?>

ŞEHİR ARAŞTIRMALARI MERKEZİ MANİFESTOSU-7

Mehmet Ali ABAKAY

7 yıl önce

Kapitalist kâr anlayışının yaşantıya aks eden görüntüsü, insanı yalnızlaştırma, bu yalnızlaştırma içinde ihtiyaç duyduğu her şeyi kazanma adına bir bütünlük içinde alış veriş merkezilerinde sunma, spor-müzik-eğlence sektörünü de bu çerçevede ele alma, giyimde kuşamda ayrıcalıklı olma hissini verme, sınırları çizilmiş alanda mutlu insan yüzlerini yansıtan reklâm panolarına uygun cehennem içinde oluşturulan yalancı cennet adalarını taklit etmedir.Önceleri otellerde görülen lüks yaşantı, zamanla alışveriş merkezlerinde, tatil köylerinde görüldü. Günümüzde yavaş yavaş toplu konut alanları, devamlılığında şehir içinde etrafı güvenlik şeridi ile sarmalanmış sitelere dönüşmüştür.Şehirde yükselen devasa katlı yapılar, şehrin tarihî ve kültürel yapılarını gölgede bırakmış, birçok sit alanı ortadan kaldırılmış, yeşil alanlar tahrip edilmiş, bir oldu-bitti ile şehrin geçmişle bağları kopma noktasına getirilmiştir.Şehirlerin günümüzde hakkıyla ele alınması gerekir. Bu işte devlete oldukça görev düşmektedir.Mimarî yapılarla ilgili çözümlenmemiş bir kördüğüme değinmek istiyoruz. Tarihî bir yapı üzerinde bazen hangi kurumun ya da kuruluşun söz sahibi olduğu karmaşıklık arz eder.İllerde resmiyet, Kültür ve Turizm Müdürlükleriyle sağlanırken, bu müdürlükler tek başına önem arz etmemektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Şehircilik ve Çevre Müdürlükleri dolaylı olarak şehirlerle ilgilidir. Buna Milli Emlâk Müdürlükleri de dâhildir.Bir yapıdan sorunlu olan Kültür ve Turizm Müdürlüğü iken, başka yapı Vakıflar Müdürlüğü’ne ait görünürken diğeri Millî Emlâk’a, diğeri başka kuruma aittir.Her şehirde bir Şehir Araştırmaları Merkezi kurulmuş olsaydı, çok başlılık ortadan kalkardı. Bazen bir yapının Belediyeye başka yapının Devlet Demir Yolları’na ait olduğu görülür. Müftülüğe bağlı camiilerde söz sahibi Vakıflar mı Kültür ve Turizm Müdürlükleri mi belli olmaz. Bazen arkeologlarla sanat tarihçileri arasında denge sağlanmaz. Müzenin arkeologları ile belediye arkeologları arasında kararda bütünlük sağlanmaz.O şehirde bulunan Mimarlık ve Mühendislik Fakülteleri ile Arkeoloji Bölümleri, ortada duran meselelerin dışında yer alır. İlgili meslek kuruluşları olan odaların söz söyleme yetkisi bulunmaz.Çok başlılık, ancak şehrin mimarî, tarihî ve kültürel yapılarının tek çatı altında toplanmasıyla ortadan kalkar.Şehir Araştırmaları Merkezi’nce oluşturulan her alandaki komisyonlara ilgili birimlerden, kuruluşlardan birer temsilci alınarak, kördüğüm haline gelmiş meseleler, çözüme kavuşturulabilir.Şehre dair yayınlanmış eserlerin, çıkmış dergilerin, çekilmiş fotoğrafların, yayınlanmakta olan gazetelerin, görüşülen kişilerden edinilen bilgilerin bir araya getirildiği kitaplıklarda her konuya ilişkin çözümler bulunması mümkündür.Şehir Araştırmaları Merkezi’nde haftalık konulu sohbetlerde, görüşmelerde kayıt altına alınan toplantılar kırk-elli yıl sonra ihtilaflı konularda çözümü kolaylaştırır.El sanatlarında kaybedilen değerler, canlandırılmak istenirse Şehir Araştırmaları Merkezi bunun için başvurulması gereken, müzelerden daha önemli kurumların başında gelir.Bir konu hakkında ihtilaf varsa, bir eser aranacaksa ve bulunmuyorsa, kütüphanelerde yoksa Şehir Araştırmaları Merkezi, bu eserin bulunma noktasıdır.Bu merkez, her derde derman sunacak özellikte ise nasıl kurulmalıdır?Bunu yazılarımızda yeri geldikçe sunmaktayız, sunmaya devam etmekteyiz.İlgi duyan, duyacak olanlara gönül kapımız açıkken, kapıların Şehir Araştırmaları Merkezi’ne neden kapalı olduğunu bir türlü anlayamamaktayız. Kimsenin bu konuda söyleyecek sözü mü yok veya uğraştığımız husus kumdan kaleler yapmak mıdır, denizin dalgası ile yıkılan?Bir arpa yol kat etmemiş olmamız, kimin umursamazlığındandır?Bunu sorguladık mı?Bir şehre dair basılı, sesli, görsel binlerce malzemeyi nerede bulabiliriz?Ankara, İstanbul mu?O şehirde o şehri tanıtan, anlatan kaynaklar, dergiler, gazeteler, belgeler bulunmuyorsa Ankara’ya, İstanbul’a her zaman gidip gelmek mümkün mü? O şehirde çıkan kaynaklar, tümüyle Ankara’ya ve İstanbul’a ulaşıyor mu?Günümüzde şehrin eski evlerinin kahve içilen, sohbet edilen, yemek yenilen tarzda düzenlenerek, ekonomiye kazandırılması yaygınlaştı. Ticarî birer işletmeye dönüştürülen bu alanlar, amacının dışında, akla zarar-mantığa ziyan biçimde hanların, hamamların işletildiği gibi, şehre farklılık, istihdamı artırma amaçlı kullanılırken, tarihî yapıların özüne nüfus etmeyen bu mekânlar, zaman içinde değişimlerini başkalaşım halinde asliyetini korumamış hale dönüşür hale gelir. (DEVAMI YARIN)
YAZARIN DİĞER YAZILARI