‘’Ayrılık Yaman Kelime’’ demiş ozanın biri…Doğduğu ekmeğini yediği, suyunu içtiği, havasını soluduğu yerden ayrılmanın hasretini zaman geçtikçe daha bir iyi anlıyor insan.‘’En güzel şiirler, en güzel türküler, en güzel öyküler sıla hasreti çekilirken yazılır’’ derler. Doğrudur.Gurbette şiirler bir başka duygular içinde dile gelir. Burada sevgi, burada tutku, burada buram buram insanın yüreğine oturur. Kor olur, yakar kavurur….Sözcükler, dizeler insanın boğazında düğümlenir. Her sözcüğün, her dizenin ayrı bir anlamı, ayrı bir anısı vardır çünkü.Ayrılığın ne yaman bir şey olduğunu sıla hasreti çekenler çok iyi bilir.Bu nedenle daha fazla uzatmadan, Diyarbakır’a hasret şiirlerinden birini aktara cam yazının sonunda.Bazı Dergilerden, kitaplardan, gazetelerden topladım bazı şiirleri. Kuşkusuz binlerce sıla üzerine şiirler var. Sizlere en beğendiğim sıla şiirlerinden birini aktara cam.Bu şiirler arasında Diyarbakırlı olmayanların şiirleri de var. Adanalı Dr. Yusuf Erkişi bunlardan biri. Diyarbakır’da okuduğu yıllarda sevmiş kentimizi. Yıllar geçtiği halde, Diyarbakır özlemi ile yanar tutuşur Erkişi.O da başkaları gibi tam bir Diyarbakır sevdalısıdır..Şiirlerin tümünde ortak duygu Diyarbakır özlemidir. Bunlar, Diyarbakır’dan ayrı düşmüşlüğün feryadıdır bir bakıma. Çoğunda, Diyarbakır’ın eski güzellikleri vardır. Çünkü bunu yazanlar o güzellikleri yaşamamışlar…Onlar, Diyarbakır’da iken daha bir güzeldi Dünya..Okuyunca daha iyi anlayacaksınız bu duyguyu..HASRET(Doğduğum yer)Gurbette kalbime dolan hasretin,Eritir mum gibi, beni ey diyar.Dolaşsam, gezsem de bütün cihanı,Bulamam ruhuma yakın sen kadar.**********Gül gibi açsam da çabuk solarım,Sensiz her şey kara, her işim yarım.Ey, benim cennetim güzel diyarım,Bahtiyar olsam da sensiz, ne çıkar…Şevket BEYSANOĞLU