On bir ayın sultanı mübarek ramazan ayı 28 Şubat Cuma günü başlayacak. İlk oruç 1 Mart Cumartesi günü tutulacak.
İslamda önemli bir yeri olan ramazan ayı, müslümanlar tarafından büyük bir sevinç ve heyecanla karşılanıyor. Müslümanlarca sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edilen bir ay.
Hangi konuyu ele alırsak alalım ucu muhakkak ekonomiye dayanıyor. Maneviyatın hat safhaya çıkacağı bu zamanda konu maalesef yine maddiyat olacak ve bu ayın maneviyatı gölgede kalkacak.
Sağlıklı beslenmek her zaman çok önemli ama bu dönem biraz daha önemli hale geliyor. Yaklaşık 13 saat 7 dakika gibi aç ve susuz kalınacak. Bu yüzden nasıl beslendiğimiz, iftarda ve sahurda neler tüketmemiz gerekiyor konusu çok önemli.
Ülkemizde obezitenin artması, şeker, tansiyon, kalp ve dolaşım hastalıkları ve çok sık duymaya başladığımız kanser vakalarındaki artış, bizim aslında ne kadar da yanlış beslendiğimizi gösteriyor. Sürekli karbonhidrat (makarna, ekmek, pilav) ağırlıklı besleniyoruz.
Sağlıklı beslenmek için uzmanlar haftada en az 2-3 defa balık, et, tavuk, yumurta, kuru bakliyat gibi protein bakımından zengin besinlerin soframızda olması gerektiği konusunda uyarıyor. Bunu soframıza getirmek ayrı bir mesele, organik olup olmaması ayrı mesele.
Yakın zamanda sözde profesör olan bir beyefendi ‘’kuru fasulyede protein et de protein. Fakir hayat en sağlıklı hayattır.’’ Diyerek et alamıyor oluşumuza değil de ‘kıtlık bilincini’ topluma aşılıyıp, fakirliğin güzellemesini yaptı. Halbuki Kuru fasulyeye et koymak bu topraklarda yaşayan insanların bir kültürüdür. Et yemek istemeyen yemesin ama ulaşılabilir olsun.
Alım gücünü konuşmak gerekiyor. Raflardaki pahalılıktan söz etmek gerekiyor. Bir ay et alıp bir ay et alamıyor insanlar. Önümüz bayram, ekonomi bu haldeyken bayram nasıl bayram olacaksa?
Işte böyle bir atmosferde ramazan ayına giriyoruz. Kimileri etleri löpür löpür götürürken, kimileri de kırıntısını bulamıyor.
Ramazan ayının herkesin evine, cebine bolluğuyla bereketiyle gelmesi dileğiyle…