Jan BELEK - 8000 yıllık bir geçmişe sahip olan ve aralıksız tarım yapılan Hevsel Bahçeleri, bölgenin hem zahire deposu hem de dinlenme alanı.
İpek Yolu güzergâhında yer alması ve kervanların On Gözlü Köprü ’den geçip Hevsel Bahçelerinde dinlenerek yollarına devam etmesi nedeniyle de kültürlerin geçiş noktası.
Bu denli köklü tarihe sahip olan Hevsel Bahçelerine, bir zamanlar arazi yapısından dolayı tarım aracı girememekte ve eski usullerle tarım yapılmakta idi.
Hevsel Bahçeleri Risk Altında.
Tarihten bugüne hem kent için önemli bir yaşam kaynağı hem de yaban hayatının yaşam alanı olan, kent kimliği ve tarihi ile özdeşleşen, 'Cennet Bahçeleri' olarak da nitelendirilen Hevsel Bahçeleri risk altında.
Zira Diyarbakır Sur İçi ve surlar gibi tahribata maruz bırakılıyor. 2015'te de UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edildi. Ancak buna rağmen korunması için herhangi bir önlem alınmadığı gibi, tahribat sürdü.
Dicle Nehri'nde kurulan kum ocakları, On Gözlü Köprü başta olmak üzere nehir kenarında yapılan işletmeler, örneklerden sadece birkaçı.
Rapor ve Açıklamalar İşe Yaramadı
Tahribatlara ilişkin onlarca rapora ve basın açıklamalarına rağmen Hevsel Bahçelerinde mısır ekimiyle birlikte endüstriyel tarıma geçilip geleneksel bahçe alanlarının yapısı yok edildi, ediliyor.
Son yıllarda mono kültür tarzında mısır tarımı yapmak amacıyla, UNESCO koruma alanında bulunan yüzlerce dönümde ağaç kesimi devam ederek, günümüzdeki şeklini aldı.
Ortaya Çıkan Fotoğraf Korkutucu
Tarihsel gelişim sürecinde, küçük alanlarda yapılan geçimlik, aile çiftliği yerine, son zamanlarda endüstriyel mono kültür (tek çeşit ürüne dayanan tarım ) tarımı usulüyle mısır ekimi yapılıyor.
Şu sıralar Hevsel bahçelerine yolu düşenler bilinçli olarak yapılan ekolojik kıyımı çıplak gözle çok rahat görebiliyor. Eski küçük bahçelerin yerini devasa mısır tarlaları almış. İşin en ilginç tarafı ise Dünya Mirası olmasına rağmen Hevsel Bahçelerinde nasıl oluyor da bu kadar rahat endüstriyel mono kültür tarım yapıla bildiği. (Öz Diyarbakır Gazetesi)
.