?>

PERT OLMUŞ ARAÇ GİBİYİM!. - (Mevlüt Mergen'in Yazısı)

Mevlüt MERGEN

3 yıl önce

GÖZLÜYORUMSÜREKLİLİKİnsan için bu hayat sonsuz değil elbette,Her şeyin sonu var sonsuzluk kıyamette.Uçak eskir, vapur çürürken, araç dahi tökezler,Ayak yürümez olur canlı misaldir dizler!..MMSÖZ GELİŞİSAYIN VALİMİZE SAYGILARIMLABir gün böyle “pert olmuş araç gibi” olacağım belli idi, 2005 yılından bu yana tıkır tıkır çalıştığı zanedilen bir araç gibi hissediyordum kendimi, oysa ben bir insandım, madenim, ne demir, ne çelikti, etten kemikten ibaret olan vücudumun en büyük özelliğini unutmuş gibiydim, bir de “sinir” sistemim vardı, onun da bir gün diğer organlarım gibi eskiyeceğini,  görmez hale gelebileceğini hiç mi hiç düşünmedim, daha doğrusu düşünemedim.Geniş ve kalabalık bir aile yapım vardı, buna rağmen gönlüme altından kalkılmaz bir   “Diyarbekir sevdası” yüklemiştim, bunun ağırlığını ancak “sevda öyle müşkül ki onu çekenler bilir” türkü sözü ifadeye yetmiyordu,  o sevdanın ağırlığını şiirlerimde, söyleşilerimde ifadeye çalıştı isem de başarı olamadığımı  sinir sistemimin iş görmez hale geldiği ve kendimi ezilmiş, yalnızlık çukuruna itilmiş olduğumu veya öyle sandığım gün anlamış oldum..Her hastalık vukuunda başvurulacak çare bir hastaneye gitmektir, öyle de yaptım, coronavirüs vakaları dur durak bilmediği için akla ilk gelen “özel” bir hastane idi ve “memorial” hastanesinin acil kısmında gördüm kendimi, yatırılacağı mı burada tedavi göreceğimi sanıyordum, o anda bir hekim yanıma gelerek: “Abi özür dilerim, seni ilk etapta tanıyamadım” bu hekimin bu yaklaşımı Diyarbekir sevdamın dışa aksetmiş bir şekli idi.Demek ki sevdam anlaşılmıştı, o hekimin kim olduğunu bilmiyordum, “Dr. Farac Başak” benim için düzenlediği reçetede aşırı derecedeki enfeksiyon ve düşük tansiyonumu tedavi etmeye başlarken içinde bulunduğum “ruhi sıkıntım”  yani bozulan sinir sistemim,  yani psikolojik durumum rahatlık vermiyordu, içimde bir kliniğe yatırılmam, burada tedavi görme isteğim vardı.İşte tam bu zamanda Sayın Valimiz Münir Karaloğlu’nun telefonda şahsıma o “munis”  sesiyle “nasılsın?” diye sorması imdadıma yetişti, kendisine “Sayın Valim iyi değilim” dedim ve isteğimi anlattım, “kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş” derler ya aynen onun gibi bir anda “112” acil yardım ekibini evimde bir aç dakika içinde “ambulansta ve Prof. Dr. Gazi Yaşargil Araştırma Hastanesinin iç hastalıkları bölümünde buldum.Bütün hastalara ve özellikle bu hastanede yatanlara Allah’tan acil şifalar dilerken onları tedavi eden başta Sağlık Müdürümüz “Dr. Cihan Tekin” olmak üzere bütün sağlıkçılara Allah’tan yardım ve başarı diler ve cümlesini insanlara karşı gösterdikleri yakın alakadan ötürü de candan tebrik ederim.Burada bütün tetkik ve tahlillerim yapıldı, iki kez “negatif” dendi PCR testlerime ancak psikolojik durumum düzelmeden tekrar evime geldim, Sayın Valimizin yakın ilgileri devam ediyor, benimle yakından ilgilensin diye “aile ve sosyal politikalar müdürü Yusuf Erdener görevlendiriliyordu.Yusuf Erdener’in  bir psikoloji hekimine durumumu bildirip tedavimi yaptıracağı beklentisi içinde iken D.Ü. Rektör Yardımcısı Sayın Ahmet Tanyıldız telefon ederek “geçmiş olsun” dileğinden sonra kendisine durumumu kısaca hikaye ettim , “ilgileneceğini” söyledi ve D..Ü. Tıp Fakültesi Psikiyatri bölümünden Prof. Dr. Abdulllah Atlı bey gelerek hastalığıma “depresyon” teşhisi ile tedavim için gerekli reçeteyi yazdı..Bütün bunları durumumla yakından ilgilenip dualarını esirgemeyen bütün dostlarımı bilgilendirmek ve özellikle bütün bu ilgilerin şahsımdan ziyade Diyarbekir’e olan samimi sevgim ve sevdam sebebiyle olduğunun bilinmesi için yazdığımı belirtmeliyim, kim bilir belki de bu “son yazım” olabilir, ancak sözünü ettiğim Diyarbekir sevdası hiçbir zaman “son” olmamalıdır, birileri bu sevdayı yüklensin isterim, çünkü bu sevda insanı son günlerinde bile yalnız bırakmıyor, ilgi ve sevgi odağı kılıyor…Günlerdir duygularımı dile getirmek istediğim bu satırları yazarken  “depresyon” bir hastasının halet-i ruhiyesi için tamamlamaya çalıştım, hatalarımdan ötürü herkesten özür dilerim.Selam ve dua ile
YAZARIN DİĞER YAZILARI