ŞEHİR ARAŞTIRMALARI MERKEZİ DÜŞÜNCEMİZ NEDEN ÖNEMSENMEZ?
Mehmet Ali ABAKAY
7 yıl önce
Bu yazımızın başlığına paralel ifadelerimizin karamsarlık, hüzün taşıdığını ifade edenimiz olabilir? Karamsar ve hüzünkâr değiliz, aslında. Bizi anlamaktan uzak olan anlayışın, her şeyde maddî menfaat bekleme yanlışlığıdır, her bir şehrin merkezden mahrum kalmasının sebebi. Şehir Araştırmaları Merkezi’nin bir kütüphane olmadığını söylemiştik, çok önceleri. Merkezin sadece toplantılara mekân olmadığını belirtelim. Merkezin öncelikle heyecanla kurulup sonradan nisyana terk edilecek bir kurum olmamalıdır.Şehir Araştırmaları Merkezi, bir kişinin omuz vermesiyle seksen bir ilde kurulacak bir iş olmadığını belirtelim. Yaptığımız görüşmelerde öncelikle birkaç ilde bu merkezin kurulmasına destek vermeye başladığımızı belirtelim. Çevre illerden gelen davetlerde bu merkez anlayışının nasıl olacağını anlatmaya başlayacağız, Haziran 2018’le birlikte.Kişinin kendi memleketinde ses getirmeyen, başka illerde heyecan uyandıran merkez hususu üzerinde yalnız kalmanın dayanılmaz sessizliğinde bizim köşeye çekilme durumumuz söz konusu değildir, özetle.Şehir Araştırmaları Merkezi’ne lazım olan ne varsa, gereken ne kaynak söz konusu olursa temin edilmiştir, aslında. Seksen bir ilin birçoğuna ait kaynak eserlerin zengin yelpazede bir araya getirildiğini ifade etmiştik.İstanbul’da bir şehre ait beş yüz kaynak eserin bulunması söz konusu değildir. Lakin merkezin doğuş noktası Diyarbakır’da İstanbul’a ait beş yüzü aşkın eserin yer aldığını, imkânımız el verdiğinde bu rakamın bini geçeceğini ifade edelim.Şanlıurfa’da Diyarbakır’a ait yüz eseri bir arada bulmanın, sadece özel kitaplıklarda olması mümkündür, belki. Merkezin olduğu Diyarbakır’da Şanlıurfa’ya ait kaynak eser sayısı dergileriyle gazeteleriyle, şehir merkezi ve ilçeleriyle iki yüz sayısını çoktandır aşmıştır.Belki İstanbul ve Şanlıurfa iki il olarak düşünülebilir. Kahramanmaraş’a dair merkezin kaynak eser sayısı yüz elliyi aşarken Erzurum, bu rakamdan uzak değildir. Van’a ait kaynak eser sayısı, Van’a gitmemiş olmamıza rağmen, yüze yakındır.Rize’ye dair kaynak eser sayısı ile yeni bir kitap yazılabilir.Siz, Edirne’den Ardahan’a kadar merkezde seksen bir ile dair binlerce eserin olduğunu düşündüğünüzde önünüze “Her şeyi sanal ortamdan temin etmek mümkünken, bu kaynak eserlerin fazla önem kazanmadığı” iddiasında bulunan dostlar olmadı değil.O zaman mevcut kütüphaneleri kapatmak mı gerekir?Merkez, özü itibarıyla bir kütüphane değildir, olması mümkün değildir. Bir şehre ait ne varsa, yayınlanmışsa, hepsini bir arada toplamak ve meraklısına, araştırmacısına sunmak, dünle bugünü buluşturup, yarına umutla bakmak ise, merkezin her ilde açılmasının zararı nerede görülebilir?Elazığ’a dair kaleme alınan eserlerin, çıkan gazetelerin, yayınlanan dergilerin, tarihe, kültüre, sanata zemin hazırlayan çalışmaların olmasının şehre kattığı değerin farkında mıyız?Merkezin açılmasına yakın olduğumuz 2018’de uygun mekân bulamayışımız, elbette bizim kimi zamanlarda çalışmalarımızı aksatmıştır. Düşündüğümüz gerçekleşmediği anlarda adeta hiçbir şey olmamış gibi, davrandık, kaynak eserleri toparlamaya gayret gösterdik.Seksen bir ilde bulunmak, her ilde konaklamak, o işi gezip dolaşmak, fotoğraflama çalışmaları gerçekleştirmek, yetkililerle yazarlarla şairlerle görüşmek, bir ömrün yetebileceği zaman değildir. Ancak bu merkezin kurulmasını isteyenlerle görüşme, merkezin nasıl olması gerektiğini kendilerine açıklama, çalışmaların programını belirleme hususunda yardımımız olabilir. Bize gelecek kaynak eserlerle merkezin çıkış noktası zenginleşebilir.Çanakkale’de Diyarbakır’a dair yüzü aşkın eseri bulmanız mümkün müdür? Merkezi Diyarbakır olan Şehir Araştırmaları’nda Çanakkale’ye dair eserler, bir kitaplık boyutunun çok üstündedir.Nevşehir’e dair kaynak eser mi ararsınız, Trabzon’a dair eserler mi lazım? Kütahya ile ilgili eserleri bulmak için merkeze gelenlerin eli boş dönmeyecektir. Bursa’yla ilgili belli başlı eserlerin bulunduğu şehir kitaplığında Molla Fennarî’yi tanımanız mümkündür, Osmanlı Şehzadelerini, Padişahlarını öğrenmeniz mümkündür.Manisa’ya dair Mesir Macunu’nu bilmeniz kolay, Afyon Basın Tarihi’ne ulaşmanız rahat, Uşak Müzeleri’ni dolaşmanız mümkün, İzmir Tire İlçesi’yle ilgili mimarî yapıyı, kapılarıyla öğrenmeniz zamanınızı almaz, Burdur’da, Muğla’da düzenlenen sempozyumlardan Kars’ta yapılan Harakanî Sempozyumu’na kadar illerdeki birçok sempozyum bildirisinin kitaplaşmış şekline ulaşmanız zor değil.Bunca çabanın karşılığı, ilgisiz ve alakasız kalmak ise, bir ömrü adadığımız konuyla ilgili kitaplar kaleme almamıza rağmen merkez halen kurulması için destek bulamıyorsa, ne demeli? Bu merkez düşüncemiz, neden önemsenmez?Önemsenmeyen bu merkez anlayışımız için elimizden gelen çabayı sarf edeceğimizi ifade edelim, etrafı yıkmadan, kimseyi kırmadan.Üniversitelerin bu merkez modeline, bulundukları illerle ilgili sıcak yaklaşımlarda bulunması temennimizdir. Bir üniversitede eğer şehri tanıtma amaçlı bir oluşum-birim yoksa, mevcut olanlar şehirden uzaksa, yapılan sempozyumlar şehirle ilgili bilgi yanlışlıklarına yeni halkalar ekliyorsa, bize düşen iki elimizin arasına başımızı alıp düşünmektir.Biz, başta belirttiğimiz gibi, her zaman kaynak sayımızı artırabiliriz. İstanbul’a, Ankara’ya beş-altı gidişimiz merkezin kurulması için yeterlidir. Biz, özellikle şu anda merkezin Güneydoğu’yu, sonra Doğu’yu, ahirde seksen bir ili içine alması gerektiğini düşünüyoruz.Marmara’da, Karadeniz’de, Akdeniz’de merkez kuruluşları kolaylıkla mümkündür. Önemli olan zorlukların bir katman halinde engel olduğu şehirlerde geride bırakılmasıdır. Siz, Kilis’te, Iğdır’da, Ardahan’da, Aksaray’da ve yeni il olmuş birçok kentte çalışmaların yeterli olduğunu söyleyemezsiniz.Biz, kendimizi tanıtamamışsak, bu kusurun bir kısmı bizi anlamaktan uzak olan sözü geçerli ve etkili olanlara ait değil midir?Ekmeğe, aşa vermemiz gereken parayı kitaplara veren bizim, Nevşehir Derinkuyu İlçesi’ndeki yer altı yerleşim alanlarıyla ne alakamız olabilir? Bizim Kapadokya ile ilgili yazı kaleme almamız kimin umurunda? Erzurum’a, Kahramanmaraş’a, Ankara’ya, İzmir’e, İstanbul’a, Mardin’e gitmemizin birey olarak ne gereği var?Şehir Araştırmaları Merkezi’ni ömrümüzün Kızıl Elma’sı bildik. Tüm mesele bundan ibarettir, Sevgili Okur!...