İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik düzenlenen son gözaltı operasyonu, Türkiye siyasetinde yeni bir gerilimin fitilini ateşledi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), yaşanan gelişmelerle ilgili yaptığı yazılı açıklamada operasyonun zamanlamasını ve kapsamını sert bir dille eleştirerek, sürecin tamamen siyasi saiklerle yürütüldüğünü savundu.
DEM Parti’nin açıklamasında, iktidarın yargı gücünü araçsallaştırarak İstanbul’un yönetimine müdahale etmeye çalıştığına dikkat çekildi. Parti yetkilileri, operasyonun demokrasiye doğrudan bir saldırı olduğunu ifade ederek, hedef alınan kişilerin kritik görevlerde bulunmasının tesadüf olmadığını vurguladı.
Açıklamada, “İktidar, İstanbul’un suyunu, toprağını, geleceğini kontrol etmek ve yönetmek için yargıyı bir kez daha baskı aracı haline getirmiştir. Bu operasyon, seçilmiş yerel yönetimi işlevsizleştirme ve halkın iradesine ipotek koyma girişimidir” ifadeleri yer aldı.
DEM Parti, gözaltına alınan isimlerin çoğunun İBB bünyesinde etkili ve karar alıcı pozisyonlarda bulunmasının, operasyonun hedefinin yalnızca bireyler değil, doğrudan belediye yönetimi olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Parti ayrıca bu adımın, seçimle gelenlerin halk nezdindeki meşruiyetini yok sayan bir anlayışın ürünü olduğunu ifade etti.
Söz konusu uygulamaların, sadece bir belediyeyi değil, Türkiye'de yerel yönetimlerin özerkliğini ve demokrasinin temel ilkelerini tehdit ettiğine dikkat çeken DEM Parti, seçme-seçilme hakkına ve sandık iradesine yönelik yapılan her türlü müdahalenin karşısında olacaklarını belirtti.
DEM Parti’nin bu açıklaması, özellikle son dönemlerde hükümet ile parti arasındaki gerginliğin arttığı yorumlarına neden olurken, siyasi kulislerde “DEM Parti ve AKP arasında yeni bir çatlak mı doğuyor?” sorusunu da gündeme taşıdı.