Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Doğan Hatun, Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanmasından sonra başlatılan karalama kampanyası nedeniyle yaptığı açıklamada İçişleri Bakanı’na çağrıda bulundu: “Yaptığınız Anayasal bir suçtur. Lütfen geri adım atın ve bu suçtan vazgeçin.”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun, ilçe belediyeleri eş başkanları ve meclis üyeleri ile birlikte hem Hakkari Belediyesi’ne kayyum atanması hem de son günlerde belediyeye yönelik gerçekleştirilen karalama kampanyasına tepki gösterdi. Büyükşehir Belediyesi başkanlık girişinde konuşan Eş Başkan Doğan Hatun, 31 Mart 2024’de yapılan yerel seçimlerde 81 ildeki diğer belediye başkanları gibi halkın iradesiyle seçildiklerini hatırlatarak, “Kimse gökten inmedi. Biz bir yerden atanmış memurlar değiliz. Halkın iradesiyle seçilmiş belediye eş başkanları ve meclis üyeleriyiz” dedi.
‘Anayasa herkes için geçerlidir’
Hatun, şöyle konuştu:
“Halkın iradesiyle seçilen her belediye başkanımızın, her meclis üyemizin bir tek görevi vardır. Öncelikli olarak bu halkın vergileriyle belediyeye gelen bütçeyi korumak ve bu korunan bütçenin amasız halkın hizmetine sunmak, bunun takipçisi olmak ve emekçisi olmak. Partimiz de bize bu görevi vermiştir. Başka hiçbir görevimiz yoktur. Sadece ve sadece halka hizmet üretebileceğimiz bir görevdeyiz. Herkes bunu böyle bilsin.”
Hakkari Belediyesi’ne yapılan kayyum atamasına tepki gösteren Hatun, “İçişleri Bakanı’na buradan çağrıda bulunuyorum. Yaptığınız Anayasal bir suçtur, lütfen geri adım atın ve bu suçtan vazgeçin. Adalet diye kurulan kavram sadece bazıları için geçerli değildir, herkes için geçerlidir. Anayasa Mahkemesi sadece bazı insanların hukuk sorunlarını çözmek için geçerli değildir. Bu ülkede yaşayan herkes için geçerlidir ve herkes için adil bir şekilde uygulanmalıdır” dedi. Belediyelerin halkın iradesiyle seçildiğine dikkat çeken Hatun, kayyum atanmasını halkın iradesine karşı bir saygısızlık olarak değerlendirdi.
‘Müfettişleri görevlendirin’
Kayyumların yönettiği belediyelere müfettiş görevlendirilmesini talep eden Hatun, konuşmasına şöyle devam etti:
“8 yıl boyunca bölgemizdeki ve partimizin almış olduğu neredeyse bütün belediyelere kayyum atandı. Sizden sadece bir şey rica ediyorum. Sayıştay müfettişlerini gönderin. Kayyumların neye hizmet ettiği belgeleriyle mevcuttur. Peyderpey biz de ortaya çıkarttıklarımızı kamuoyuna bildiriyoruz. Kayyumla burada hak hukuk tecelli edecek diye bir şey yoktur. Kayyum burada bu halkın hizmetine sunulması gereken bütçeyi sadece ve sadece kendi yandaşlarına ve ithal bürokratlarına üçer beşer maaşla ve bütçesi olan başka kurumlara yapı yapmakla görevlendirmiş. Yani halkın hiçbir sorunu çözülmemiş. Sadece Diyarbakır’ı örnek göstersek, bin 500’den fazla köyümüz ve mezramız var. 8 yıl boyunca hiçbirinin ne içme suyu, ne yolları, ne altyapısı için hizmet götürülmüş. Bu belediyelerin bütçeleri halk için. Bir kez daha çağrımızı tekrarlıyorum. Kayyum uygulaması sadece halkı terbiye aracına dönüşüyor burada. Ama kayyum burada işkence ve zulümden başka bir şey yapmıyor. Sizin raporlarınız bunun aksini gösteriyorsa Sayıştay raportörlerini, müfettişlerini kayyum atanan belediyelere gönderin. Kayyumların ne iş yaptıklarını öğrenmiş olursunuz. Müfettiş göndermeyecekseniz bize resmi bir yazı yazın. Biz size kayyum pratiklerini resmi yazıyla göndeririz.”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile ilgili son dönemde çıkan karalama haberlere de dikkat çeken Hatun, şöyle konuştu:
“Kendisini basın olarak gösteren bir basın kuruluşu ve ilgili gazetecisi, başta biz eş başkanları ve belediye bürokratlarımızı zan altında bırakacak bir yazı kaleme aldı. Biz bunun tanımının ne olduğunu biliyoruz. Belediyelerimizi kriminalize ederek, atanmış arkadaşlarımızı zan altında bırakarak, kayyım hazırlığı yapıldığını biliyoruz. Böyle bir kaygınız var ise kapımız açık bütün müfettişlere. Neredeyse bütün bürokratlarımız yıllardır bu belediyede hizmet üretiyor. Her yönetim kendi kadrosuyla çalışmak ister. Bu bizim en doğal hakkımız. Kayyım döneminde çalışan hiçbir bürokratla çalışmak istemedik. Çünkü o bürokratlar bütün usulsüzlüklerin mimarı. Seçim sürecinde halkımıza verdiğimiz sözlerimiz var. Kendi programımızı işleteceğiz, dedik ve bu sözü tutmak istiyoruz.”
‘Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduk’
Halk tarafından seçildiklerini ve ancak halk tarafından görevden alınabileceklerini söyleyen Hatun, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu halk bizim programımızı beğendiği için, sözlerimize inandıkları için bize oy verdi, siz kayyım atayasınız diye değil. Herhangi bir suç teşkil edecek bir sorun varsa Cumhuriyet Başsavcıları görevlidir, yetkilidir. Çağırır belediye başkanını hakkınızda böyle bir soruşturma var. Bu ülkenin nezaket kuralları da var hatırlatırız. Halkın iradesiyle seçilmiş insanları sabahın köründe ev baskınları ile almak hangi nezakete uyuyor merak ediyoruz. Bizim diz çökmemizi bekliyorsunuz, biliyoruz. Bizi halk seçti ancak halkın önünde diz çökeriz. İlgili gazeteye, gazetenin ilgili yazarına Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla suç duyurusunda bulunduk. Basın Konseyine suç duyurusunda bulunduk, basın etik kurallarını yerine getirmediği için. Bizi buraya halk getirdi ancak ve ancak halk alır. Bireysel bir suçumuz varsa mahkemenin huzurunda hesap vermeye hazırız. Yalnız belediye mevzuatı şunu da söylüyor. Bir belediye başkanı suç teşkil edecek bir konuya münhasır olmuşsa, belediye meclisi kendi içerisinde yeni bir belediye başkanı vekil tayin eder, o mahkeme süreci bitene kadar. Sayın İçişleri Bakanı’nı belediye mevzuatına uymaya davet ediyorum. Bu siyasi kararlar halk nezdinde size zarar veriyor, bize değil. Sizi Anayasa’ya ve ilgili belediye mevzuatına uymaya davet ediyoruz.”
Büyükşehir Belediye Basın