?>

SEZAİ KARAKOÇ-2

Mehmet Ali ABAKAY

7 yıl önce

Bu üç isimden konumuz olan Karakoç, ne yazık ki “Mona Roza” denilince hakkı teslim edilen şair olarak bilinir; Necip Fazıl’ın “Kaldırımlar Şairi” olarak tanıtılması gibi. Fakat şaire yapılan haksızlık, adeta cevap bekleyen bir tarzda yoğunlaşsa da Karakoç, daima suskunluğunu bozmamıştır.Karakoç, kimilerince yok bilinmiş, kimilerince satır aralarında ismen hatırlatılmış, bazılarınca kendi çerçevelerine alınmamıştır. Coşkun nehirler, hiçbir zaman sed kabul etmez. Önlerine vurulmak istenen engeller, sonuçta ortadan kalkar. Karakoç, bu yapıda bir isimdir.Bu üç ismin beslendiği kaynak, -kabul edilir veya edilmez- Mehmet Akif’tir. Her üç şair-yazar-fikir adamı, Mehmet Akif çizgisinde gelişen yolda yetişmiştir. Mehmet Akif, Osmanlı Dönemi’nde oluşturduğu intiba ve geliştirdiği çizgi ile dergicilik yönü, polemik anlayışı, hitabet yönü, İslamî çerçevede bilgisi, şairlik cephesi, makale yazma, olayları hikâye etme ve tüm bunları fikirle bir arada verme tavrıyla üç isme zemin hazırlamıştır: Kısakürek, Pakdil, Karakoç.Bunu öne sürmemiz belki başkası için iddia olabilir. Lakin doğrusu da budur. Bunu yaşayan Pakdil de Karakoç ta reddetmez.Kısakürek polemikçi iken Karakoç ve Pakdil, polemikten uzak durmuştur; Edebiyat’ta Pakdil’in bir-iki polemiği hariç.Kısakürek, Borazan, Ağaç ve Büyük Doğu’da yazmak isteyen birçok isme sayfalarını açar. Aziz Nesin’den Oktay Akbal’a uzayan çizgide birçok imzayı tanıtır, yayıncı çevresine. Karakoç, İslamî çevre dışında başka şairlerle yazarlarla bir arada bulunmuştur. Cemal Süreyya olmak üzere birçok arkadaşı vardır. Karakoç’un şiirleri Diriliş öncesinde yer yer yayınlanmıştır. Yine de Diriliş’te imza sayısında azlık vardır ve imza sahipleri aynı çizgidedirler. Pakdil, etrafındaki isimleri seçer, kendi kozasını kendisi örer. Edebiyat’ta farklı çizgiden isimler bulunmaz. Bu bazen ”Birkaç imza ile dergi çıkartılıyor.” eleştirisini gündeme getirir. Edebiyat, bu tarz çizgisini kesinlikle terk etmez.Her üç isim için de dergiler özel sayılar çıkartmıştır. Hatta Yedi İklim Dergisi Sezai Karakoç için iki özel sayı çıkartmıştır. Aynı biçimde Necip Fazıl ile Nuri Pakdil için özel sayı çıkmıştır. Türk Edebiyatı, Kısakürek ve Karakoç için özel dosyalar hazırlamıştır.İsmini zikretmediğimiz birçok dergi benzer dosyaları yayınlamıştır. Nuri Pakdil, daha çok kıyıda kalmayı amaçlamış, kalabalıklar içinde görünmek istememiştir.Fakat www.edebiyatdergisi.com ile uzun zaman önce yayınlanan Edebiyat’ın devamı niteliğinde olan bu çaba, Pakdil’in yeni kitaplarının vitrini misalidir. Karakoç, sanal âlemde Diriliş’i tanıtma uğraşı içine girmemiştir.Karakoç ile Pakdil, hiçbir zaman fotoğraflarının çekilmesinden hazzetmez.Onların fotoğraflarının bilinen sayısı onu geçmez. Bu fotoğraflar da rızalarının dışında çekilmiş gibidir. Kim bilir, belki Ali Emirî Efendi gibi fotoğraftan hoşlanmama sebepleri vardır.Yüzlerinin tanınmaması, fikirleriyle bilinme isteğidir, bu iki ismi fotoğraftan uzaklaştıran sâik. Karakoç, Diyarbakır’a gittiğinden beri gelmemiştir. Ergani’ye birkaç kez gelip gittiği bilinir.Karakoç’a Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca verilen ödül bile şairlerin kalabalıklar karşısına geçmesini sağlamamıştır. Bu ödül için tören istememiş olması, kendi iç dünyasında önemlidir. İsminin Diyarbakır’da bir liseye bir bulvara verilmesi bile şairinin ilk esnada haberdar olmadığı bir durumdur.Karakoç, eserlerinde (şiir ve hatıralarında) Diyarbakır ve Ergani’den bahseder. Ergani Halk Kütüphanesi’ne çıkan her eserini muntazam olarak gönderir. Erganili olması sebebiyle Makam Dağı, onun için ayrı bir önem taşır. Müstearlarında “Zülküf” adı geçer. Zülkifl Nebî, birçok kitabında yerini alır.2000’li yıllarda oluşum içinde olan “Uzak Ülke” adıyla çıkan bir dergide Şairi Diyarbakır’a getirmeyi konu alan yazımız, dergide hayatiyet bulmadı. En azından bu yazının yer almasını çok isterdik, bu gün bu makalemizi ele alışımı zengin kılma adına da olsa. Yakın zamanda Diyarbakır’da yaptığımız iki panele oldu.  Üç sempozyum gerçekleşti, memleketinde. İsmine biri Diyarbakır’da Anadolu Lisesi biri Ergani’de ilköğretim olarak iki okula ismi verilmiş, Diyarbakır’da da ismi, bir bulvara verilmiştir.Bir makalemizde şehri dünya gözüyle görmeden giden Hattat Hamidü’l-Amdî ile Ahmed Arif’ten bahsederek, Sezai Karakoç’un davet edilmesi gerektiğinden söz etmiştik.Günümüzde kimi yazarlar ve şairler, davet edilmedikleri için gelememiştir, şehirlerine. Gelseler bile kimsenin duymasını istemez. Biz Sezai Karakoç’u şehrine, Diyarbakır’a ya davet etmesini bilmiyoruz ya da davete ön ayak olacak isimler bulamıyoruz. Yakın zamanda şehrimize gelen Malatyalı bir şair ile konuşmamızda çıkarttığı dergi ve kitaplar hususunda konuşma imkânı bulduk. Çıkardığı dergisinden yana kimi açıklamalar yaptıktan sonra gece yarısına ulaşan sohbet, ertesi güne yerini bırakmıştı.Şair-Yazar-Fikir Adamı Sezai Karakoç’a ilişkin bu uzun açıklamaları vermemizin sebebi, Diriliş Ekolü’nün çıkış sebeplerinin ve çıkışından günümüze uzayan çizgisinin anlaşılması içindi. Karakoç konusunda kimi zaman çalışmalar yaptık. Bu çalışmaları zaman içinde sizinle paylaşmaya çalışacağız, şimdi. Kitaplaşma aşamasına doğru bu makaleleri, tartışmaya açtık…Yazdığımız fakat yayınlamadığımız kimi eleştiriler de bulunmaktadır. Üzerinden zaman geçmesine rağmen bu eleştirilerin önemli olduğunu gördüğümüz için aynı tat ile okuyacağınızdan eminim.
YAZARIN DİĞER YAZILARI