?>

Zerzevan Kalesi - (İhsan Özdemir'in Yazısı)

Ihsan ÖZDEMİR

2 yıl önce

Roma İmparatorluğu’nun doğudaki en uç sınırını oluşturan Anadolu’nun güneydoğusu, ekonomik, siyasi ve stratejik açıdan her zaman önemliydi. Bu coğrafyada hâkimiyet kurmak için tarihin iki büyük gücünün, Romalılar ve Parth/Sasanilerin büyük mücadeleler içine girdiklerini görürüz. İşte, oldukça kilit bir noktada yer alan Roma’nın askeri yerleşimi Zerzevan Kalesi bu büyük mücadelelere tanık olmuştur.Zerzevat Kalesi, konumu itibariyle bütün vadiye hâkim, antik ticaret yolu üzerinde geniş bir alanı kontrol altında tutan, stratejik bir Roma sınır garnizonudur. Ancak Zerzevan’da sadece askerlerin kalmadığı, aynı zamanda sivillerin de yaşadığı biliniyor.Tarihi Asur döneminde (MÖ 882-611) kadar giden kale, Persler döneminde de (MÖ 550-331) Kral Yolu üzerinde bulunan yerleşim alanlarının yol güvenliğini sağlamak amacıyla kullanılmıştır. Mevcut mimari kalıntılar ve kazı çalışmalarında ele geçen buluntular incelendiğinde, asıl askeri yerleşimin Romalı Sever uslar döneminde inşa edildiği söylenebilir.Bölgenin 639 yılında İslam orduları tarafından fethine kadar da kale yerleşiminin kesintisiz devam ettiğini görürüz.1200 metre uzunlukta, 15 metre yükseklikteki surlarla çevrelenmiş askeri yerleşimde, kamu yapılarının bulunduğu güney alanda, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi yer alır.Ayrıca burada kilise, yönetim binası, silah deposu, kaya sunağı gibi mimari yapılar da bulunmaktadır. Yerleşimin kuzeyinde ise cadde-sokaklar ve konutlar takip edilir. Konutların bulunduğu alanda villalar, su sarnıçları, yer altı kiliseleri, yer altı sığınak ve Mithras Tapınağı vardır.Surların dışında, yerleşime su sağlayan kanallar, sunu çanakları ve taş ocakları, nekropol alanında ise kaya mezarları ve tonozlu mezarlar oldukça dikkat çekicidir. Zerzevan Kale’sinde hem yer üstü, hem de büyük bir yer altı şehri bulunur.Zerzevan Kalesini anlatmakla bitiremezsiniz ancak gidip o tarih kokan eski yerleşim yerlerini görmek lazım, Eski insanların neler yaptığını nasıl bir çalışma yaptığın, nasıl bir kuvvete sahip olduğunu ve Teknolojinin olmadığı dönemde nasıl bu şehri inşa ettikleri insanları hayrete düşürüyor. Buradan anladığım tek şey var ‘’İnsanoğlunun elinden hiçbir şey kurtulmaz yeter ki istesin’’ 
YAZARIN DİĞER YAZILARI