Geçtiğimiz hafta sonu 2'incisi Diyarbakır'da gerçekleştirilen Akademi-Medrese Buluşmaları: Medresenin Geleceği Çalıştayında alimler ve akademisyenlerin farklı alanlarda belirttikleri görüşler neticesinde varılan ortak kararlar sonuç bildirgesi şeklinde açıklandı.
İslam medeniyetinin köklü ve kadim eğitim kurumları arasında yer alan medreselerin yüzyıllar boyunca yalnızca dinî ilimlerde değil, aynı zamanda pozitif bilimlerde de özgün eğitim paradigmalarıyla eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürdüğü, dünya bilim tarihine önemli katkılar sağladığının belirtildiği bildirgede, Türkiye’nin farklı bölgelerinde halen toplumsal ilgi görmeye devam eden medreselerin mevcut durumlarının, sosyolojik temellerinin ve toplumsal etkilerinin değerlendirilmesi, aynı zamanda geleceğe yönelik olanaklarının tespit edilmesi büyük önem taşıdığına dikkat çekildi.
Bildirgede; Çalıştay’da, medreselerin geleceği bağlamında; medrese eğitim sisteminin güncellenmesi, medrese ve sekülerlik, medrese ve akademi ilişkisi, medrese ve sosyal bilimler, İslam ülkelerindeki farklı medrese modelleri ile medreselerin yasal zemininin tartışıldığı ve alınan sonuçların kamuoyuyla paylaşılmasının uygun bulunduğuna yer verilerek alınan kararlar şu şekilde sıralandı:
Medreseler ve ilahiyatlar birbirlerinin karşıtı ve alternatifi değil, birbirini desteklemesi ve tamamlaması gereken kurumlar olarak değerlendirilmelidir.
Farklı medrese modellerini geliştirmek ve oluşturmak gereklilik arz ettiğinden; ortaokul, lise ve üniversite aşamasındaki öğrencilere seviyeleri ve koşullarına uygun medrese eğitiminin verilmesi akademik gelişimlerine özgün ve derinlikli katkı sağlayacaktır.
Her bir müderrisin ayrı medrese açması eğitim kalitesini düşürmektedir. Bunun yerine mevcut medreselerin güçlendirilmesi nicelik ve nitelik açısından medreselerin kalitesini arttıracağı gibi müderrislerin ders bağlamında uzmanlaşmasını da sağlayacaktır.
Online medreseler oluşturulmak suretiyle medrese müfredatında yer alan derslerin herkesin erişimine açık olması medrese eğitiminden yaralanmak isteyenler için önemli bir imkân sağlayacaktır.
Mevcut medreseler ağırlıklı olarak erkek öğrencilere yöneliktir. Kız öğrencilere yönelik açılacak medreseler, medrese eğitiminin toplumsal satıhta yaygınlaşmasına ivme katacaktır.
Medreselerin; dernek, vakıf vb. sivil toplum örgütleriyle ilişkili olarak hizmet vermesi kurumsallaşma açısından oldukça önemlidir. Bununla birlikte bu kurumların bir federasyon ya da kurum altında toplanması medreselerin; yapı, eğitim ve standardizasyon bakımından gelişmesini sağlayacaktır.
Medreselerin eğitimdeki ruhunu kaybetmeden, çağdaş dünyada varlıklarını sürdürebilmeleri için fenni ilimlerden de lazım görülen bir kısmının içinde yer aldığı yeni müfredatlarla güncelleştirilmesi günümüz ihtiyaçlarına yanıt vermeleri ve toplumumuza daha fazla katkı verebilmesi açısından gereklidir.
Müderrislere klasik İslami eğitim usullerinin ve modern pedagojik formasyonun kazandırılması nitelikli eğitimin verilebilmesi bakımından kaçınılmazdır.
Eğitim ve öğretim sadece bilgi aktarımı değildir. Buradan hareketle müderrislerin ve medrese öğrencilerinin sosyal sorumluluk projelerinde yer almasını eğitimin bir parçası olarak düşünmek gerekir.
Öğrencilerin farklı kabiliyetlerinin geliştirilebilmesi için medreselerde sosyal, kültürel, sportif ve sanatsal etkinliklerin yapılması ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Kariyer planlaması konusunda yardımcı olmak gayesiyle YKS, KPDS, YDS, DHBT ve benzeri sınavlarda medreselerdeki öğrencilere kurslar açılması ve onlara yardımcı olunması önem taşımaktadır.
Eğitim-öğretim kurumlarının uluslararasılaşması, niteliğin artmasında belirleyici bir faktördür. Bu açıdan müderris ve talebelerin belli sürelerle yurtdışındaki medreselere ve kurslara gitmelerinin sağlanması önemlidir.
Ülkemizde yaygın olarak başta Diyanet İşleri Başkanlığı ve İlahiyat Fakülteleri olmak üzere birçok kurumdaki önemli sayıda personelin yetişmesinde medreselerin katkısı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda, medreselerin formal ya da informal eğitim olarak yasal tanınırlığa sahip olmaları kamu yararı açısından gereklilik arz etmektedir.
Medreselerin özgünlüklerini koruyacak şekilde Milli Eğitim Bakanlığında kurulacak bir kurulla ilişkilendirilmesi medreselerde verilen eğitim ve öğrenim emeğinin karşılık bulmasını sağlayacaktır. Dahası, bu kurul marifetiyle yapılacak çalışmalar, medreselerin belli bir standardizasyona erişmelerini, akredite olmalarını ve kamuya daha fazla eğitsel katkı sunma imkânını vereceği gibi yapılan eğitimin şeffaf olması ve devlet tarafından gözlemlenebilir olmasına da olanak sağlayacaktır.
Üniversiteler farklılıklarıyla ön plâna çıkarlar. Bu bağlamda medreselerin bağlı oldukları vakıflar, vakıf üniversiteleri açmak gibi bir gayeye sahip olmaya teşvik edilmeli ve bu yönde çalışmalar yapılmalıdır. Bunun başarılması durumunda İslam Bilim Paradigmasıyla modern bilimin işleyişi sentezlenmiş ve özgün bilimsel metodolojiler ve ürünler husule getirilmiş olacaktır. Bu, çağdaş dünyaya yeni bir bilim perspektifinin sunulması anlamına gelecektir.
Medreselerle akademik kurumlar arasında iş birlikleri yapılabilir. Bu bağlamda akademideki öğretim elemanlarıyla medrese müderrislerinin birlikte tercüme yapmaları, telif eser yazmaları, eser tahkiki yapmaları ve proje yapmaları teşvik edilmelidir.
Medreseliler tarafından son yüzyıllarda telif edilmiş olup da yayınlanma, kataloglama ve koleksiyon hâline getirilme olanağı bulmamış birçok eser bulunmaktadır. Bu eserlerin projelendirilerek toplanması, tahkik edilmesi, yayınlanması veya tıpkı-basımlarının sağlanarak üniversite kütüphanelerinde oluşturulacak koleksiyonda kataloglanması kültürel mirasın korunması açısından önemlidir."
İlke Haber Ajansı