre beklenen ilgiyi getirse de festivalin üçüncüsünden sonra dernek faaliyetlerini yayıncılığa yöneltir. Arkadaş çevresi olarak Adil TEKİN, Şevket BEYSANOĞLU, Dr. Selahattin YAZICIOĞLU olmak üzere birkaç isim, şehrin tanıtılması için, kendilerine tanınan çerçevede dernek olarak faaliyetlerini yürütür.
Diyarbakır Fotoğrafçılığı’nda 1930’lardan 1990’a kadar Adil TEKİN’in önemli bir yeri vardır.
Dernek mensubu olarak, meslek seçtiği fotoğrafçılıkla şehri, ilçeleri ve köyleri fotoğraflamaya çalışmış, şehirde aranan ve yetkin olan isimlerin başında gelmiştir.
İsminden çok işyeri ismiyle anılan Foto Dicle’nin sergileri art arda yayımlanan kitaplar, kartpostallar şehrin tanıtımındaki boşluğu doldurur gibidir.
Denilebilir ki kendisinden önceki ustaları olarak görülen isimlerden bir adım önde olan Adil TEKİN, şehrin fotoğrafçılığında tek isimdir.
Adil TEKİN’den önce Mehmet Danyal TUNCER’in çektirdiği fotoğraflar da büyük öneme sahiptir ki çoğu Adil TEKİN’in arşivinde yer almaktadır. Oğlu Orhan Cezmi TUNCER, babasına ait kimi fotoğrafları, kitap çalışmalarında yayınlamaktadır. 1950 Yıllarına kadar “HULAGU” imzalı fotoğraflara da rastlamaktayız.
Diyarbakır Fotoğrafçılığı’na emeği geçen başlıca isimleri şu şekilde sıralamak mümkündür, kısa biyografileriyle:
SÜLEYMAN SEZGİN
Diyarbakır’da stüdyo kuran ilk isimlerden biri olan Sezgin, Ziya Gökalp Lisesi resim öğretmeni olarak bilinir. Fotoğrafları ilk kez 1936’da Diyarbakır yıllığında yer alır. Vefatı sonrası arşivinin bir bölümü Foto Dicle’de korunmuş Sezgin’in fotoğraflarından 1948’de oluşturduğu bir albüm öğrencisi Prof. Dr. Selahattin Yazıcıoğlu tarafından 1995’te yayımlanan “Dünden Bugüne Fotoğraflarıyla Diyarbakır” araştırmamızda yer almıştır.
MEHMET DANYAL TUNCER
“Foto Yıldız” olarak bilinir. Şehrin ilk stüdyo fotoğrafçısı olan Tuncer’in şehre ilişkin fotoğraflarının bir kısmı 1936 Diyarbakır Yıllığında, 1937’de Atatürk Diyarbakır’da ve Karacadağ Mecmuasının 1950’lere kadar gelen sayılarında kısmen yer almıştır.
DR. ADİL TEKİN
Fotoğraf sanatına 60 yılını adayan şehri kare kare fotoğraflayan, isimdir.
Fotoğraf alanında Foto Yıldız’ın Süleyman Sezgin’in tecrübelerinden yararlanarak çıraklık döneminde mesleğin inceliklerini kavramış, birikim kazanınca 1935’te Foto Dicle Stüdyosu'nu kurup profesyonelliğe adım atmıştır.
ABDÜLKADİR AKGÜNDÜZ
“Foto Çetin” adıyla anılan sanatçı, son dönem fotoğrafçıları arasında yer alır. 1950’li yıllardan sonra şehri fotoğraflayan sanatçının fotoğrafları albümleştirilmemiştir.
Bu isimlerin dışında zaman içinde fotoğrafçılığı yürüten isimler stüdyo fotoğrafçılığı ile uğraşmış, şehre ait fotoğraf çekimlerinde bulunmamıştır.
Her ne kadar yabancı kaynaklarda rastlanan şehir fotoğrafları bulunmakta ise de Diyarbakır’da bir merkez olmadığı için şehre dair fotoğrafların zengin bir arşivi oluşturulmamıştır. Kurulmasını arzuladığımız “Diyarbakır Tarih Kültür Folklor Araştırmaları Merkezi” gerçekleştirilirse, biz elimizdeki arşivimizle bu alanda katkı sunmaya hazırız. Çünkü bu sanat dalı, dünü bugüne, bugünü yarına taşıyan bir sanattır.
Sonuç olarak, şehirlerle ilgili önemli olan bu tarz çalışmaların gerekliliğidir.
Şehirlerin tarihi yazılırken, dünle bugün arasında köprü olan “ Fotoğrafçılık Sanatı” oldukça önemlidir.
Bazen bir fotoğraf, tarihî akışı değiştirebilecek öneme sahip olabilmektedir. Elbette yazılı belgeler, yazma eserler de aynı öneme haizdir.
Dicle Üniversitesi'nin bulunduğu şehirde, mutlaka bu alanla uğraşan en az iki-üç isim, o şehrin fotoğraflarını bir araya getirecek çalışma içine girmelidir.
Büyükşehir olan Diyarbakır'da “Fotoğraf Müzesi" açılırsa, Şehir Araştırmaları Merkezi Kurucusu olarak gereken desteği sunacağımızı ifade etmek isteriz.’
Salih YEŞİL